Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart yerel seçimlerinden önce Eskişehir’e gelmişti ve ne demişti? Şunu: “Alpu, Günyüzü, Ayvalı ve İnönü ovalarını tarımsal verimi arttırmak için sit alanı olarak koruma altına aldık!”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart yerel seçimlerinden önce Eskişehir’e gelmişti ve ne demişti? Şunu: “Alpu, Günyüzü, Ayvalı ve İnönü ovalarını tarımsal verimi arttırmak için sit alanı olarak koruma altına aldık!”
İktidar partisinin Eskişehir’de yaşayan önde gelen isimleri de, seçimden önce sıklıkla şu yönde ifadeler kullanıyorlardı: “Eskişehirlinin istemediği hiçbir şeye izin vermeyiz!”
*
Peki, bu ifadeler niçin kullanılıyordu? Tabii ki Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santral için!
*
İktidar partisi temsilcilerinin, kömürlü termik santralle ilgili kullandıkları ifadeleri duyunca, bir nebze de olsa umutlanmıştık. Ancak seçimden hemen sonra, inat eder gibi Alpu’ya sondaj kuyuları açılıp, verimli tarım arazilerimiz ve sulama kanallarımız kirletilmeye başlayınca, iktidar partisi temsilcilerinin ne kadar samimi olduklarını anladık. Tam manasıyla, hayal kırıklığına uğradık!
*
Önceki akşam, ES TV ekranlarında yayınlanan Vaziyet’te; Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ve Ziraat Mühendisleri Odası eski Başkanı Levent Özbunar’la birlikte, Alpu Ovasında açılmaya başlanan sondaj kuyularına ilişkin konuştuk.
*
Nuray Akçasoy, konuya ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Söz konusu sondaj işleminin Katı Atık Yönetmeliğine uygun olup olmadığı konusunda kafalarda soru işaretlerinin olduğunu aktaran Akçasoy, Eskişehir Valiliği ile Eskişehir İl Çevre Müdürlüğünden bilgi alamadıklarını kaydetti. İl Çevre Müdürlüğünün, sondaj çalışmalarını da denetlemediğini öne süren Akçasoy, “Büyükşehir Belediyesi, baskılara rağmen denetim yapmış ve uygunsuz sondaj yapılan iki kuyuyu mühürlemiştir” dedi.
*
Şimdi, Akçasoy’un açıklamasının detaylarını okuyalım…
YANIT BEKLEYEN İKİ SORU
“Sondaj işi yapılırken, bunun Katı Atık Yönetmeliğine göre uygulanması gerekiyor. Buna göre sondaj yapılacaksa, İl Çevre Müdürlüğüne ÇED raporu sunulması gerekir. Bu rapor sunuldu mu? Bir de şöyle bir zorunluluk var. Valiliğe de, Proje Tanıtım Dosyası adı altında burada yapılacak sondajlarla ilgili bilgi verilmesi gerekiyor. İşte bu dosya, Valiliğe teslim edildi mi?
VALİLİĞE VE ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜNE ÇAĞRI
Şimdi, bu sondaj işi başladığından bu güne kadar, yetkili kurumların herhangi birisinden, herhangi bir bilgiye biz ulaşamadık. Herhangi bir açıklama var mı? Yok. Orada bir denetim söz konusu mu? Değil. Bakın denetim olmazsa, bazı firmalar, işleri, işlerine geldiği gibi yapabilir. O zaman kurumlar niye var? Denetlesin ve denetlensin diye var. Denetlenmeden işler yapılmasın diye var. O zaman ben, özellikle Valiliğimiz ve İl Çevre Müdürlüğümüze rica ediyorum; burada yapılan bu sondaj çalışmasını denetlesinler. Burada yapılmak istenen şeyin ne olduğunu lütfen bize resmi yollardan haberdar etsinler, kamuoyunu bilgilendirsinler. Çünkü bu bilgilendirme yapılmazsa, orada petrol aranıyor sözlerinden altın aranıyor sözlerine kadar gideriz.
