Sadi Seda yazdı
Günün Sözü: Sabır ağrıları dindiren acı bir ot gibidir. Hem can yakar hem de tedavi eder. - Hz. Mevlana
Dedem diyor ki: Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal, daha iyi.
Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Kocakır Mevkiinde Türkiye’ye örnek olacak “Süper Kent” projesini açıkladı…
Bu haberin detaylarını da Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Eskişehir kamuoyu ile paylaştı.
838 hektar alanı kapsayacak bölgede 18 bin 775 adet konut, çoğu ofis olmak üzere bin 342 ticaret yapısı, 1 hastane, 1 kültür merkezi, 42 adet aile sağlık merkezi ile 75 bin nüfusa yetecek kadar okul ve diğer sosyal alanları yanı sıra kişi başına 41 metrekarelik yeşil alana sahip olacak.
Bu proje açıklandığı ve ertesi gün gazetelerde yer almasından sonra şehirde heyecan yarattı…
Dün Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik ile “Süper Kent” projesi hakkında konuştum…
Memnuniyetini ifade etti…
“Yıllarca Eskişehir’de yeni rezerv alanları yaratılarak buraların imara açılması için bağırdık. Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine seslendik. Hazine arazilerinin imara açılmasını talep ettik. Bugün ‘Kocakır’ın’ imara açılması kesinleşti. Bu haber beni mutlu etti. Batıkent’in, Sultandere 75’nci yıl mahallesi gibi yeni yeni merkezler yaratılmasını, şehrin kenarlara doğru yayılmasını önermiştik. Bu nedenle ‘Kocakır’ mevkiinin imara açılması önemli. Burada sevindirici olan başka şeylerde var. Her evin bahçesinin olması, bina çatılarına konulacak güneş panelleri ve güneş tarlaları ile enerji üretilmesi, yağmur suyu biriktirme sistemleri ile arıtma sistemlerinden de sulama suyu sağlanacak olması, çöplerin ise enerjiye dönüştürülmesi gelecekte Eskişehir’de yeni imara açılacak bölgeler için örnek olacak.”
8 MAHALLENİN SAKİNLERİDE
“SÜPER KENT” PROJESİ İSTİYOR
Sadece Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı değil, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Afet Riskli Alan” ilan edilen 8 mahallede evi olanlarda sevindi…
Dün Işıklar Mahallesinde ikamet etmekte olan arkadaşlar telefon ettiler.
Bir adres vererek müsait isem gelmemi rica ettiler…
Opera tramvayına binerek verdikleri adrese ulaştım…
“Afet Riskli Alan” içerisinde yer alan 8 mahalleden 20’ye yakın kişi toplanmış…
Bir saate yakın sohbet ettik.
“Sadi Bey biliyorsun bizim mahallelerimiz Afet Riskli Alan içerisinde. Kentsel Dönüşüm uygulanacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 8 mahallenin projesini İstanbul Teknik Üniversitesine çizdirdi. Bu plan ve projeleri kapsamlı olarak inceleme fırsatımız olmadı. Sizlerin yazılarından ve yaptığınız haberlerle bilgi sahibiyiz. Yapılan planlarda bahçeli bir ev projesi yok. Kocakır Mevkiinin planları hakkında Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen detaylı bilgi verdi. Burada inşa edilecek evlerin arka bahçesi olacak. 8 mahalledeki bazı bölgelerde de yapılacak konutlara arka bahçe konulamaz mı? Bu konuda Yılmaz Hoca’nın kulağına bir kar suyu kaçırsak acaba ne der?” dediler…
Onlara, “Kocakır zaten yeşil alan. Yani bahçe. Yeni İmara açılacak. Plan yapılırken bunlar göze alınmıştır. Sizin buralar sıkış tepiş konut dolu. Doğru dürüst kamuya açık yeşil alanınız bile yok. Bu isteğinizin gerçekleşmesi zor?” dediğimde,”siz yine de yazarsanız belki etkili olabilir” diye rica ettiler…
Bende onların bu isteklerini köşeme taşıdım…
Olur mu? Olmaz mı? Orası benim işim değil…
Projeler çizilmiş. Maketler yapılmış…
Bu saatten sonra plan, proje değişir mi?
Evlerin arkasına bahçe konulması halinde planlanan konut sayısı düşecek…
Bu sıkıntı yaratır mı?
Onu elbette ki planları yapanlar bilir…
Ben sadece 8 mahalle sakinlerinin sesi olmaya çalıştım…
*-*******
“Kimlerin engellediğini açıklayacağım”
Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen basın toplantısından sonra gazetecilerle sohbet etti…
Sohbette basın toplantısında çok daha fazla zaman almamak ve gazetelerine haberleri yetiştirecek muhabir arkadaşları boşuna bekletmemek adına özel sorular sormayan gazeteciler, onları sohbette sordular.
Bir meslektaşım;”Hocam otobüs alımına meclis izin vermedi. Böylelikle insanlar otobüslerde ve tramvaylarda sıkış tepiş seyahat etmeye devam edecekler. Peki, ne zamana kadar? Tekrar tramvay ihalesi yapacak mısınız?” diye sordu.
Bu soruya Yılmaz Hocam sinirlendi.
Yılmaz Hoca’yı ilk kez sinirli gördüm.
Soruyu soran gazeteciye değil, otobüs alımı konusunda engelleyenlere sinirlendiğini söyledi…
“Bu soru gittiğim yerlerde bana da soruluyor. Bende AK Partili Büyükşehir Belediye Meclis üyelerinin engellediğini söylüyorum. Bunu halka anlatacağım. Önümüzdeki günlerde belediyenin dergisinin yeni sayısı çıkacak. O sayıdan 200-300 bin adet bastırıp hemen hemen her eve dağıtacağım. Otobüs alımına kimlerin engel olduklarını halkımız öğrensin. Ben de tramvay ve otobüslerdeki sıkışıklıktan rahatsız oluyorum. Bunu çözmek için adım attım. Ama önüme engel çıktı. Tramvay için yeni ihale açacağım.”
Dergi evlere ulaştıktan sonra Eskişehirlilerin tavrı ne olacak?
AK Partili Belediye Meclis Üyelerine tepki mi gösterecekler?
Yoksa Yılmaz Büyükerşen’i eleştirmeye devam mı edecekler?
*-******
FIKRA:
Yaşlı Teyze
Amerika’da 22 numaralı karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Radarda; minimum 50 km/s hız ile gidilmesi gereken yolda bu aracın 22 km/s hız ile gittiğini fark etmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Aracı durdurup sürücüyü uyarmak için aracın peşinden gidip durdurmuş. Bir de ne görsün… Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze, aracın arka koltuğunda da; tir tir titreyen 3 tane yaşlı teyze… Polisi görünce, yaşlı sürücü endişelenerek sormuş:
- Polis bey çok mu hızlı gidiyordum?
Polis:
- Hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bu bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze:
- Ama otoyolun girişinde “22” yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!
Polis:
- Hanımefendi o “22” otoyolun numarası. Bu yolda en az 50 km hızla gitmelisiniz.
Yaşlı teyze: “Tamam, anladım bundan sonra hızlanacağım” derken… Polisin gözü arkadaki tir tir titreyen üç yaşlı kadına takılmış. Polis merakını yenemeyerek sormuş:
- Hanımefendi arkadaki hanımların nesi var? Rahatsızlar mı? Bir şeyden kormuş gibi de duruyorlar?
Yaşlı teyze:
- Vallahi ben de anlamadım, 250 numaralı yoldan çıktığımızdan beri böyleler!...