2018’i geride bıraktık. Bir yıl boyunca Türkiye’de ve Eskişehir’de ortaya çıkan gelişmelerin büyük çoğunluğu canımızı sıktı, bizi bunalttı, bazı zamanlarda galiz sözcükler kullandık yaşanan olumsuz olaylar karşısında.
2018’i geride bıraktık. Bir yıl boyunca Türkiye’de ve Eskişehir’de ortaya çıkan gelişmelerin büyük çoğunluğu canımızı sıktı, bizi bunalttı, bazı zamanlarda galiz sözcükler kullandık yaşanan olumsuz olaylar karşısında.
*
Bana göre 2018’in en önemli olayı, ekonomik kriz oldu. Toplumu öyle bir gerdi, öyle bir umutsuzluğa düşürdü ki, hayal kurmak bile insanlara haram oldu. Ve sanıyorum, 2019’da da, söz konusu bu kriz, derecesi yükselerek devam edecek.
*
Bu noktada görüşlerini dinleme fırsatı bulduğum Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler’in çarpıcı tespitlerinin olduğunu söylemek istiyorum. Güler, 2018’de başlayan ekonomik darboğazın 2019’da da devam edeceğine ve sürecin en az zararla atlatılabilmesi için doğru planlama yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
*
Şimdi, Metin Güler’in aktardıklarını okuyalım…
YERLİ MALINA DÖNÜŞ ŞART
“2018 yılının ikinci yarısından itibaren bir daralmayla karşı karşıyayız. Tabi bunu aşmak, böyle bir çırpıda olacak gibi de değil. Bu sürecin ben biraz daha uzun süreceğini düşünüyorum açıkçası. Sonuç itibariyle çok yüksek finans maliyetleri var. İşletmelerin ekonomik yapısı maalesef bir önceki dönemlere göre çok farklı noktada. İyileştirmeler yapılması gerekiyor. Baktığınız zaman 170 milyar dolar civarında ihracatımız söz
konusu. Bunu ülke olarak kesinlikle arttırmamız lazım. Yeni piyasalar açarak döviz girdimizi arttırmamız lazım. Yerli malına inanılmaz derecede bir geri dönüş yapma zorunluluğumuz var.
ZOR BİR DÖNEMLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Yine kamudan özel sektöre kadar tasarruf zorunluluğu oluştu. Bizim yeni dönemde hem devlet olarak hem şirketlerimiz olarak yapımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Açıkçası kolay bir dönem bizi beklemiyor. Yani her şey de dövizdeki planlamaya göre değil. Burada farklı dengeler var. Bir kere piyasa faiz oranlarının çok uçuk olduğunu biliyoruz. Bunu hiçbir işletmenin taşıması mümkün değil. Enflasyonun da şu gün itibariyle geldiği nokta malum, hepimiz tarafından inceleniyor. Bu yüzden bizi uzun soluklu zor bir
dönem bekliyor. O nedenle herkesin daha tedbirli olması gerekiyor diye düşünüyorum. Yine 2019 bütçelerimizi yaparken, farklı bir takım zorluklarla karşılaşacağımızı hissediyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte planlamamızı ve kurgumuzu değiştireceğiz.”
*
Metin Güler’in ifadelerini okudunuz. Başta da söyledik: 2018’de başlayan krizin derecesi, 2019’da daha da artacak ve ülkemiz ile ülkemizde yaşayan yurttaşlarımızı bir hayli bunaltacak. Güler’in görüşleri, bu tespiti tesciller nitelikle. O nedenle, 2019’da her şeye hazırlıklı olmalı, önlem almalı ve ciddi tasarruf tedbirleri uygulamalıyız. Uygulamalıyız ki, bu ağır süreci, en az hasarla atlatabilelim.
Bombalar yağıyor kuşların üzerine!
Yeni yıla girerken, haliyle çeşitli kutlamalar gerçekleştirildi. Ancak bu kutlamalar sırasında deyim yerindeyse katliam niteliğinde gösteriler yapıldı. Katliam niteliğinde gösteriler derken şunu kastediyorum: Havai fişek gösterileri!