VATANDAŞIN GÜVENİ SARSILIYOR
Ancak bizim öğrendiğimiz, sondaj çalışmalarıyla, burada kömür arandığıdır. Böyle bir şey varsa, işte şimdi vatandaşın güveni sarsılıyor. Vatandaşımız, bir buçuk yıldır bizim verdiğimiz mücadelede oradaydı, Eskişehir halkı oradaydı. Eskişehir halkı açıkça söyledi ki; biz kömürlü termik santral istemiyoruz. O yörede yaşayan insanlarımız da bunu istemiyor. Çünkü vatandaş biliyor ki, toprağını kaybedecek, kıymetli tarım arazilerini kaybedecek. Vatandaş, orada suyunun kirleneceğini, havasının kirleneceğini artık biliyor. Vatandaş bu nedenle kömürlü termik santrali istemiyor.”
*
Gelelim Prof. Dr. Can Ayday’ın açıklamalarına… Ayday, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) yetkililerinin dahi, Alpu Ovasında bulunan kömürün çıkarılmasının mantıksız olduğunu, kar getirmeyeceğini ifade ettiklerini söyledi. Ayrıca Ayday, söz konusu alanda kömür çıkarıldığı halde, çöküntü alanlar oluşacağına ve su kaynaklarının tamamen kuruyacağına dikkat çekti.
*
Evet, Ayday’ın açıklamasının önemli bölümleri şöyle…
450 METRE KAZILACAK
“Buradan kömür çıkartarak elektrik elde etmek, hiç uygun değil. TKİ’deki arkadaşlara da sordum bunu. ‘Türkiye’de hiç 400450 metre aşağıdan kömür çıkartıp yakma olayı var mı’ diye sordum. ‘Yok, olamaz’ dediler. Ve dediler ki yine: ‘Bu mümkün değil, bu yapılamaz.’ Yani bu, TKİ’deki yetkililerin söylediği olay. Şimdi, 450 metreyi kazdık ve kömür çıkarmaya başladık. O kömürü, oradan aldıkları zaman, üst taraftaki tarlalarda, oyuk oyuk göçmeler oluşacak. Bunlar konusunda yine ÇED’te en ufak bir olay yok. Ve o çöküntüyle birlikte, oradaki tarım arazisi işlevini kaybedecek.
100 METRE AŞAĞIDAKİ SUYU DA KAYBEDECEĞİZ
Bir de ‘su’ olayı var. Eğer kömür çıkarılacaksa aşağıdan, suyu engellemeleri lazım. Bunu engellemek için ne yapacaklar? 450 metre aşağıdan suyu alacak büyük ve güçlü pompalar kullanacaklar. Şimdi siz, 450 metreden suyu alırsanız, 100-150 metre aşağıdaki tüm kuyular kuruyacak. Böyle olunca burası, uygun bir alan olmaktan çıkacak. Sonuçta, bu alan, kömürlü termik santral için uygun bir alan değil.
ESKİŞEHİR CEZALANDIRILIYOR
Ha, şunu da söyleyeyim. Türkiye’nin enerji açığı yok, enerji fazlası var. Şu an ülkemizde, yüzde 30 kapasiteyle çalışan enerji üretim tesislerimiz var. İlla ki enerji üretilecekse, yüzde 30 kapasiteyle çalışan tesislerimizin verimini arttırsınlar o halde. Tüm bunlara bakarak şunu düşünüyorum, Eskişehir cezalandırılıyor arkadaşlar, Eskişehir cezalandırılıyor.”
*
Ve Levent Özbunar… Özbunar özetle, kömürlü termik santral kurulduktan sonra yörede üretilen tarım ürünlerinin zehirli olacağına dikkat çekti ve şunu ekledi: O zehirli ürünleri, Eskişehirliden başka kimseye satamayacaklar!
