Bardak taştı bardak

Geçen hafta ‘Hatıra Biletleri’ Eskişehirspor camiasını konuşan Türkiye bu haftada Göztepe maçında yaşananlar ile ilgili yine Eskişehirspor’u konuşuyor.
Şu bir gerçek ki hangi ligde olduğuna bakmaksızın Eskişehirspor sadece bu şehirde değil tüm ülkede gündem yaratacak kadar büyük bir camia.
Peki, hepimizin öfke ve keder contalarını yerinden bir kez daha söken olayların sebebi sadece Göztepe maçında yaşananlar mı? Sadece bu maçta verilmeyen bir penaltı, kırmızı kart, fauller ile ilgili olabilir mi?
Bir Teknik Direktör ya da Başkan sadece bu sebepler ile takımı sahadan çekme protestosu gösterebilir mi?  Elbette hayır.
Göztepe maçı aslında uzun bir sürecin birikimi, doluluğu ve bardağı taşıran son damlasıdır.
Eskişehirspor’un yıllardan beri üstünde oynanan oyunlar var. Bu sene TFF 1. Lig bu duruma daha müsait olacak ki hepten ayyuka çıktı.
İki maçtır görüntüler ile deşifre olan bu gerçek yayınların olmadığı 6 haftalık süreçte de mevcuttu. Rakiplerin öfkesini, sertliğini cezalandırmayan hakemler söz konusu Eskişehirspor olduğunda yoktan sebepler icat ettiler. Kırmızı kartlar, penaltılar aleyhimize dolu dolu verilirken bize gelince görmeyen gözler zaten dar zamanlardan geçen Eskişehirspor’u deyim yerindeyse ince ince doğradı.
Yani dün akşam herkesin gördüğü haksızlıklar değildi takımın sahadan çekilmesi, dün akşam buz dağının üstünde kalan kısım ve taşan bardağın son damlasıydı. Etten, kemikten, sinirden yaratılan insanoğlu’nun bu tepkilerini çok görmemek, biraz da anlayabilmek gerek, zira bu isyan emekleri çalınan tüm Anadolu’nun isyanıdır bir yerde ve ağabey olarak bu sorumluluk da Eskişehirspor’a düşmüştür yine.
Karşılaşmaya gelecek olursak söyleyecek fazla söz yok. Her şey iyi başlamışken ortaya çıkan takım olma zafiyetimizi görmezden gelmemek lazım. Gol attıktan sonra oyundan düşen, mücadeleyi azaltan yapımız TFF 1. Lig’de tutmayacak bir taktik. Her takımın hedefe koştuğu bir sezonda daha çok koşacak, daha sert olacağız ve orta olandaki eksikliği gidermemiz gerekecek. Bunlar düzelebilir, yarın öbür gün halledilebilir şeyler ama unutmamak gereken telafisi mümkün olmayan bazı şeyler de var.
Bu konuda da iş yine bize düşüyor. ‘Şampiyonluk gitti’, ‘Hedeften koptuk’, ‘Eyvah eyvah!’ nidalarını bir kenara bırakmamız lazım. Hiçbir şekilde hedeften kopmadık.  Buna inanmalıyız. Başka çaremiz olmadığı için çok gerilerden bile olsa gelecek ve ipi göğüsleyeceğiz. Önümüzdeki takımların birbirileri ile maçları olacak, taraftarımızı oyuna dâhil olacak ve zor rakiplerle evimizde çok maç oynayacağız.  TFF’nin çok kolay olacağını kimse düşünmesin, çok zor olacak ama ya olacak ya olacak ..
Bize düşen bu zor günlerde moral olarak alt seviyeye düşen camiayı ayağa kaldırmak ve dünden daha çetin, daha ateşli, daha inançlı, daha bir ve beraber olmaktır.
Aksi senaryolar, olumsuz hava ve inançsız bir camia olursak korktuğumuz başımıza gelir. Kimse kusura bakmasın ama bu sene hesap sorabileceğimiz bir sene değil.  Süper Lig’e çıkıncaya kadar kan içip, kızılcık şerbeti demek zorundayız. Ve mücadele asıl şimdi başlıyor.