*
31 Aralık 2018’i, 1 Ocak 2019’a bağlayan gece, dünya genelinde milyarlarca kuş katledildi, öldürüldü, acı çekerek can verdi! Neden? Biz insanlar! eğlenelim diye.
*
Şöyle detaylandırayım… İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihan Demirci, her geçen gün kullanımı yaygınlaşan havai fişeklerin, sesi, dumanı ve ışığıyla kuşları korkuttuğunu, sağır ettiğini ve şok sonucu ölümlerine yol açtığı
nı söylüyor. Çeşitli kutlamalarda kullanımı yaygınlaşan havai fişeklerin; canlıların, özellikle kuşlar üzerindeki olumsuz etkilerinin Türkiye’de hala farkına varılamamasından yakınıyor. Havai fişeklerin oluşturduğu şiddet, gürültü ve çevre kirliliğinin, tüm yabani ve evcil hayvanları tehdit ettiğine vurgu yapıyor.
*
Prof. Demirci, bakın bir açıklamasında bu durumu nasıl anlatmış…
GÖÇ YOLLARINI KAYBEDİYORLAR
“Havai fişek patlamasının yarattığı gürültü, başta insanlar olmak üzere bütün yabani ve evcil hayvanları korkutuyor. Onların sağır olmalarına, paniklemelerine, şok nedeniyle ölmelerine yol açıyor. Ayrıca, patlayan havai fişeklerin yakınında olan kuşlar yanmakta, bu yanma ölüm derecesinde dahi olmakta, gözlerine zarar vermekte, göç eden kuşların bir süre oryantasyonunun bozulmasına neden olmakta. 2003’te New
York’ta yeni yıl kutlaması için yapılan havai fişek gösterisinde yaklaşık iki bin kuş panikten ve panik içinde birbiriyle çarpışmaları sonucu öldü. Yoğun havai fişek gösterilerinde oluşan dumanın da kuşların ölmesine neden olduğu biliniyor.”
*
Okuduğunuz bu bilgilerle birlikte, ne demek istediğimi anlatabilmişimdir herhalde. Düğün olur, havai fişek atılır, kuşlar ölür. Konser olur, havai fişek atılır, kuşlar ölür. Yeni yıl gelir, havai fişek atılır, kuşlar ölür. Birileri seçim kazanır, havai fişek atılır, kuşlar ölür. Vesaire…
*
Peki, her yıl milyonlarca kuş neden ölür? Dedim ya: Biz insanlar! eğlensin diye, başka bir nedeni yok.
*
Daha yenice, geçtiğimiz günlerde, Eskişehir’in göbeğinde büyük bir konser düzenlendi. Uzun süre boyunca art arda havai fişekler patlatıldı. Göz göre göre, yüzlerce kuş katledildi.
*
Modern şehir kafası, sadece yerinde imar planları, turizm, sanat ve buna benzer unsurlardan ibaret değildir. İnsana, hayvana ve doğaya saygıyı gerektirir da modern şehir kafası. Ancak gelin görün ki şehrimizin göbeğinde, biz insanlar! eğlensin diye, bam güm havai fişek patlatanlar var! Dahası, her fırsatta “ben şöyle hayvan severim, böyle hayvan severim” deyip de yüzlerce kuş katledildiği sırada gökyüzüne bakıp alkış tutan hayvanlara ne demeli?
*
Her neyse… Bakın… Hani Ortadoğu’ya bombalar yağarken katledilen insanlar var ya… Hah, işte aynısı gökyüzünde kuşların başına geliyor. Yukarıya havai fişekler yağdırılınca, kuşlar can veriyor. Her halde bu örnek, daha açıklayıcı olmuştur!
*
NOT: Birçok aktivist grup, havai fişek kullanımının yasaklanması için kampanyalar düzenliyor. Herkesi, bu kampanyaları desteklemeye davet ediyorum.