Trenden inen vatandaş, gece yarısına doğru Çarşı Karakolu'na geliyor... Bekçiye amirin odasını soruyor ve kapıyı çalıp giriyor...
Karakol amiri, ayakları masanın üzerinde mm sigara keyfi yapıyor... Vatandaş soruyor:
"Gamgam Oteli'ne nasıl giderim?"
Amir , "Burası danışma "bürosu mu?" diyor:
"Hem sonra sen kinsin?"
"Ben" diyor vatandaş:
"Eskişehir'in yeni Emniyet Müdürüyüm..."
***
Gelişi böyleydi "Şevket Asbuzoğlu"nun...
Ya gidişi?
1953 yılında Uşak'ta düzenlenen suikastın kurtulan "İsmet Paşa" Eskişehir'e gelecek...
Bakanlık uyarıyor:
"Güvenlik çok zor, gelme de..."
Dinler mi Şevket Beyi
Güvenliğin alâsını sağlıyor, İsmet Paşa da gelip gidiyor...
Hükümet ve İçişleri Bakanı küplere biniyor!
"Muş'a tayin ediyorlar..."
Hemen İstifasını veriyor "Asbuzoğlu" ve avukatlık mesleğine dönüyor...
27 Mayıs'tan sonra, 1961'de yeni anayasa için "Kurucu Meclis" belirleniyor...
İsmet İnönü, bu Meclis'e Asbuzoğlu'nun "Barolar Birliği"ni temsilen girmesini sağlıyor...
İlk seçimde de CHP'den milletvekili oluyor...
***
Gelelim Süleyman Demirel'e...
Demirel, 1964' de Genel Başkan "Ragıp Gümüşpala" ölünce Genel Başkanlığa aday oluyor... 1965'teki seçimde de rakibi "Saadettin Bilgiç"i yenerek seçiliyor...
Kısacası, "Şevket Asbuzoğlu" ile "Demirel"in yolu hiç kesişmiyor...
Biliyorsunuz, Şevket Bey, "Yılmaz Büyükerşen"in kayınpederidir...
Bu bilgileri de, eski bir siyasetçinin "Şevket Bey "hakkındaki yanlış yorumu üzerine kaleme aldık...
Bir daha vurgulamak gerekirse...
Absuzoğlu’nun, Demirel’le bir ilgisi yoktur…”
Nazım Hikmet’in takma adları
"Nazım Hikmet"i özel etkinliklerle bir kez daha anıyoruz...
Türkiye'de ve Moskova'daki mezarı başında...
Nasıl kaçırıldığını gazeteci ve oyun yazarı "Refik Erduran"dan okumuştuk...
Denizdeki gergin dakikaları, bir parola olan "Süt şişesinin kapağı uydu" sözlerinden öğreniyoruz...
Bizim çözümüze de şairin çevirmenliği ve takma adları takılmıştı...
"Varlık" dergisinin 2010 yılı Haziran sayısında "Tozan Alkan" kaleme almış...
Nazım'ın Fransızca kadar Rusça'yı da çok iyi bildiğini şu anekdotla dile getiriyor:
-Moskova'da bir toplantıda "Nazım" Türkçe konuşmaktadır. Çevirmen Tatar'dır. Bir sözü doğru çevirmez. Nazım onu durdurur, mikrofonun karşısına geçerek Rusça konuşur:
- Çevirmen doğru çevirmedi. Ben dedim ki, "Benim eziyet çekmiş Türk halkım" ama o eziyet çekmiş sözünü çevirmedi...
***
Nazım, Bursa Cezaevi'ndeyken "La Fontaine"den çeviriler yapar ve bu çeviriler yayımlanır. Çevirmen adı olarak "Ahmet Oğuz Saruhan" geçmektedir.
Nazım, çeşitli dönemlerde de şu takma adları kullanmıştır :
"Mümtaz Osman"
Ercüment Er
"İbrahim Sabri"
Nurettin Eşfak
“Ahmet Çevat"
İhsan Koca
"İmzasız Adam"
Ve daha niceleri...
Cuk
Emekli oluyorum...
Tası da hamamı da değiştirecem...