*
Özbunar’ın ifadelerinin detayları şöyle…
KALİTE ORTADAN KALKACAK
“Santral kurulduktan sonra, bu alanda her şey yetiştirilebilir. Ancak güvenli gıda olayından dolayı Eskişehir’de yetişen hiçbir ürünü, hiçbir yere satamazsınız. Sadece Eskişehirli yer bu zehirli ürünleri. Yani, kömürlü termik santral kurulursa eğer, kalite tamamen ortadan kalkacak. Eskişehir dışındaki illerimize bu ürünleri satamayacağız. Dedim ya, bu ürünleri Eskişehirli yiyecek ve zehirlenecek.
MUHTAÇ KALMAMAK İÇİN…
Bakın, böyle verimli tarım arazilerini yok ediyoruz, soğana ve patatese muhtaç kalıyoruz. Bırakın orada biz patates yetiştirelim, soğan yetiştirelim. Bırakın hayvancılığımızı geliştirelim; Bozan gibi güzel ve hayvancılığa uygun bir mahallemiz var. Alpu’yu kalkındıralım. Enerji mi lazım? Gelin beraber tarım yapılmayan yerlere güneş enerji santralleri kuralım, rüzgar enerji santralleri kuralım. Niye Eskişehir’in birinci sınıf tarım arazileri, sulu tarım arazileri hedef biçiliyor?
BİN YILDA 1 SANTİM TOPRAK!
Bakın, her şeyi bir kenara bırakalım. Hava, su ve toprak… Bu yaşam döngüsü olmazsa, hiçbir canlı yaşayamaz. Toprak bizim besin kaynağımız. Toprağımızı kaybedersek, hiçbir şey elde edemeyiz. 1 santimetre tarım toprağının oluşumu için, tam 1000 yıl geçmesi gerekiyor. Yok edince ne olacak? Yani biz, hunharca yok etmeyi çok seviyoruz. Bırakın bizi, bize… Tarımsal üretimi destekleyelim, ülkeyi kalkındıralım. Yapılabilecek desteklerin, maksimumunu verelim. Ve şunu söylemek istiyorum; doğanın bize ihtiyacı yok, bizim doğaya ihtiyacımız var. O nedenle katletmeyelim.”
*
Yazımın sonuna yaklaşırken, üstat Ali Baş’ın programda kullandığı bir ifadeyi paylaşmak istiyorum. Belki de bu ifade, Eskişehir’e kurulmak istenen kömürlü termik santrale karşı bugüne kadar kullanılmış en anlamlı ifade! Şöyle söylüyor Baş:
SANTRAL HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR
“Şimdi çocukken, dışarıya oynamaya çıkarken, ailemiz acıkınca yememiz için ekmek arası bir şeyler verirdi; domates, salatalık, peynir verirdi. Mahallenin haylaz çocuğu da gelirdi, bunların üstüne tükürürdü. Artık onları yiyemezdik. Çünkü artık onlar, tükürenindir. Şimdi ben, termik santrali de ona benzetiyorum. Termik santral, bir şehrin içine tükürmektir! Bu santrali yaptığınız zaman, burası artık sizin şehriniz olmaz. Çünkü burada ne oluyor? Bir kültür değişiyor, yaşam tarzı değişiyor, her şey değişiyor.”
*
Evet… Garabet niteliğindeki kömürlü termik santral yapılırsa eğer… Eskişehir, Avrupa kenti olmaktan çıkar. Eskişehir, turizm kenti olmaktan çıkar. Eskişehir, sanat kenti olmaktan çıkar. Eskişehir, öğrenci kenti olmaktan çıkar. Eskişehir; havası zehirli, suyu zehirli, toprağı zehirli, yozlaşmış insanların türediği bir kent haline gelir. Önce grileşir, sonra karanlığa boğulur.
*
O nedenle, bu kokuşmuş yapının kurulmaması için mücadele etmek, bir anlamda milli meselemizdir! Ve milli meseleler, şakaya gelmez! Herkes, bu onurlu mücadelede yerini almalıdır!