Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte nasıl bir yarışla karşılaşacağımız yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Tabii bu arada AK Parti’nin Büyükşehir ve diğer ilçelerde kimleri aday göstereceği de merakla bekleniyor. Ben AK Partililerin yerinde olsam adaylarımı erkenden açıklar, adayların seçim öncesinde vatandaşa kendilerini sevdirmesi için mesafe almalarını sağlardım.
Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte nasıl bir yarışla karşılaşacağımız yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Tabii bu arada AK Parti’nin Büyükşehir ve diğer ilçelerde kimleri aday göstereceği de merakla bekleniyor.
Ben AK Partililerin yerinde olsam adaylarımı erkenden açıklar, adayların seçim öncesinde vatandaşa kendilerini sevdirmesi için mesafe almalarını sağlardım.
Şimdi siyasetin bir matematiği var bir de saha çalışmaları var. Baktığınız zaman Eskişehir’de AK Parti’nin yüzde 44 buçuk ittifak oyu aldığını görüyorsunuz. Karşı taraf ise yüzde 55 buçuk almış. Arada tam 11 puan fark var.
Yani işin matematik kısmına bakarsak AK Parti için Eskişehir’de durum pek parlak değil.
Tabii İYİ Parti’nin kuvvetli bir aday çıkartması ve AK Parti’nin aradan sıyrılması olası. Ancak bu ihtimale bel bağlamak hata olur.
O zaman geriye saha çalışmaları kalıyor. CHP’ye oy verecek vatandaşı ikna etme kısmı…
AK Partililer sahaya inmeli ve aday ağırlıklı bir çalışma başlatmalı. Çünkü AK Parti’nin Eskişehir karnesi pek güzel değil. 2009 yılında Bakanlar Kurulu değişip de Kemal Unakıtan görevden alındığından beri 14 yıl geçti. Bu süre içerisinde Eskişehir’e doğru dürüst yatırım yapılmadı. Hatta son 5 senedir kentimize çivi çakılmadı.
Şimdi son genel seçimlere kısaca göz atalım.
Genel seçimler öncesinde matematik, (Türkiye genelinde) Cumhur ittifakının yüzde 52’ye yüzde 48 olarak önde olduğunu söylüyordu. Burada Millet İttifakı sahaya çıkıp, parti ağırlıklı değil, aday ağırlıklı bir çalışma başlatmalı ve Cumhur ittifakına oy verenlerin en az yüzde 2’sini ikna etmeliydi. Ama zaten Kemal Kılıçdaroğlu aday çıkınca o ihtimal de bitmiş oldu.
Türkiye’de AK Parti’yi iktidara getiren “Reis”in karizması veya Türkiye’nin iyi yönetilmesi filan değil. Türkiye’de AK Parti’yi iktidara getiren şey toplumsal kamplaşma. “Bunlaar, seccadenin üzerinde rakı içtileeerrr!” diye bir kavga çıkarttınız mı yüzde 52 cepte oluyor.
Ancak Türkiye’de AK Parti’yi iktidara taşıyan kamplaşma, Eskişehir’de tam ters netice veriyor.
Demek ki AK Partililer güçlü bir aday belirlemeli, adayı merkeze alan bir propaganda süreci yapmalı ve bu işi de bir an önce başlatmalılarmış.
Burada da sorun adayı kimin belirleyeceğinde düğümleniyor.
Sahi adayları kim belirleyecek? Milletvekilleri mi? İyi de onlar bir işadamını aday olmak için ikna etmeye gitseler, önce o iş adamıyla tanıştırılmaları lazım. AK Parti’nin vekilleri Eskişehir’de kimseyi tanımıyor ki…
Adayları il yönetimi mi belirleyecek? Kendisine faydası olmayan birtakım cemaatler mi belirleyici olacak? AK Parti Genel Merkezi mi aday belirleyecek, yoksa Saray mı adayı belirleyecek? Yoksa Amerika’dan, Washington DC’den birileri gelip onlar mı adayları belirleyecek?
Bana kalırsa AK Partililerin önce adaya karar vermek yerine, adaylara kimlerin karar vereceğine karar vermesi gerekiyor.
Çünkü 11 puanlık ittifak farkı az değil, önlerinde de uzun bir süre yok.
Haydar Çorum unutmamış
Bu yıl 43’üncüsü düzenlenen Mihalıççıklılar ve Kiraz Festivali ile ilgili bir yazı yazmış, büyük ihtimalle bir unutkanlık neticesinde DSP ve CHP İl Başkanlıkları hâriç, diğer partilerin il yönetimlerine bir davetiye gönderilmediğini belirtmiştik. Dün Mihallıççık Belediyesi’nden aradılar ve yanıldığımı, aslında bütün partilere mail yoluyla davetiye gönderildiğini söylediler. Hatta Sayın Çorum, bizzat Eskişehir’in 6 milletvekilini de aramış. Eksik bilgiyle yazı yazmışız; kulağımıza küpe olsun…
Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra, Mihalıççık Belediye çalışanlarını güzel bir festival tertip ettikleri için bir kere daha kutlayalım.