Önceki gün ES TV ekranlarında yayınlanan Vaziyet programının konuğu CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç’tı.
*
Dalgıç, hem yerel hem de genel birçok konuya ilişkin ciddi açıklamalar yaptı.
O konular arasında dikkatimi çeken ve sizin de ilginizi çekeceğini düşündüğüm bazı konulara ilişkin Dalgıç’ın açıklamalarını aktaracağım.
*
Öncelikle CHP Odunpazarı ilçe Başkanı Akın Sallarel’in meclis üyesi aday adayı olabilmek amacıyla görevinden istifa etmesi gelişmesinden başlayalım.
Bakalım Dalgıç’ın yorumu ne olmuş:
SALLAREL’İN ŞANSI OLUR
“Ben 26 Kasım 2017 tarihinden bu tarafa, yani yaklaşık on bir aydır Tepebaşı’nda ilçe başkanıyım. O günden beri Akın Bey’le yakın çalışma şansım oldu. Ben, tanıdığım kadarıyla… Çok sevdiğim bir kardeşim, arkadaşımdı… Kendi yönetiminde veya belediyelerle bir sıkıntısı olduğuna hiç şahit olmadım. O yüzden istifa gerekçesi samimidir. Hatta dün akşam beni aradı, niyetini bana da söyledi, istifa etmek istediğini… Ben de aynen ona bunu söyledim: ‘Bence doğru bir karar çünkü eğer belediyecilik düşünüyorsan bir daha beş sene sonra seçimler var. E, beş sene daha ilçe başkanlığı… Hem seni hem kamuoyunu sıkar. O yüzden kulvar değiştirmen mantıklı olur bence.’ Bu yönde fikir bildirdim Akın Bey’e. Genç bir arkadaşımız. Bence bu partinin, gelecek on beş-yirmi yılında, belki daha uzun bir süre içinde olacak. Önemli bir sima olacak bir kişi. Hayırlı uğurlu olsun… Meclis üyeliğinde şanslı olacağını da düşünüyorum çünkü tecrübeli, üç yıldır ilçe başkanı, Odunpazarı’nı çok iyi tanıyor. Çalışmalara katıldı mahalle mahalle. Faydalı da olur, şansı da olur, yolu açık olsun.”
*
Gelelim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eskişehir ziyareti sırasında Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e ilişkin kullandığı ifadelere.
Atilay Dalgıç, o ifadeleri şöyle yorumladı:
‘TESLİM’ LAFI ÇOK SERT ANLAŞILDI
“Şimdi seçim öncesi kamuoyunun hassasiyetleri, gündemi belli... Geldiğinde bir aday açıklaması bekleyişi vardı. Yani isim olarak biz adayların bu şekilde açıklanmayacağını biliyorduk ama herkes bir sinyal istedi adaylıkla ilgili. Konuşmasındaki, ‘Eskişehir Hoca’ya teslim’ lafı bence çok sert anlaşıldı, çok sert yorumlandı. O sizin dediğiniz anlamda ben o laftan Hoca’ya, ‘eti kemiği senin, Eskişehir her şeyiyle tepeden tırnağa sana teslim’ gibi bir anlam çıkaramam. Anlamadım çünkü bu bizim partimizin yapısına da aykırı. Çünkü partide… Evet, niyetini belli etmiş olabilir genel başkan. Niyetini de söylemiştir, içinden geçeni de söylenmiştir ama parti meclisi; önce bir aday belirleme yöntemi, sonra adayları belirleme yetkisi parti meclisindedir, kurullardadır. O kurullarda elbette Sayın Genel Başkanın söylediğine aykırı bir şey çıkmaz ama Genel Başkan şimdi o kurulları aşarak, o kurulları yok sayarak bunu yapmaz. Ve ben o söylediği lafı da o anlamda anlamadım kesinlikle.
MECLİS ÜYELERİ HOCA İÇİN ÖNEMLİ
Aslında teslim ve emanet sözcükleri arasında çok bir fark yok. Orada şunu tahlil etmemiz lazım aslında. Şimdi… Bütünşehir Yasasından sonra biliyorsunuz il sınırları Büyükşehir Belediyesi’nin sınırları oldu. Ve Büyükşehir Belediye Meclisi, bütün ilden ve ilçelerden gelen belediye meclis üyelerinden oluştu. O anlamda Sayın Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir adayıysa, elbette oradan gelecek meclis üyeleri Hoca için çok önemli. Onun için biz bu geçtiğimiz dört buçuk yılda, gerçekten belediye meclisinde büyük sorunlar yaşadık.”
