AK Parti’de 6 istifa

Duyduğumuz kadarıyla istifa eden altı kişi, aslında çok daha önce istifa etmek istemişler. Uzun yıllardır çalıştıklarını, aile hayatlarının kalmadığını, işlerinin başında daha çok vakit geçirmeleri gerektiğini söylemişler. Ancak İl Başkanlığındaki yöneticiler “Önümüzde çok önemli bir seçim var. Seçim öncesinde istifa edemezsiniz” diyerek bu kişilerin seçim bitene kadar görevlerinin başında kalmasını istemişler. Yani bir anlamda, “Biraz daha sıkın dişinizi. Şu seçimler bitsin, sonra ayrılırsınız” demişler.
İstifaların görünür sebebi bu…
Elbette görünmez nedenler de olabilir. Siyaset ikili ilişkilerle yürüyor. Yönetimde bulunan ve anlaşamadığınız bir kişinin olması bile, şevkinizi kırabilir. Söz konusu istifaların altında bu tip kişisel anlaşmazlıklar da rol oynuyor olabilir. Ancak genel olarak “Çok yorulduk, ayrılıyoruz” tarzındaki açıklamaların doğru olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca Süleyman Reyhan’ın, kendi ekibiyle yola devam etme hakkının olduğunu da düşünüyorum. Dolayısıyla istifalar muhtemelen Süleyman Reyhan’ın elini de kuvvetlendirmiştir.
İstifa eden Metin Tezişçi, Hasan Burgaz, Seval Güler, Alperen Teker, Metin Çekiç ve Emre Karaer bilinen isimler. Partileri için çok çalıştılar. Muhtemelen şimdi kuş gibi hafiflemişlerdir. Ben Sayın Süleyman Reyhan’ın giden isimler hakkında bir açıklama yayınlayarak, kendilerine partileri adına çok teşekkür edeceğine eminim. Hatta basit bir veda töreni bile düzenlemeyi düşünebilirler. Siyasette gönül almayı bilmek lazım…
 
Millet ittifakı dağıldı
İYİ Partili Uğur Poyraz katıldığı bir televizyon programında “Tüm ittifaklar seçim ittifakıdır, seçim bittiği zaman tüm ittifaklar ortadan kalkar… 28 Mayıs itibarıyla da seçim ittifakı bitmiştir” ifadelerinde bulundu. Daha sonra İYİ Parti İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı da “İYİ Parti’nin Millet İttifakı içindeki geleceğine ilişkin, Bundan sonraki süreçte doğal olarak muhalefet partileri kendi içerisinde bir iş birliği içerisine girerler. Bunun adına 'ittifak' da diyebilirsiniz, 'iş birliği' de diyebilirsiniz; ama şu an itibarıyla gündemde iş birliği yapacak herhangi bir konu söz konusu değildir” dedi.
Yani süslü ve kibar kelimeleri aradan sıyırırsak ortada yalın bir gerçek kalıyor; Millet İttifakı dağıldı.
Hayırlısı olsun…
Yeniden bir ittifak kurulabilir mi? Bunu zaman gösterecek. Ancak İYİ Partililerin bu konuda iki şartı olacak gibi görünüyor, birincisi kararlar ortak alınacak. Kimse şimdiye kadar İYİ Parti ve CHP’nin ortak karar aldığını söylemesin. Kararları Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafındaki küçük bir azınlık aldı ve bu kararlar dikte edildi. Sonuçlar da ortada.
İkincisi İYİ Partililer Saadet Partisi hariç, ittifakta başkalarının olmasını istemiyor.
Bütün bunlara CHP kanadı ne der bilemeyiz. Ancak yerel seçimlerde CHP’nin İYİ Parti’yi ikna edebilmesi için epey ter dökmesi gerekecek.
 
Kurt bizim müttefikimiz 
Günyüzü İlçemizin kırsal alanlarındaki buğday tarlaları, yaban domuzu tehlikesi altında. Her yıl popülasyonu kontrolsüzce artan yaban domuzları milyarlarca liralık zarara yol açıyor.
Aslında suçlu domuzlar değil. Hayvanlar karnını doyurmaya çalışıyor. Suçlu doğal dengeyi bozan insanlar. Sırf korktuğumuz için kurtların soyunu tükettik ve doğal düşmanı kalmayan domuzlar, “Domuz gibi” çoğalmaya başladılar.
İşin ilginci kurt saldırılarıyla ölen insan sayısının, domuz saldırısıyla ölen insan sayısından çok daha az olması. Ancak tehlikeli kurt imajı pek çok kişiyi korkutuyor.
Mesela Sarıcakaya’da düze inen bir kurt, bir keçi ve bir koyunu telef edince gazeteler, “Sarıcakaya’da kurt dehşeti” diye başlık attılar. Ancak kimse tarlaların altını üstüne getiren domuzlardan bahsetmiyor. Bahsetse de “Dehşet” olarak tanımlamıyor.
Sonuç olarak doğal dengeyi bozarsak, doğa bizi cezalandırır. Kurtların yılda birkaç kez koyun boğazladığı doğrudur. Ancak yaban domuzlarının milyarlarca liralık zararının yanında bunlar hiç kalır.