Öğretmenler Caddesi’nde yürüyoruz…
Bir apartmanın ikinci katındaki "balkonda inanılmaz bir uğraşı...
85’i aşkın yaş görüntüsü ile elindeki Türk Bayrağı’nı asmaya çalışan "bir kadın...
“Ama nasıl uğraşıyor, nasıl didiniyor?”
Yüzündeki tebessüm ile...
"Heyecanını hissetmemek mümkün değil..."
Gözlerimiz yaşarmıştı...
"Şehit Üsteğmen Mahir Özdemir Parkı"na yaklaşırken "zafer şarkılarını" duymaya başladık...
Hemen sıradaki yaşlı taksi şoförüne sorduk:
"Nedir bu gürültü?”
Bir anda asılmıştı sanki suratı, "Tarihten haberin yok galiba" dedi: "Bugün 30 Ağustos..."
Yine duygulandık...
Gözlerimizin önünden, en küçük bahanelerle ertelenen "Cumhuriyet Bayramları" geçti... Sonra bir 19 Mayıs...
Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir’de bir öğretmen hakkında soruşturma açmıştı... Suçu neymiş? "
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda öğrencilerine tişört giydirmiş..." Ama nasıl?
"Ön yüzünde Atatürk portresi..." Arka yüzünde de bir yazı: "Cumhuriyet’e sahip çık..."
23 Nisan’da koltuğuna oturan çocuğa, görevini öğretmeye çalışan Başbakan’ın sözlerini anımsadık:
"Bundan sonra, astığın astık, kestiğin kestik olacak!.."
Gülmüştü çocuk...
Hani ısrarla soruluyordu ya : "Tehlikenin farkında mısınız?"
7’sinden 90’ına farkında artık herkes…
“30 Ağustos onuruyla rahatlamıştık…”
Cumhuriyetle aynı yaştaydı usta
20 Nisan 1923 yılında doğmuştu "Oktay Akbal..."
92 yadında yitirdik…
Yaşar Kemal, Cüneyt Arcayürek, Fikret Otyam ve Tarık Dursun K. gibi nice usta kalemin aramızdan ayrıldığı bu yıl, o da gözlerini yumdu...
“Hemen her gün bir öykü, kolay mı?”
1939 ve 1940 yıllarında “Yeni Saba” ve “İkdam” gazetelerinde çevirileri ve öyküleri yayımlandı.
1951 ve 1956 yılları arasında “Vatan” gazetesinde, düzeltmen, sekreter ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı
Roman, anı, denme, öykü, köşe yazısı ve çocuk edebiyatı ile tarih kitaplarıyla bilinen Akbal'ın, "Garipler sokağı" ve "Bizans Definesi" adlı kitapları Rusçaya, "Dondurmam Sinema" Sırpçaya çevrildi.
"Suçumuz insan olmak" ise, Erdoğan Tokatlı yönetiminde ve 1986 yılında beyazperdeye uyarlanmıştı.
İlk kitabını 23 yaşında "Önce Ekmekler Bozuldu…"
Kısa alıntı:
-Savaş gazeteleri de ne korkunç oluyor! Kalın siyah harflerle büyük başlıklar diziliyordu. Aşk romanları yavaş yavaş azaldı. Fıkralarda mahallelerde hep savaştan söz açılıyordu.
"Önce ekmekler bozulmuş, ardından her şey de bozulmuştu..."
23 Mart 2014 tarihinde Cumhuriyet’teki son yazısının başlığı "Huzur" du…
Ye de son satırları şöyleydi:
"Ah şu daktilo önünde bir daha. Yıllar geçmiş sanki, onunla son buluşmamız gibi. Bitir sen şu karmakarışık duyguları, bir huzur bulabilsem…”
Allah rahmet eylesin...
Huzur içinde yat büyük usta...
Yatağın altındaki kanıt
Son derece saf o lan üç arkadaş sohbet ediyormuş.