*
Atilay Dalgıç, Kılıçdaroğlu’nun Yılmaz Büyükerşen’e dönük ifadelerini yorumladıktan sonra; yine bu konunun daha iyi anlaşılması için örnekler verdi. Büyükşehir Belediye Meclisinde AK Parti’li ve CHP’li meclis üyelerinin anlaşamadığı gündem maddelerini aktaran Dalgıç, açıklamasının sonunda Büyükerşen’le ilgili bakın ne söyledi:
GÜNDOĞDU TARTIŞMASI
“Daha dün (Çarşamba günü) belediye meclisindeki tartışmaya şahit oldunuz. Bir yıl olmuş… Gündoğdu Mahallesindeki üç bölgede kentsel dönüşüm yapılacak fakat neden bekletildiği sorusuna ciddi bir cevap yok. Oysa o komisyonun görevi onu bir an önce getirmek. Vatandaşın çok acil beklentisi ve talebi var. Aynı şeyi bizler… Otobüsler aldırılmadı geciktirildi, tamamen parmak hesabıyla. Yeni hizmet binası yapılacak biliyorsunuz; yeri belirlendi fakat buna da karşı çıktılar ve mahkeme kararıyla bu yapılmak zorunda kaldı.
PARMAK ÇOĞUNLUĞU VURGUSU
AKP, Belediye Meclisinde baştan beri şöyle bir yanlış tutum içerisinde. İcranın görevleri başka, meclisin görevleri başka. Yani meclisin görevleri sayılmış yasada, 18. Maddede. Fakat AKP, parmak çoğunluğuyla icraya karışabileceğini düşündü. Hatta ilk toplantılarda şunu yaptı… Dediler ki AKP’liler, Örneğin, ‘şu köyle ilçe arasında yol yapılmasına karar verelim.’ Yahu bu icranın işi. Buna karar verilmez. Karar verilse dahi yaptırımı yoktur. Bunun dışında Kurtuluş’ta bir otopark var. Hatırlıyorsunuz… Yılmaz Hoca’nın fikri vardı, ‘burayı satalım’ diye. Çünkü beş tane otopark yapılıyordu buranın parasıyla. Kaçıncı defa meclise geldi satılsın diye fakat satış izni verilmedi. ‘Belediye işletsin’ dendi. E, belediye işletsin ama o zaman beş tane yeni otopark yapamayacağız.
HOCA’NIN TEK ADAMLIK KAYGISI YOK
Şimdi yeni hastane yapıldı, yeni stadyum yapıldı. Bu yerler yapılırken belediyeye hiç sorulmadı. Yani burada altyapı var mı? Ulaşım sorunu nasıl çözülür? Belediyenin haberi olmadan merkezden planlandı ve bunlar yapıldı.
Şimdi bunların sıkıntısı çekildiği için, ben Yılmaz Büyükerşen’in, ‘her şeyi ben belirleyeyim, tek adam olayım’ gibi bir kaygısının olduğu düşüncesinde değilim çünkü o bunları zaten aşmış bir kişi. Tabii ki şu hassasiyeti de gösterecektir. Tamamen kulvar dışı kalması söz konusu değil. Çünkü onun çalışacağı belediye meclis üyesi o ilçelerden gelecek üyelere bağlı. Oradaki aday belirlemelerine ve seçim işlerine mutlaka yön verecektir. Ben o anlamda anladım. Hoca’nın böyle bir talebi de yok. Bu ona yüklenecek ağır bir yüktür bence. Versen ve her şeyi belirle desen bile, o insafsızlık olur.”
*
HER KESİMDEN OY ALIYORLAR
“Eskişehir’de genel seçimler yerel seçimleri, yerel seçimler genel seçimleri çok etkilememiş. Tahlillerimize ve incelemelerimize göre bunu söylüyorum. Böyle baktığımızda CHP’nin, genel seçimdeki sonuçları, yerel seçimlerde kesinlikle almayacağını düşünüyorum. Bizim belediye başkanlarımızın her kesimden oy aldıkları bir gerçek. Bunun bir sebebi de, aslında farklı belediyecilik anlayışları. Yani, ‘herkese partili görünmeyelim’ telaşından kaygısından partinin üstüne çıkmış değiller. Çünkü klasik belediyecilik yapmayan iki belediye Büyükşehir Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi. Hatta bu dönem Kazım Kurt aynı şekilde.”
