“Ağaçlar kesiliyor, katliam, sökülüyor ama yaşaması imkânsız… “ diye başlayan onlarca yorum gördüm, okudum, anlamaya çalıştım birkaç gündür.
Bazılarını gayet doğal karşıladım. Anladım. Verilen tepkinin biraz da sahiplenme güdüsü olduğunu görmek zor olmadı. Zira evde TV’nin yeri değişse kendini kötü hisseden insanlar varken, bunu anlamamak garip olurdu.
Bazılarını ise ne kadar uğraşsam da anlama konusunda başarılı olamadım. Hassasiyet ile samimiyetin aynı paralel de olmadığı hissi hâkim oldu öngörülerimde. “Umarım yanılıyorumdur” dedim. İnşallah dünya ve özellikle Eskişehir sandığım, gördüğüm, bildiğimden daha hassastır.
Niyetim ‘Odunpazarı haklı’ demek ya da ‘Bu suçlamalar siyasi’ diyerek birini savunup diğerini suçlamak değil. Bunu yapmanın çok da kar etmediği ve başarılı olamayacağı da aşikâr.
Derdim, madem bir hassasiyet var; Bunu tek yönlü, tek cepheli ve işe geldiği şekilde değil de genele yayarak güçlendirelim mesajı vermektir.
Madem bu kadar duyarlı çevre ve canlılar konusunda bu denli güçlü bir kamuoyu gücü var. Sokaklarda aç kalan, susuz kalan, zor hava koşullarına dayanamayan canlara sahip çıkmak için adım atalım.
Madem bu kadar özenliyiz, şehre daha çok fidan kazandıralım. Var olanlara daha dikkatli bakalım. Tabelası olan ama bir tane fidan kalmamış hatıra ormanlarını görmeyelim karşımızda.
Madem niyetler samimi, şehir içi ve dışı ayırt etmeksizin nerede, ne yapılıyorsa denetleyelim. Üzerine betonlar atılan yıkılan kütüphane önündeki yüz yıllık ağaçların kaygısını da, herhangi bir park yapılırken deplase olan ağaçların akıbetini de ayırt etmeksizin sorgulayalım.
Yoksa hiç üzmeyelim kendimizi, yoksa hiç peşine düşmeyelim içine duyar kasılmış hamasi söylemlerin. Ne ağzından çıkanı bilmeyen sözlerin ve içinden ‘it’ geçen mesajların ürümesine, ne de başka toplumsal olaylara benzetmeyelim var olanı.
Hele ki gencecik fidanların her gün şehit olduğu zamanlarda… Kırık, dökük, yaralı günlerde…
Daha çok onarmaya, daha çok toplamaya, ağızdan çıkanı 7 kere düşünmeye ihtiyaç varken...
Ağaç yaşken eğilir, bilirken üstelik…
Sahada 5 tribünde 5 bin …
Cumartesi günü saat 17.00’de A. Ü 2 Eylül Spor Salonu’nda nesine.com Eskişehir Basket için sezonun en önemli mücadelesine tanık olacağız. Amaç sahada yer alan 5’e tribünden 5 Bin kişi ile destek vermek. Rakip Sakarya BŞB ve en büyük gücü kendi evindeki maçlarda sağladığı taraftar avantajı. Bu kez avantajın bizde olduğunu ve 20 sayı fark ile yenersek eğer lider olacağımızı bilerek herkesi salona davet ediyorum. Sezon sonu parkeden, çime her branşta şampiyonluk için bu kritik virajda tek ihtiyaç olan şey taraftar desteği. Gerçi rakip Sakarya olunca 5 bin kişi illa ki olur ama ben yine de hatırlatayım istedim. Sonra haberim yoktu, duymadım, görmedim demesin kimse.