Anadolu ve ES TV

1930’dan 2014'e futbol anlayışı


Tam bir aydır süren "Brezilya-2014" bitti…
Ama çok konuşulup tartışılacak...
26 Kasım 1930 tarihli “Cumhuriyet"in birinci sayfasında bir haber:
"Galatasaray'la Fener bugün çarpışıyorlar!"
-Bugün yine bahis tutuşanlar olacak, heyecan ve asabiyet titreşecek... Ve malesef daima olduğu gibi bazı taşkın seyircilerin "küfürleri ve hakaretleri" arasında iki takım çarpışacak...
…….
Spor yorumları yapan "Serhan Asker" anlatıyor :
-Barcelona'lı yıldız "İniesta" ile kamp yaptıkları otelde karşılaşmıştım. Bir bavulu sadece kitapları içindi. Şaşkınlığımı görünce, "Benimki de bir şey mi?" dedi:
"Puyol burada olsaydı, yanında kütüphanesi olurdu..."
Arjantinli teknik direktör "Burruchaga" da, oyuncuları okumaya kendisinin zorladığını anlatmıştı...
"Peki, bunun bir faydasını görüyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt vermişti:
"Üç yıldır en az sarı ve kırmızı kart gören takım biziz. Okuyan futbolcu itirazın bir anlamı olmadığını biliyor..."
Brezilya ve Arjantin'de stat çevrelerinde kitap satılıyor. Arjantin'de "İndependilente-Racing Clup" maçının ilk yarısında bitiş düdüğü çaldığı anda inanılmaz bir sessizlik kaplıyor ortalığı...
Çünkü, 70 bine yakın seyircinin çoğu ceplerinden çıkardığı kitapları okumaya başlıyor...
1930 yılında "Galatasaray-Fener" maçının haberine bakın ve bugünün Güney Amerika'sını düşünün...
"Yoruma gerek var mı?"
 

Günün Olayı
   
Ekmeleddin Bey'in, türbanlı kıza da, Gezi göstericisi gence de sahip çıkması onu, belirleyici
olan Kürt seçmenin tercihinde söz sahibi "Abdullah Öcalan" gözünde ne kadar muteber kılabilir?
Ali Sirmen

Günün Biberi
Camilere ayakkabı ile girildiği iddiası karşısında ortalığı ayağa kaldıran iktidarın, kundaklanan yani yakılmaya çalışan camilerle ilgili sesini çıkarmamayı tercih etmesini nasıl izah etmeliyiz?
Sadık Çelik
 

Seçim meydanında konuşmak…

Şu söz bir Fransız politikacısına ait:
"Parlamentoya seçim meydanlarından gelinir, ancak parlamentoda seçim meydanındaki gibi konuşulmaz."
Yalnız parlamentoda değil..b
Diğer kapalı salon toplantılarında da o tonda konuşmamak gerekir...
"Tabii karşınızdakileri korkutmak gibi bir niyetiniz yoksa…"
 
Kolsuz Yaşar’dan
"Ayı Yaşar"lar hâlâ yaşasalar bile, senin arkanda da "Kolsuz Yaşar" var abi... Merak etme sen…

Günün Balı
Bana balık verme, balık tutmasını öğret... (Çin Atasözü)
Bana balık ver, rakıyı da tazele ve buz getir... (Türk Atasözü)


Kıssa-dan
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Türkiye risk minimum, getiri büyük" demiş. Biraz eksik söylemiş... "Götürü getiriden büyük!.."

Gerilim
Notaları bir düzene koyup bir müzik eseri yaratmak, insanları bir araya toplayıp bir eylem yapmaktan çok daha zordur...

Günün Sözü
Acı çekerek kazanılan deneyimler, sonradan mutluluk sebebi olurlar...

Günün İncisi
Susmasını bilmek, en güzel konuşma sanatıdır...
Hanri Benazus


Anadolu ve ES TV
Geçtiğimiz hafta dile getirdiğimiz bir yazıydı:
"Eskişehir onlarla gurur duyuyor ..."
Pek çok olumlu tepki aldık...
Ya onlar?
Beşiktaş Futbol Direktörü..
"Önder Özen Almanya'dan aradı..."
Yürekli gazeteci..
"Atilla Sertel İzmir'den..."
Artık dünyanın tanıdığı çim uzmanı..
"Tarık Uslu Kopenhag’tan..."
Cumhuriyet'in Ankara temsilcisi..
"Utku Çakırözer Washington'dan..."
Ayrıca gururlandık..
"Anadolu dünyada okunuyordu..."
……………
Peki, ya ES TV?
Almanya-Arjantin maçı başlamak üzereydi...
Bir telefon...
Arayan sevgili "Şinasi Kula..."
"Müjde abi" diyordu:
"ES TV artık uyduda..."
Bunun anlamı açıktı:
"ES TV'yi de artık dünya izliyor..."
…………
Televizyonun tanımını, 1960’da "Nixson"a karşı seçimleri kazanan "Kennedy" şöyle yapmıştı :
"Rüzgarın yönünü değiştiren araç..."
"Ülkü Tamer" Hoca da şunları söylemişti:
"Kitap okuma geleneğinin sürdüğü İngiltere gibi ülkelerde bile en güçlü araç..."
Bir de örnek vermişti:
-İngiltere'de bağımsız televizyon kanalı "ITV" de greve gidilmişti. Grev süresinde hiçbir program yayımlanmadı. Yine de yaklaşık “1 milyon seyirci”, grev biter de yayın başlar diye   "75 gün boyunca" sürekli boş ekranı seyretti...
…………
Başta Genel Yönetmen "Soner Yüksel" olmak üzere ES TV'nin başarılı çalışanlarına artık daha çok iş düşüyor...
Eskişehir’e çok özel bir değer daha kazandırdın…
“Teşekkürler Özgür Fetih Demirdaş…”



Bütün atlar kaçsa da!..
Konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, dinleyici olarak sadece bir kişinin geldiğini gören profesör, konuşmayı iptal edebileceğini söylemiş...
"Hocam ben seyisim" demiş gelen tek kişi:
"Atlara bakarım, ahıra girdiğimde biri dışında bütün atlar kaçmış olsa bile, ben yine de o bir ata arpasını verirdim."
Mesajı alan profesör, yarım saat, bir saat, iki saat derken, uzun bir konuşma yapmış. Konuşması bitince de seyise sormuş:
"Anlat bakalım, konuşmamı nasıl buldun?" Seyis tebessüm ederek yanıtlamış:
"Hocam, ben basit bir adamım. Ben olsam, bütün atlar için ayırdığım arpanın hepsini
bir ata verip, atı çatlatmazdım..."




Maymun olmak
Karı-koca hayvanat bahçesini geziyorlardı. Maymun kafesinin önüne gelince adam uzun süre maymunları izledi ve karısına döndü:
"Dünyaya bir daha gelecek olsam maymun olarak gelmeyi isterdim..."
Karısı hemen yanıtladı:
"Ben de değişik bir şey olmak istersin sanıyordum!"
 
Günün Şiiri
Resim
Eriyen biten şey ne
Çoban köpeğinin gözlerinde
Hele o Çin demirlerinde
Yosunlara da benzemez şey ne
Camın arkasında duran güneş
Cezayir’in sıcak göklerinde
Seni tutup da assalar ya boşluğa
Ne akşam ne sabah ne
Yani o bilinmez şey ne
Duruyorsa işte iç içe çizgilerde
O resim değil belki şey
Ellerin vakti geldi mi sular çiçeklerle
Ama o güzel şey
O gerçeğe özenmez şey ne?
Ali Püsküllüoğlu (Varlık-1958)