Önceki gün yayınlanan "Dindar ve Kindar nesil eğitimi!" başlıklı yazımız öylesine ilgi gördü ki...
Dile getirmek kolay değil...
Milli Eğitim Bakanı "Nabi Avcı" için gelen tepkilerin sınırı yok...
Özellikle de şu noktada birleşiliyor:
"Öğretmeni utanıyormuş, biz de Eskişehir milletvekili olduğu için üzülüyoruz..."
…………….
Yakın gelecekte neler olacak?
Belki de..
"Doktorlar tansiyon ölçmesini beceremiyecek!"
Mimarlar..
"On dakikada proje çizilir" reklamı yapacak!
Mühendisler için barajın anlamı..
"Dokuz metre onbeş santim olacak!"
………..
4+4+4+4'ü bitirdikten sonra, sıra.. "20+20+20+20"lere gelmiş ve şöyle demişti Bakan Avcı:
"Eskişehir'de iki müteşebbis grup vakıf üniversitesi kurmak istiyor. Onlarla da birlikte 3’ü devlet, 2’si vakıf olmak üzere 5 üniversite ile kapsamlı üniversite kentlerinden biri olmayı sürdüreceğiz..."
Dile kolay..
"Tam 5 üniversiteli kent..."
Sağdan say üniversite..
Soldan say üniversite...
"Darphane karşılığı olmayan parayı basmaktan farkı ne?"
……….
Bu açıklamayı iki yıl önce yapmıştı Nabi Bey...
Kendilerine sormuştuk:
"Şu müteşebbis gruplar kimlerdir?"
Eskişehir'e ne gibi bir yükleme düşünülüyor?
"Yapılmak istenen iş, üniversite kurmak değil, bu kavramı çürütmek, anlamsız ve düzeysiz bir hale getirmek midir?"
Yanıt alamadık tabii
“Dindar ve Kindar nesil eğitimi” için o kadar çaba harcanıyor ki, bırakın 5’ini…
“3’üncü üniversiteye bile sıra gelmedi!”
Selami'lerin çilesi bitmiyor!
Kimdir "Selami?"
Soyadı "Akalın", köşemizi dikkatli okuyanlar anımsayacaktır...
Bir yıl kadar önce öğretmenler (Savaş) Caddesi üzerindeki parkın nasıl temizlendiğini dile getirmiştik…
Yaşı 50’yi geçen Selami Akalın, Odunpazarı Belediyesi'ne bağlı "Akasya Şirketi”nin elemanı...
Özbesin karşısındaki "Şehit Üst. Mahir Özdemir" parkının çalışanı...
Bir gün kendisini izlemiştik...
İnanın tam yarım saat içinde, parktaki havuzun pisliğini tırnaklarıyla temizlemişti...
Olayı bu sütunda dile getirmiş ve özellikle zamanın başkanı "Burhan Sakallı"nın dikkatine sunmuştuk…
Geçen gün sabah yürüyüşünde yine gördük Selami’yi...
Aynı heyecanla çalışıyor ama, suratından düşen de bin parçaydı!..
Sorduk, anlattı:
"Şuraya bak abi, poşetlerle ekmekleri getirip parkın içine atıyorlar... Kuşlara yem verilmesini ben istemez miyim? Ama her şeyin bir sınırı ve yolu var... Uyardığım kişi, beni adeta tehdit etti ve belediyeye şikayet edeceğini söyledi..."
Gerçekten biz de görmüştük...
Orta yaşlı bir kadın elindeki atık poşetleri parkın ortasına boşaltmıştı... Aynı gün yerlerde bira şişeleri ve bankların önünde yüzlerce çekirdek atığı gördük...
Bu insanların görevi temizlemek...
“Ama biraz da insaf gerek!”
Sadece Selami dokuz parka bakıyor...
Uğraşlarını düşünün ve biraz olsun yardımcı olun lütfen...
Günün Olayı
Şiddet gören Türk kadınları başka ülkeye iltica edebilecekmiş. Zavallı kadınlar, şimdi de kocalarından "İltica hakkı al, sonra da beni yanına aldır" diye dayak yiyecek demektir...
Günün Biberi
Kasımpaşa'da hortum dehşeti yaşanmış! Doğa ana seçim öncesinde bize bir şey anlatmak istiyor galiba...
Akif Kökçe
Günün Şiiri
Kalan
Su kaynaklarının yakınında
Yaktıkları ateş dolayında
Açık havada yaşadılar önceleri
Daha çok balığı olan sularla
Sık sık değiştirip yerlerini
Öküzler sırtlanlar boz ayılar
Renkli duvar resimleri
Dillerinde az kelimelerle
Bilinmezliğin acılığı şimdi
Bir şey yok yellerden başka...
Atilla Büyüktuncay (Varlık-1977)
5. kol gibi!
Medyanın çok ayrı bir yeri var ülkemizde...
"Kamu yararı" ilkesi bir kenarda... Artık büyük çoğunluğu, kişilerin veya güç odaklarının egemenlik sağlama çabalarına hizmet veriyor…
"Mütareke basını"nı biliyorsunuz...
O yıllarda, yayılmacı çizmesi altında ezilen bir başkentin koşulları göz önüne alındığında, "mütareke basını" biraz olsun anlayışla karşılanabilir.
Günümüzde ise, her ne kadar ortada silahlı bir işgal yoksa da, medyanın "dördüncü güç" işlevini bir yana bırakarak, hızla farklı bir öz görev üstelenmeye gönüllü olmasını anlamak güçleşiyor.
Ve de "dördüncü güç" olmaktan çok "beşinci kol" olmayı benimsemişe benziyor!..
Günün Sözü
Dostu severim ama düşmanı da...
Dost gücümü, düşman ödevimi gösterir...
Schiller
Günün Balı
Hayvan iken insan olan yoktur ama, "insan iken hayvan olan çoktur!"
Cuk
GDO serbest bırakılıyormuş.
"Hayvan gibi severiz artık..."
A. Zeki Yeşil
Özdeyiş
Susmanın ödülü, gereksiz konuşmanın cezasından kurtulmaktır.
Y. Güngör Özden
Kolsuz Yaşar'dan
Aşırı telefon boşanma nedeniymiş.
Eksik abi…
"Bir de yargılanma nedeni!.."
Günün Sorusu
Rüşvet alan memura ne denir?
Yanıt:
"BAHŞİŞMAN.."
Kıssa-dan
Eski acılara taze gözyaşı dökmeyin...
Euripides
Gerilim
Adalete inanırım ama, annemi adaletten önce savunurum...
Albert Camus
Diskalifiye olmamak için!
Yarış atı sahibi hayli ümit bağladığı Eyalet Yarışı'nda dünya paralar saçıp en ünlü jokeyle de anlaşmış.
Ama atı uzak ara sonuncu gelince varış çizgisine kadar gidip atın gelmesini beklemiş.
Jokeye ateş püskürerek, "Daha hızlı gelemez miydin ?" diye çıkışmış.
"Kesin daha hızlı gelebilirdim efendim" diye karşılık vermiş jokey:
"Ama yarış kurallarına göre diskalifiye olmamak için atınızın üzerinde oturuyor olmam lazımdı!.."
Erken gelen hesap
Garson servisi hesapla getirip başımızda dikilmeye başladı: "Neden?" dedim şaşırarak :
"Burada adet böyle mi?"
Garson, "Hayır efendim" dedi:
"Sadece mantar yemeğinin servisini yaptığımızda böyle..."