Bilim insanının ne demek olduğunu kısaca anlatarak başlayalım…
Bilim insanı; insanlığın daha sağlıklı koşullarda yaşayabilmesi için faydalı olabilecek araştırmalar yapan, teoriler üreten ve ürettiği teorileri ispatlayabildiğinde uygulanmasını sağlayan kişidir öyle değil mi?
Dolayısıyla…
Bilim insanı dediğimiz kişi, ilgilendiği alana ilişkin kamuoyunca tartışılan konular hakkında, koşullar ne olursa olsun görüşlerini açıklaması gereken insan evladıdır. Sizce de öyle değil midir?
*
Buradan nereye geleceğimi az çok tahmin ettiğinizi düşünüyorum. Tabii ki Eskişehir’de ısrarla kurulması istenen kömürlü termik santral konusu üzerinde duracağım ve baştan söyleyeyim; bilim insanlarını sert bir biçimde eleştireceğim.
*
Söz konusu santralle ilgili kentimizde konuşmayan kaldı mı? Sivil toplum kuruluşları, odalar, sendikalar, siyasi partiler, muhtarlar, vatandaşlar vesaire… Listeyi uzatmamız mümkün. Ancak…
Asıl konuşması gereken bilim insanlarının ağzını bıçak açmıyor.
*
Eskişehir’de çok övündüğümüz iki büyük üniversite mevcut. Birisi Anadolu Üniversitesi, diğeri Osmangazi Üniversitesi. Her ikisinin de mühendislik fakülteleri mevcut. O mühendislik fakültelerinin dekanlarının, bölüm başkanlarının ve akademisyenlerinin ne işle meşgul olduklarını hakikaten merak ediyorum. Eskişehir’i ve hatta ülkemizi yakından ilgilendiren santral konusunda olumlu ya da olumsuz en ufak görüşleri yok mu? Bence olduğu kesin ancak ağızları kabız olmuşa benziyor. Bir türlü tek kelime çıkmıyor.
*
Tabi bunu söylerken iki üniversitenin rektörünü atlamamamız gerekiyor. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof! Dr! Naci Gündoğan ve Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof! Dr! Hasan Gönen, üniversitelerinin bilimsel bir rapora dayalı kurumsal görüşünü açıklamayı düşünmüyorlar mı? Görünen o ki düşünmüyorlar.
*
Buradan hareketle…
“Santral konusu bilimsel bir biçimde tartışılsın” diyen iktidar partisi üyeleri, etkili ve yetkili oldukları üniversitelerin harekete geçmesini engelliyor gibi görünüyor. İşte bu durum da, “Santral bilimsel tartışılsın” ifadelerini kullanan iktidar partisi yetkililerinin samimiyetsizliğini ortaya koyuyor.
*
Ancak iktidar partisinin söz konusu baskısına rağmen, bilim insanının ne yapması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bilim insanı dediğimiz kişi, ilgilendiği alana ilişkin kamuoyunca tartışılan konular hakkında, koşullar ne olursa olsun görüşlerini açıklaması gereken insan evladıdır.
*
O zaman…
- Naci Gündoğan ve Hasan Gönen, rektörlük atamalarını unutarak ve bilim insanı olduklarını hatırlayarak, üniversitelerinin kurumsal görüşlerini derhal açıklamalılardır.
- Bunun yanı sıra mühendislik fakülteleri dekanları, bölüm başkanları ve akademisyenleri de; unvan yükseltme hırslarını bir kenara bırakarak, bilim insanı olduklarını hatırlamalılar ve görüşlerini açıklamalılardır.
*
NOT: Bu yazıyı 27 Ocak 2018’de kaleme almıştım. Okuduğunuz konu, güncelliğini koruduğu için bir kez daha paylaşma ihtiyacı hissettim. O günden bugüne değişen, üniversite rektörleri ve Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin kurulması. Ricamdır: Öncekiler gibi olmayan, çok yönlü ve kentimize katkı veren mevcut rektörlerimiz, konuya duyarsız kalmamalıdır…