Balkona bak!..

Balkona bak!..

5 Temmuz 2014 10:01
A
a
Sütiş Eskişehir
Ne dedi Erdoğan?
"Partimin değil, 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım..."
İnanıyor musunuz?
………….
İngiltere'nin saygın dergilerinden "Sunday Times", bir sayısında "Yalan Dosyası"nı ele almıştı.
Buna göre normal bir insan günde 20 kez yalan söylüyormuş. Neden yalan söylediğimiz de üç ana maddede toplanmış:
"Kendimizi olduğumuzdan daha iyi göstermek için..."
Zor bir durumdan ya da anlaşmazlıktan kaçınmak için...
“Karşı cinse kendimizi beğendirmek için…”
………..
Bu araştırma, çok konuşulup tartışıldı...
Derslere bile konu oldu...
Hele politikacılar için!
"Sunday Times"in araştırmasında "politik yalancılar" üçüncü gruba giriyor:
"Karşı cinse kendini beğendirmek isteyenler..."
Atıyorlar da atıyorlar...
“Ama kızamıyor insan!”
Görüyorsunuz, bir kişi günde 20 kez yalan söylüyormuş...
Hem de gözünüzün içine baka baka!
“Nasılsın?”
-İyiyim...
"Yalan işte, yalan!"
……………
77 milyonun cumhurbaşkanı olacakmış!..
İnanıyor musunuz?
"Balkona bak, balkona!.."


Günün Sözü
Aşırı sayıda insan dünyaya geliyor. Devlet kavramı bunların arasındaki gereksizler için icat edildi.
Frıedrıch Nıetzsche

Günün İncisi
Birçok siyasi lider, yanındakiler ufak olduğu için büyük görünür!

Kıssa-dan    
Ve "Tayyip Erdoğan"ın adaylığı açıklandı.
Fitre 10 lira.
“2023’te su içinde 15 lira olur."
Yaşadı yani yine garibanlar.
Yılmaz Özdil

Gerilim
Ülkede masumiyet karinesi tepetaklak oldu. Ortaya, hayatları söndüren, insanları, aileleri mahveden bir garabet çıktı!
Rahmi Turan

Cumartesi Öyküsü
İlhan Selçuk’un sütun komşusu
Yaşanmış bir öykü...
"Meriç Velidedeoğlu" anlatıyor :
-"İlhan Selçuk" un dört yıl süreyle "Hoca"sı olan "Hıfzı Veldet Velidedeoğlu"nun, ikinci sayfadaki yazısı ile "Selçuk"un "Pencere"si "komşu" olurlardı pazar günleri...
Yıllar boyu sürdü bu komşuluk, dostluk ve içten sevgi...
1990’lı yıllarda "Hıfzı Hoca"nın sağlığı bozulmaya başlamıştı ama "komşuluk" sürüyordu. Velidedeoğlu’nun son gününe dek.
Sanırım 1991’in ilk günleriydi. Bir gece yarısı Velidedeoğlu dayanılmaz bir sancıyla uyandı, bağırsak düğümlenmesinin acısıyla kıvranıyordu.
Saat gecenin "iki" si ya da "üç"ü, gazeteyi aradım, hastaneye haber vermelerini rica ettim.
Hazırlanıp hastaneye geldik, doğrudan ameliyathanenin kapısına yanaştık. "İlhan Selçuk" oradaydı, bizi bekliyordu. Sedyedeki Velidedeoğlu’nun elini tutarak içeriye uğurladı... Teşekkür edip artık evine gitmesini rica ettim. “Hayır, çıksın öyle!” dedi.
Saat "beş"e doğru ameliyat bitti. Yine hocasının elini tutarak odasına getirdi. Eh, artık evine gider diye düşündüm, oysa duvara yaslanmış bekliyordu.
Sabah ancak "sekiz" de gözlerini açtı "Hıfzı Hoca", tam karşısında gülerek İlhan Selçuk duruyordu...
"İhsan gibi insan" olmanın en katkısız örneğiydi...
Yıllar geçse de unutamam...


Nazi İmparatorluğu
William Shirer'in "Nazi İmparatorluğu" adlı kitabında, Adalet Müşaviri Dr. "Hans Frank" yargıçlara sesleniyor :
-Nasyonal sosyalizm karşısında hukuk bağımsızlığı yoktur. Vereceğiniz her kararda önce kendinize sorunuz:
"Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verirdi?"
Bırakın ilerisini..
"Demokrasi ile diktanın farkı buradan çıkıyor!"


Dilberin sefası!
Bektaşi’ye sormuşlar:
"Gelse bir dilber-i ahu, olsa yevm-i ramazan."
(Güzel bir hatun gelse ve ramazan günü olsa)
"Dilber-i ahu mu efdal, yoksa yevm-i ramazan?"
(Güzel hatunu mu seçersin yoksa ramazanı mı?) Bektaşi, fazla düşünmeden yanıtlamış:
"Ye, iç, eğlen, sür sefasını dilberin..."
Zira kazası var ramazanın, kazası yok dilberin...
 
Günün Şiiri
Avarelik
Tut ki bir başka diyardasın
İnsanlar başka, evler, sokaklar başka
Ama yürüyüşleri bir, bakışları bir
Oturup kalkışları, yemek yiyişleri
Selam verişleri, gülüşleri
Sırtlarında kahve çuvalları yüklü
İniltisiz, sessiz sedasız
Liman amelelerinin vapura çıkışları bir
Geceleyin denizin yakamozları bir
Ve gökyüzü, ay ışığı, bulutlar
Ve meyhanesi, haneleri, her şeyi bir de
Yine de adama bir olmayan
Bir şey varmış gibi geliyor...
Tarık Dursun (Varlık-1951)
 
Günün Olayı
Son günlerde Cumhuriyet tarihimizin en basiretsiz, en yeteneksiz, en başarısız Dışişleri Bakanı olan "Ahmet Davutoğlu" Başbakanlık’a bir olasılık olarak ortaya atılmıyor mu...
"Sırtımdan aşağıya terler boşalıyor."
Deniz Kavukçuoğlu

Günün Biberi   
Haksızlıkların yaşandığı, özgürlüğün kanatlarının kırıldığı bu CİNNETİSTAN’da utanç verici olaylar yaşanıyor. Büyük bir şuursuzlukla karşı karşıyayız...
İlhan İrem

Ne olur, ne olmaz diye!
Emektar boğanın hızlı günleri sona erip yaşlanınca, çiftli son yıllarını ineklerin arasında geçirmesine izin vermiş.
Çiftliğe de yeni bir genç boğa almış.
Dev gibi yeni boğa çiftliğe gelir gelmez büyük bir iştahla ve inanılmaz bir süratle ineklerle beraber olmaya başlamış. Bunu gören eski boğa, homurtular çıkarıp ayaklarıyla yerleri eşelemeğe koyulmuş. Çiftçi de onu görünce, "Boşuna gaza gelmeye çalışma" demiş:
"Bu işler için artık çok yaşlısın!"
Yaşlı boğa, ön ayaklarıyla toprağı tozuturken, "biliyorum" demiş:
"Ama ne olur ne olmaz, şu şerefsiz beni diğer ineklerle karıştırmasın diye çabalıyorum!.."

Sokakta ders
Karadenizli Dursun, liseye giden oğlunun hep evin dışında ders çalışmasını istermiş. Merak eden Temel sormuş:
"Neden çocuğu sokağa zorluyorsun?"
Dursun, "Senin dünyadan haberin yok galiba" demiş:
"Artık herkes çocuğunu dışarda okutuyor!"
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi