Ataç, Büyükerşen... Algı

CHP’de geride bıraktığımız genel seçimin ardından ortaya çıkan ve bizzat CHP’liyim diyenlerin altını doldurduğu, derinleştirdiği, büyütmekten yana olduğu bir kamplaşma var.
Bu CHP’liler AK Parti’ye sürekli ötekileştirme yapıyor, toplumun bir kısmını yok sayıyor, ‘çok antidemokratik’ diye eleştirirken söz konusu kendi partileri olduğunda bu durumu mubah sayıyor olmamalılar.
Aslında sürekli ‘algı yapıyor’ diye CHP’yi suçlayan bazı isimler asıl algıyı CHP üzerinde bizzat kendileri yapıyor.
Büyükerşen ve Kazım Kurt ile Ahmet Ataç arasında bazı anlaşmazlıklar, bazı kırgınlık ya da fikir ayrılıkları olabilir ama en nihayetinde bu 3 Belediye Başkanı’nın aynı partiden olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ama durumu çok büyük bir kamplaşmaya itmek için bu temele 8 katlı bina inşa edenler bu kamplaşma ile herhangi bir isme karşı olan intikam duygularını tatmin edenler ya da nemalananların bu tavrı devam ettikçe, bundan kazanacak tek bir cephe var o da CHP. Bu yüzden bunun altını besleyen, destekleyen ve durumu büyütenler de “CHP’liyim, CHP’ye oy veriyorum” dese bile AK Parti adına çalışıyor demek yanlış olmaz.
Dikkatimi en çok çeken konulardan biri “Büyükerşen çok başarılı” diyenlerin Ataç ile ilgili yorum yapmamaları. Aynı şekilde “Ataç çok başarılı” diyenler de Büyükerşen’i eleştirmek için ellerindeki tüm imkânları seferber ediyor.
“Büyükerşen’e alkış yapılırsa Ataç incinir, Ataç’a övgü dizersem Hoca rahatsız olur” diye aşılanmaya çalışılan bir algı var. İnsanların kulağına birileri “Ya Hoca ya Ataç tarafını seç ve karşı tarafa düşman ol” diye fısıldıyor ise bu sesin sol duruşlu bir insandan değil, sol tarafındaki sesi dinleyen birilerinden geldiğini düşünüyorum.
Kimse kusura bakmasın ama gerçek şudur ki; bu şehirde yerel iktidarın CHP adına devamı, başarısı ve eldeki konumun kaybedilmemesi için tek bir gerçeğe ihtiyaç vardır. Büyükerşen, Ataç ve Kurt kamplaşmadığı sürece, birlikte olduğu, birlikte iş yaptığı sürece başarı kaçınılmazdır. Elbette Büyükşehir için vakti geldiğinde rekabet olacaktır. Elbette bununla ilgili hedefler, planlar, söylemler siyasetin olmazsa olmazıdır. Ama bunu bir kavga, bunu düşmanlık, bunu bir kan kavgası gibi besleyenlerin, lanse edenlerin, tekrar altını çiziyorum ki CHP’nin iyiliğini düşündüğünü savunmak ahmaklık olur.
Büyükerşen tanıdığım en iyi siyasetçilerden biridir, Ataç bulunduğu konumdan fazlasını hak ettiğini düşündüğüm bir isimdir. Kazım Kurt da yerel yönetimde 2 senedir başkanlık etmesine rağmen önemli işlere soyunacak kadar cesurdur.
Yani iş övmek ise hepsini övebilirsiniz.
Ha illa eleştirmek ise bunu yaparken de birilerini ayırt etmemek lazım.
Büyükerşen barınak yapmama konusundaki ısrarı, Ataç bazı söylemleri çok erken yaptığı, Kurt ise CHP kimliğini Belediye’den çok sıyıramadığı için de eleştirilebilir.
Ama zaten tüm bunları bilen ama işine gelmeyenlere bunları izah etmeye çalışmak beyhude ve boş bir çaba gözükebilir. Haklısınız da, ben zaten onlara değil, bazen o rüzgara kapılıp bir cepheye çekilmeye çalışanlara yazıyorum, belki anlamalarına yardımcı olur diye…