Hatırlayın… 2003 yılında, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Gülhane Askeri Tıp Akademisinde tedavi gören Rahşan Ecevit’i ziyaret etmişti. Rahşan Hanıma
büyük bir aşkla bağlı olan Bülent Ecevit de, eşini bir an olsun yalnız bırakmıyordu.
“Her seçim döneminde yaşanan olayların yeniden tezahürünü görmekteyiz. Bülent Ecevit’i siyasi söylemlere alet etmek, belli bir kesimin kronik alışkanlığı haline geldi. Seçim sathı mahalline girildiğinde herkes Ecevit’in projeleri üzerinden kendisine siyasi bir rant sağlamaya çalışmaktadır. Ancak! Ecevit’in ilkelerinin yaşatılacağı ve projelerinin gerçekleştirileceği yer sadece Demokratik Sol Parti’dir. Herkesi Bülent Ecevit’in maneviyatına saygılı olmaya davet ediyorum.”
*
Yukarıda okuduğunuz açıklamalar, DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova’ya ait. Peki, Tambova, bu açıklamayla kimi hedef aldı dersiniz? Tabii ki her zaman olduğu gibi, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i!
*
Bu noktada, “Tambova neden Büyükerşen’i hedef aldı” şeklinde bir soru sormak faydalı olacak. Sorunun cevabı net! Büyükerşen bir mülakatında, “Yeniden seçilirsem, rahmetli Bülent Ecevit’in hayali olan Köy-Kent projesini Eskişehir’de hayata geçireceğim” demişti. İşte Büyükerşen’in bu ifadeleri nedeniyle Tambova, Büyükerşen’i; Ecevit üzerinden rant sağlamakla, Ecevit’i siyasi söylemlere alet etmekle ve Ecevit’in maneviyatına saygısızlıkla suçladı.
*
Tambova’nın, Büyükerşen’e dönük bu kabul edilemez tavrını; Siyasi tecrübesizliğine bağlıyorum… Her nedense CHP’lilere duyduğu öfkeye bağlıyorum… Siyasi hedeflerine bir türlü ulaşamamasına bağlıyorum…
*
En acısı da şu ki… Tambova’nın bu tavrını; Bülent Ecevit’i anlayamamış olmasına bağlıyorum…
*
Bu noktada, “biraz ağır konuşmadın mı” diyenler olacaktır belki. O zaman, Tambova’ya karşı bu ifadeleri niçin kullandığımı aktarayım. Zira yazım bittiğinde, bana hak vereceksiniz…
*
Hatırlayın… 2003 yılında, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Gülhane Askeri Tıp Akademisinde tedavi gören Rahşan Ecevit’i ziyaret etmişti. Rahşan Hanıma büyük bir aşkla bağlı olan Bülent Ecevit de, eşini bir an olsun yalnız bırakmıyordu. * Bülent Ecevit, ziyaret sırasında Recep Tayyip Erdoğan’la sohbet ederken, hayalindeki proje olan KöyKent projesini hatırlattı. Dünya Bankası’nın, söz konusu projeyi “Kırsal Kalkınma Modeli” olarak dünyaya örnek gösterdiğini, 900 bin dolar hazırlık kredisi verdiğini, 300 milyon dolar daha vereceğini, ileriki aşamalarda beş yılı geri ödemesiz ve düşük faizli bu kredinin 4 milyar dolara kadar çıkarılabileceğini ifade etti.
*
Bu noktada bir parantez açmak istiyorum. Bülent Ecevit’in başbakanlığının devam ettiği 2000 yılında, Ordu’nun Mesudiye ilçesinde, 9 köy birleştirilerek örnek bir köy kurulmuştu. Söz konusu köyün kurulmasında duayen gazeteci Oktay Ekşi’nin de büyük emeği vardı. Projeyle birlikte dokuz birleşik köye, bir kentte aklınıza gelen ne varsa yapıldı. Altyapı, içme suyu, kanalizasyon, internet kafe, okul, kütüphane, spor tesisleri, kültür-sanat evi, çocuk parkı, sağlık ocağı vesaire… Dahası, köylüye hayvan verildi. Orman Enstitüsü kuruldu. Toprak ve ürün analizleri yapıldı. Bölge, dağ turizmine açıldı. Meyve ağaçları dikildi vesaire…
*
Bu başlangıçtan sonra; Siirt, Van, Kastamonu, Niğde, Mersin ve Düzce’deki köyler de, bölgeler haline getirilip birleştirilecek ve Köy-Kentler kurulacaktı. Hazırlıklar neredeyse tamamlanmıştı. Artık, Mesudiye’nin KöyKent’inde ne varsa, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki köylere de götürülecekti.
*
Parantezi kapatalım ve devam edelim. Bülent Ecevit, KöyKent projesini, AK Parti’li Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın devam ettirmesini istedi. Ancak Erdoğan, hastanedeki görüşme sırasında Ecevit’e “söz” vermesine rağmen, söz konusu projeye sırtını döndü. Bununla birlikte projesi tamamlanmış, pilot uygulaması yapılmış ve başarılı olmuş, kredileri ve teşvikleri hazır, diğer illere dalga dalga yaygınlaştırılacak hazırlıkları yapılmış kalkınma projesi, resmen rafa kaldırılmış oldu.
*
Buradan nereye geleceğim? Ne diyordu DSP’nin Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova? Şunu: “Ecevit’in ilkelerinin yaşatılacağı ve projelerinin gerçekleştirileceği yer sadece Demokratik Sol Parti’dir.” Olacak şey mi bu şimdi? Bülent Ecevit, devletin kalkınması adına hazırladığı projeyi, siyasi ayrım gözetmeksizin, AK Parti hükümetinin devam ettirmesi için gayret gösteriyor. Dilara Tambova ise, CHP’li Yılmaz Büyükerşen’i, projenin Eskişehir’de alt yapısını oluşturduğu ve KöyKent projesini uygulayacağını söylediği için… Rantçı ilan ediyor. Saygısızlıkla itham ediyor. Maneviyatı, siyasi söylemlere alet etmekle suçluyor.
*
Yani… Bir anlamda Bülent Ecevit’in vasiyetini yerine getirdiği için Büyükerşen’e teşekkür edeceği yerde, ağzını bozuyor!
*
İşte onun için bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum ki, Dilara Tambova, Bülent Ecevit’i hiç ama hiç anlayamamış. Dahası, Bülent Ecevit’in mirası olan DSP’yi, ne yazık ki politik bir sıçrama tahtası ve gündeme gelme aracı olarak kullanıyor.
*
Ecevit, her dönem örnek alınacak bir devlet adamıydı. DSP’ye sığmayacak kadar büyüktü. O’nu DSP’ye sığdırmaya çalışanlar, O’nun üzerinden rant kapısı açmaya çalışanlardan başkaları değildir. Öyle ki, devletin kalkınabilmesi noktasında, Recep Tayyip Erdoğan’a bile bir anlamda vasiyet bırakmış, Köy-Kent projesini yapmasını istemişti. İşte Ecevit böyle bir insandı. Devlette devamlılığa inanırdı!
*
Cumhuriyetçiydi. Milliyetçiydi. Halkçıydı. Devletçiydi. Laikti. Devrimciydi.
*
Politikacı değil, siyasetçiydi…
* Şairdi.
*
İnsandı.
*
Adam gibi adamdı…