Akşam okuldan ağlayarak gelmişti kızımız...
-Ne oldu?
"Okulumuzun adını değiştirdiler!"
-Nasıl?
"Atatürk Ortaokulu yaptılar..."
Yılların "Devrim Ortaokulu"nun adı böyle değişmişti... Dikkat edin!
"Yeni adına bile ağlıyordu kızımız!"
***
73 yıllık "Ticaret Lisesi"nin adı...
"Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" oldu...
Bizim gibi mezunlarından biri olan "Engin Bayrı" açtı bayrağı....
Diğer yazar arkadaşlar da girdi topa ama, Engin'in her satırı "penaltı" gibiydi...
Ya kaledeki?
"Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı..."
Kolay kolay yer mi?
Yıllarca birlikte çalıştık Engin'le...
Kızdığı zaman hemen karşınızdaki dükkânda "atari" oynardı...
Ya da "Göksu"da yemek yerdi!..
Yine aynı taktiği uygulasa, çoktan duyururdu sesini Bakan Efendi'ye!..
Biliyorsunuz, Maarif Koleji'ndeki kendi öğretmeni bile "4+4+4" sistemi için "Onun adına utanıyorum!" demişti.
Bu kez daha hızlı gidiyor...
Koca Türkiye "İmam Hatip"ten geçilmiyor!
Bir bakarsınız, "Anadolu Üniversitesi"nin adını da değiştirmiş:
“Gülbeddin Hikmetyar Efendi Üniversitesi..."
Şaka tabii!
Ama küçük bir önerimiz var :
"Atatürk Lisesi’nin adı da, "Naili Avcı Lisesi" olabilir!..
Yakışır da... Nasıl olsa "Devrim" falan da değil...
Bakan’a böyle yaklaşacaksın Engin!
Penaltıya gerek kalmaz...
“Kornerden yer valla!..”
Bir “GALİP” ölmüş diyeler!
Arife günü bir telefon :
"Galip abimi kaybettik..."
Nasıl oldu?" falan diye sormadan kapanmıştı...
Ne de olsa acı...
70’li yılların ortalarında rahmetli kayınpeder ilk kez bir ricada bulunmuştu:
"Galip gardiyanlık sınavına girecek, hakkını yemesinler oğlum..."
Kayınpederin ablasının oğluydu Galip...
Kırmak mümkün mü?
Hemen açtık zamanın Başsavcısı "İsmet Saltan"a telefon:
"Torpil istemiyoruz ama, hakkı yenmesin..."
"Galip Yarar", bir süre sonra gardiyanlık sınavlarına girdi...
Sonuçlar açıklandıktan sonra da bizi buldu:
"Beni yedek listeye koymuşlar..."
Hemen açtık İsmet Bey’e aldığımız yanıt:
"Boyu kısa gelmiş..."
"O zaman yedek listede ne işi var?" diye sorduk ama, olan olmuştu...
Aynı gün yine bizi buldu Galip:
"Kazanmışım enişte… Listeye eklemişler…”
Ve de böylece gardiyan oldu, yıllarca çalıştı, emekli oldu... Nasıl gardiyanlık yapmıştı?
“Kimseyi kırmaz, üzmez, kendi halinde bir insandı..."
Rahmetli savcı "İsmet Bey" de sonrasında çok sevmişti kendisini...
Hani “Ki saymış” falan demişti ya..
" Boyları aynıydı!.."
Gariptir işte, insan ömrü bu...
Arife günü de aramızdan ayrıldı gitti...
Bunun için koyduk başlığı:
"Bir Galip ölmüş diyeler!..”
Gerilim
Eskiden "Gözden ırak olan gönülden sınır ötesi" denilirdi...
Şimdi?
"Sınır içerisi..."
Günün Sorusu
10 liraya "kitap pahalı" diye almayıp, 50 liraya "fal çaktıranların" ülkesi neresidir?
" Elbette Türkiye..."
Günün İncisi
Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapatın.
Brezilya Atasözü
Cuk
Dünyada anlaşılması en zor şey gelir vergisidir...
Einstein
Günün Balı
"Satılık"tı, sonunda..
"SATI" ile evlendirdiler!..
Kıssa-dan
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
Aziz Nesin
Günün Olayı
İktidar mensuplarınca yardım dağıtılan insanlar niye teşhir ediliyor?
Kamuoyuna "Hepsini biz yemiyoruz, birazını da fakirlere veriyoruz" mesajı iletmek için olabilir mi?
Akif Kökçe
Günün Biberi
"AKP iktidarının, kültürümüze, medyamıza ve siyasetimize yaptığı büyük katkıyı (!) tanımlamak için bir terim arıyordum...
Öneri kendilerinden geldi:
"Pespayeleşme!"
Emre Kongar
Millet söyleşisi
"Nerelisin?" dedim New York'taki Afrikalıya:
"Amerikalıyım" dedi.
"Nerelisin?" dedim Londra'daki Çinliye:
"İngiliz’im " dedi,
"Nerelisin?" dedim Fransa’daki Cezayirliye :
"Fransızsım" dedi.
"Nerelisin?" dedim Moskova’daki Çeçene :
"Rusum" dedi.
Ve onlar bana sordular :
"Where are you from?"
-I am from Repulic o Turkey.
"Oh, so you are Turkish?"
-No no am not Turkish.
"You can call me Turkey bat not Turkish."
Yani..
"Bana hindi diyebilirsin ama, Türk diyemezsin..."
Adli tabibin taşan sabrı!
Avukat, adli tabibi sorguya çekiyordu:
"Ölüm evrakına imzalamadan önce adamın nabzına bakmış mıydınız?"
-Hayır..
"Kalbini dinlemiş miydiniz?"
-Hayır..
"Nefes alıp almadığını kontrol etmiş miydiniz?"
-Hayır..
"Öyleyse, ölüm evrakını imzalamadan önce adamın ölü olduğundan emin olmak İçin gereken hiçbir işlemi yapmadınız, değil mi?"
Tabibin sabrı taşmış artık:
"Adamın beyni masamdaydı" demiş:
"Fakat bütün bildiğim, onun bir yerlerde halâ hukuk tahsili yapıyor olabileceğidir'.."
Neden böyle?
Temel oğlu Dursun’u her gün sokakta ders yapmak için zorluyormuş.
Görenler nedenini sorunca da yanıtlamış:
"Herkes çocuğunu dışarıda okutuyor" demiş:
"Benim onlardan neyim eksik?"
Günün Şiiri
Dalgacı Mahmut
İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü boyarım her sabah
Hepiniz uykudayken
Uyanır bakarsınız ki mavi
Deniz yırtılır kimi zaman
Bilmezsiniz kim diker
Ben dikerim
Dalga geçerim kimi zaman da
O da benim vazifem
Bir baş düşünürüm midemde
Bir ayak düşünürüm ayağımda
Ne halledeceğimi bilemem...
Orhan Veli (Varlık-1949)
Sıra bize gelmedi mi?
Büyükerşen bir gün rektörlüğü zamanında, kravatımızı eliyle düzeltip fırçalamıştı:
"İki yakan ne zaman bir araya gelecek?"
Galiba bunun için yaşamımızda hiç takmadığımız bir "frak" gerek...
Sarar’m Giyim Protokol Müdürü "Alaattin Çoban" sağolsun, önüne gelene takıyor...
Baykal ve İsmet Yılmaz'dan sonra TBMM başkanvekilini de giydirmiş...
"Sıra bize gelir mi?"
Başka kapıya!
"Mum dibini SARAR'tır!.."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...