*
Son olarak geçtiğimiz hafta gerçekleşen Baro seçimlerine gelelim. Atilay Dalgıç’ta bir avukat olduğu için Baro Başkanı seçilen Mustafa Elagöz’ü değerlendirmesini istedik.
İşte, Dalgıç’ın o değerlendirmesi:
BARO BAŞKANI NASIL BİRİ?
“Mustafa benim on sekiz yıllık arkadaşım. Yani arkadaşım derken, yan yanadır bürolarımız… Ben Mustafa’nın nikah şahidiyim aynı zamanda. Yakın arkadaşımdır. Şimdi gazetelerde Mustafa’yı baştan milliyetçi yaptılar, sonradan ortacı yaptılar, sonra sosyal demokrat yaptılar falan… Bu noktada söyleyeceğim şu: Atatürkçü, vatanını ve milletini seven bir kişi. Onu benim, siyasi yelpazenin bir yerine koyma gibi bir kaygım yok. Çok titiz ve çalışkan bir arkadaşımızdır. Baro’yu daha ileri bir seviyeye götürecektir. Yani şöyle… Geçmiş başkanlar da başarılıydı ama bazen bir kulvara girince dışarda kalanlar olabilir. Şimdi Mustafa’nın, yapısı itibari ile bir kulvara girme anlayışı yok. Yani topyekun hep birlikte götürebilir.”
*
Evet…
Dalgıç’ın açıklamalarının dikkatimi çeken bölümlerini siz değerli okurlarımıza aktardım.
Takdiri de yine size bıraktım.
Erman Gölet gelişmeleri doğrulandı!
11 Ekim 2018 Perşembe günü kaleme aldığım, “Erman Gölet’in ismi Meral Akşener’e iletildi” başlıklı yazım üzerine, yazının muhataplarından İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca aradı ve konuya ilişkin açıklama yapmak istediğini söyledi.
*
İşte Ramis Tunca’nın o açıklaması:
İYİ PARTİ TABANINDA
GÖLET KONUŞULUYOR
“Erman Bey sevilen sayılan bir isim. İYİ Parti tabanında da ismini sıklıkla duyduğum bir isim. Öncelikle bunu söylemek istiyorum. Evet, Milletvekilimiz Arslan Bey’le birlikte Erman Gölet’i ziyaret ettik ve görüştük. Nezaket ziyareti diyebilirim.
MERAL AKŞENER’E
‘ERMAN GÖLET’ DEDİM
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’le bir araya geldiğimiz de doğrudur. Görüşme yaptığımız sırada, ‘ne yaptınız belediyeleri’ şeklinde bir soru sordu. ‘Görüştüğünüz isimler var mı’ diye sordu. Ben de ‘var’ dedim. ‘Erman Gölet’le görüşüyoruz’ dedim. Kısacası oradaki konuşmamız bu yöndeydi.
HALKTA KARŞILIĞI
OLAN İSİMLER
Tabi yerel seçimlere uzun denebilecek bir süre var. Bu süre içerisinde birçok görüşme yapacağız. Amacımız en iyi kararı verebilmek. Halk üzerinde karşılığı olan insanları belirleyebilmek için çaba harcıyoruz. Şimdi 24 Haziran öncesi partimizden milletvekili olmak isteyen 36 aday adayımız vardı. O isimleri de değerlendirmeye çalışıyoruz tabii ki.
İYİ’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ
Bizim kırmızı bir çizgimiz var. İYİ Parti’nin kapısı herkese açık. Yeter ki devletimize bağlı, milletimizi kucaklayan insanlar olsun. Onun dışında devletimize karşı bir tavır içerisine girenleri tabii ki kabul etmemiz mümkün değil. Böyle kişilerin de partilerin de İYİ Parti içerisinde yeri yoktur.
*
İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca’nın açıklamaları bu şekilde.
Bu açıklamayla birlikte, Erman Gölet-Arslan Kabukçuoğlu-Ramis Tunca görüşmesi kesinleşti.
Dahası, Erman Gölet’in isminin, Meral Akşener’e iletildiği tescillendi.
*
Bakalım bu flörtün sonu ne olacak?