Hamamböceği
Özdeyiş
Sorumluluk almış insan hesap verir...
Hanri Benazus
Günün Balı
Boşanmayı düşünmeden evlenmek, birini savaşa orada öleceğini söylemeden göndermek gibidir.
Richard Curtis
Gerilim
Bir savaşa son vermenin en kısa yolu, o savaşı kaybetmektir.
George Orvell
Günün Sorusu
“Nano saniye nedir?"
Yanıt:
"Yeşil ışılan yanması ile arkadaki magandanın kornaya basması arasında geçen süre,
Kıssa-dan
Bütün günlerin içinde en çok ziyan olanı..
"İnsanın hiç gülmeden geçirdiği gündür..."
Byron
İnekler ve hava durumu
Köy hayatını merak edip şehirden gelen turistlere bilgi veren çiftçi, "Bizler tabiatla haberleşiriz" demiş:
"Mesela ineklere bakıp hava durumunu anlarız. İnekler ayakta duruyorsa bilin ki yağmur yağacaktır. Çimenin üzerinde yatıyorlarsa tek damla düşmez gökten..."
Turistlerden biri "Tamam da " demiş:
"Köye gelirken bazı inekler ayaktaydı ama kimileri de yatıyordu sere serpe..."
Çiftçi, "İşte biz de bunlara boşu boyuna inek demiyoruz" demiş sinirlenerek:
"Ben arkamı dönünce radyo artık hava durumunu veriyor diye şerefsizlerin hepsi gevşediler, ayrı telde çalıyorlar..."
Hatalı dönüp
Kadın, kullandığı otomobille "Dönülmez" levhası olan bir caddeye sapıyor. Köşede pusuya yatmış trafik polisi de hemen durduruyor:
"Dönülmez işaretini görmediniz mi?"
"Kadın, "Görmesine gördüm memur bey ama" diyor:
"Vallahi sizi görmedim!..”
Günün Olayı
Bir yabancı dergi yazmış :
"Türkiye gazeteci olmak için çok tehlikeli bir yer..."
Tam doğru değil! "Yağcı ve yalaka olunca hiç tehlike yok, büyük keyif var..."
Günün biberi
Sinema ve tiyatro salonları birer birer kapatılıyor!
İktidarın açılışları göstermelik ama kapanışları gerçek!..
Akif Kökçe
Günün Şiiri
Piraye Hanım'a
Senin kaç yaşında olduğunu
Ne düşündüm şimdiye kadar
Ne de bundan sonra düşüneceğim
Sen üç yaşındasın bebeğim
Tombul, pembe beyaz
Şirret, şirin ve yaramaz
Sen on sekiz yaşında sevgilimsin
Kocaman gözlü, ince bilekli geyik
Sen anansın, altmış yaşındasın
Sen yaşı ve cinsiyeti olmayan arkadaşsın
Büyük kavgamda beraber dövüştüğüm
Bana nasihatlerin en doğrusunu veren
Tehlikelerde kanatlarını üstüme geren
Senin kaç yaşında olduğunu
Ne düşündüm şimdiye kadar
Ne de bundan sonra düşüneceğim...
Nazım Hikmet (17.12.1940)
Örtülü hukuk...
Yargıtay’ın HSYK'ya "Başörtülü hâkim, savcı olup olamayacağı " konusunda görüş sorduğunu, HSYK'nın da "olabileceği" yönünde bir görüş bildirdiğini gazetelerde okuduk...
"Başörtülü hâkim ve savcı olur mu?"
Hukukçular diyor ki:
- Belli bir inanca ait hukuk sistemi değil de, laik, tarafsız bir hukuk sisteminden bahsediyorsanız, bu hukuk sisteminde de inanan, inanmayan, Müslim, gayrimüslim herkesi yargılıyorsanız siz burada bir inanca ait veya onu çağrıştıran bir kıyafetle, sembolle yargılama yapamazsınız.
Alman ceza hukukçusu "Güstav Radbruch" da şöyle der:
" Adalet hukukun ikinci büyük ödevidir. Fakat birincisi hukuk güvenliğidir, barıştır..."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...