Birincisi "Sanırım karım beni manavla aldatıyor" demiş.
Diğerleri "Nereden anladın?" diye sormuşlar.
0 da "Yatağın altında karpuz buldum" deyince ikincisi atılmış:
"Benimki de marangozla aldatıyor galiba..."
Ona da "Nereden çıkardın bunu?" deyince yanıt gelmiş:
"Yatağın altında tornavida buldum..." Söze en saf olanı girmiş:
"Sizinki öküzün altında buzağı aramak canım! Benimkisi ise kesin, hem de kanıtlı! Karım beni bir atla aldatıyor..."
Diğerleri, "Yok devedir!" derken kanıtını da açıklamış:
"Yatağın altında jokey buldum, jokey!.."
Savaş bir aşk mıdır?
Komutan askerleri toplamış, havadan sudan konuşuyormuş. "Size bir soru soracağım" demiş: "Sevişmek, aşk mıdır, iş midir?"
Biri atılmış: "Aşktır komutanım..."
-Nereden biliyorsun? "İş olsa, onu da bize yaptırırdınız!"
Barış çağrısı
Jeoloji Mühendisleri Odanı bir barış açıklaması yapmış... Bir yerinde şöyle diyor:
"Elinde silah olan herkese sesleniyor, koşulsuz olarak silahlar sussun ve bırakılsın istiyoruz.”
Herkes deyince TSK da kapsama giriyor. Bu hesaba göre yalnız PKK değil, TSK da silah bırakacaktır.
Siz hiç dünyada bir ordunun bir terör örgütü karşısında silahını bıraktığını duydunuz mu?
Ya da bir meslek odasının bir terör örgütü ile meşru orduyu aynı kefeye koyduğunu?
Duyamazsınız...
"Çünkü akıl ve mantık her yerde izne çıkmamıştır!"
Günün Şiiri
Peyklerle uçan
İnad üstüne bitmiş tüyü sarı
Hangi boydan gelmişse
Bozuk gelmiş huy damarı
Gün sızmaz yüreğinden dişleri kesmez
İyilikte lokma elleri kıpırdamaz
Gözlerinde boğuntulu yellerin
Kırdığı, döktüğü görüntüler
Komşularda ötelerde yardımla destekle
Birbirine el veren omuz veren
Yol iz bilen insanlar
Tutkun gülümseyişler içinde
Odalardan bahçelerden mutluluğu
Peyklerle uçan, cıvıltılar, pırıltılar
0. Kazım Atok (Varlık-1958)
Gerilim
Sandık, en korkutucu diktatörleri yaratabilir...
Ama sandık da çatırdar şüphesiz...
Günün incisi
Bir toplumda kadın alçalınca, utanması gereken erkektir...
Günün Sözü
"Adem" den beri çok az sayıda iki ayaklı "adam" denilmeyi hak etmiştir...
Marguerite Yourcenar
Cuk
Egemenlik, kayıtsız şartsız "egemen medya" nındır...
Erdinç Utku
Günün Balı
Yolsuzluk ortalıkta kol geziyormuş. "Yolsuzluğu Düzenleme Üst Kurulu lazım..."
Balthör
Özdeyiş
Büyük insanların idealleri, sıradan insanlarınsa hevesleri vardır...
Washinton Irving
Kolsuz Yaşar’dan
Sakız çiğnemek bağırsaklara iyi geliyormuş.. Peki..
"Sakız ağzımızdayken bağır-sak!"
Günün Olayı
Suudi Arabistan kadınlara seçme seçilme hakkı verdi.
Siyasal İslamcıların "Atatürk’ün ne yaptığını anlaması için aradan 80 yıl geçmesi gerekiyormuş!
Akif Kökçe
Günün Biberi
15 ay askerlik:
"Mehmetçik", 6 ay askerlik: "Mehmet"
1 ay askerlik: "Mehmet Bey" Vicdani ret: "Memoş…"
Balthör