“J.J. Rousseau"nun "İçtimai Mukavele Nazariyesi" hukuk öğretisinin temellerinden birini kapsar...
Buna göre, insanlar doğal yaşam içinde kendilerine karşı işlenmiş olan suçların intikamını bizzat almak ve cezalandırmak hakkına haiz iken, bu yetkilerini devlete devretmişler...
Devlet de fertlere, kendilerine karşı işlenen suçları adil ölçülerde cezalandıracağını taahhüt etmiş...
Bu taahhüt gerçekleşmiş mi?
"Bunun yorumunu yıllar çözemez!"
……
Bugün "Adalet"i izliyoruz...
Hakimler havada uçuşuyor, savcılara haritada yer beğendiriliyor...
Hakim "Tahliye" diyor...
Savcı "olmaz" deyip çiziyor!..
Hala düşünen çok kişi vardır...
"Adalet Mülkün Temelidir" derken, mülk ne anlama geliyor?
Söylendiği günden bu yana geçen yıllar ağlamıştır yanıta...
Yinede bilinmiyorsa bir nedeni vardır...
"Bu neden devletin kendisi olabilir mi?"
……
Ne demiş yüzyıllar önce "J.J. Rousseau"? "Sen ceza veremezsin'."
Ne yapalım? "Yetkini devlete vereceksin..."
Sonra?
"Hakkını devlet koruyacak..."
Ve de bunun adına..
"Adalet denilecek..."
……
Hakim "Tahliye" diyor... Savcı “Çiziyor!"
“Avukat, zaten içerde…”
"Peki Adalet nerede?” Ara bul!..
"Mülkün Temelinde!"
Rahmetli "Sadri Alışık"ın mahkemede söylediği son sözü geldi aklımıza:
“Bu da mı gol değil be, hakim bey!”
Sosyal etkinlik denilince
Yakıştırma yerinde mi, "bilemiyoruz...
"ETİ"nin ünlü bilmecesi var ya..
"Bisküvi denince akla, hemen onun adı gelir..."
Eskişehir'in de hangi alanda olursa olsun.. "Sosyal etkinlik denilince akla, hemen onun adı gelir, Ahmet Ataç..."
Belediye'nin ağır yükü, ağır hizmetlerinin dışında bunlara yer verebilmesi gerçekten düşündürüyor insanı...
Sanatın her dalında büyük etkinlikler yapılıyor...
"Uluslararası Şiir Buluşması" bunun en güzel örneklerinden biri...
Ataç Başkan olmadan önce "Pişmiş Toprak" sözcüsünü sadece işini yapanlar bilirdi...
Bugün "sempozyumu"nu öğrendik...
Bazıları diyor ki: "Biraz da belediye hizmeti versin..."
"Çanakkale gezileri eleştiriliyor..." Çocukların ağız-diş sağlığından, büyüklerin yaşlılık hastalıklarından tutun da, yol-su-asfalt koşturuyor adam...
Şehit topraklarına binlerce insanı götürüp gezdirmek yabana atılır mı?
23 Nisan'da da olmadık bir iş yaptı Ataç...
Koltuğundan kalktı, Sanayide araç tamir çırağı oldu... Düşüncesi bile ayrı güzellik taşıyor yaptığı işin...
"İyi ki varsın Ahmet Ataç diyoruz..."
Karınız hangi takımda?
Para Kazanıp hayatını değiştirmek için önce Brezilya'ya giden, fakat orayı sevmeyen
Temel, Amerika'ya gider...
New York kentinde günlerce iş aradıktan sonra nihayet "Karadenizli" bir işadamının sahip olduğu bir süpermarket bulur. Çok sevinen Temel, patronun hemşerisi olduğu için hemen içeri dalıp müdüre kendini tanıtır ve "Biz Karadenizliler, birbirimizi çok tutarız" der...
Amerikalı müdür sorar: "En son nerede çalıştın?"
-Brezilya'da efendim... Orası cazip bir yer değil. İnsanlar ya telekız, ya da futbolcu oluyor...
"Biliyor musun?" der müdür:
"Benim karım da Brezilyalı..."
Temel, "Yaa öyle mi?" diye atılır: "Karınız hangi takımda futbol oynuyordu!"
Her hafta biri
Karısını sevgilisiyle yakalayıp öldüren Temel'e hakim sormuş:
"Neden yalnız karını vurdun?" Temel, "Neden olacak hakim bey" demiş: "Her hafta bir adamı öldürmekten iyi değil mi?"
Pabuç ve dam
Ailede yeni bir çocuk mu dünyaya geldi?
Hemen en küçüğüne takılırız: "Pabucun dama atıldı..."
Çok kullanılan bir deyim ama, nereden geliyor?
Biz de yeni öğrendik...
CHP eski milletvekili "Kemal Anadol" Safranbolu gezisinden aktarıyor:
-Safranbolu, geçmişte en çok ayakkabıcı esnafının olduğu, dolayısıyla en çok pabuç imal edilen yerlerden biriymiş. Çarşıda esnaf lonca usulüyle çalışır, lonca yönetimi sıkı denetim uygularmış. Hileli, çürük pabuç tespit ettiklerinde, onu yapan esnafın dükkanının damına atarlar, müşteriler o esnaftan alışveriş etmezlermiş...
"Pabucu dama atıldı" deyimi de buradan gelmiş...
Günün Şiiri
Dönüşsüz gerçek
Bu tohumun yarısında gün
Şafak şafak yırtılmada
Tozpembemsi alacalı
Deli delimsirek Uçarı mı uçarı
Bir de rezili çıkmış yaşam
Gelişememiş yarılamamış
Güçlerden yoksun şunca yıl
İnadına tutkulu
İnadına yeşile erememiş
Diyelim bu ağaç tüm ağaçlar
Bir dal bir bel
Nişansız mayıssız haziransız
Ağaç bu rüya da görse ne çıkar...
Nesrin Mavi (Varlık-1968)
Kolsuz Yaşar'dan...
Dur yolcu...
Sabah akşam yürürsen bu yollarda..
"Tabii siyatik olursun
Günün Sözü
Kanunlar kılıca benziyor.
Sivri ucu güçsüzün göğsünde, sapı ise güçlünün elinde!
Kıssa-dan
İnsanlar, sen istediğin kadar hayatındalar, göz yumduğun kadar dürüstler ve onları affettiğin kadar iyiler.
Robin Sharma
Özdeyiş
Geç kalan adalet, adaletsizliktir.
Cicero
Günün Sorusu
Vatandaşa, "Sizce Türkiye'de otoriter bir yönetim var mı?" diye sormuşlar...
"Bizim gibi etliye sütlüye karışmayanlar için fark etmez hocam" demiş...
Cuk
Her güçlü erkeğin arkasında en az üç kıl vardır...
Günün İncisi
Kötü yasalar, zulmün en kötü çeşididirler...
Burke
Günün Balı
Göklere ve yıldızlara baka baka yürüyen, eninde sonunda önündeki çukura düşecektir...
Hanri Benazus
Günün Olayı
"Adalet mülkün temelidir" mi demiştiniz...
O mülkü de "Hukuk Devleti" olarak mı tanımlamıştınız?
"Tarih bunun hesabını soracaktır!"
Emre Kongar
Günün Biber
Hükümet, "Gezi Parkı’nda eylemcilerin arasına ekipler gönderdik" diyor.
Molotof atarken polislerin seyrettiği ekipler onlar mıydı yoksa!
Akif Kökçe
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...