Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile geçtiğimiz Cuma günü akşamı ES TV’de yaklaşık 2,5 saat süren program yaptım.
Bu programda Kazım Kurt’a özellikle Odunpazarı İlçe Başkanlığı seçimleri öncesinde yaşananlar ve il başkanlığına Tepebaşı ve Odunpazarı İlçe Belediye Başkanlarının ayrı ayrı adayları desteklemelerinin altında 2019 seçimlerinin yatıp yatmadığını sordum.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, bugüne kadar İl Başkanlığı seçimlerinde hangi adaya destek vereceği konusunda bir işaret vermedi.
Kimileri Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile birlikte atamayla il başkanlığı koltuğuna oturan Sinan Özkar’a destek verdiklerini söylerken, kendisine yakın isimler ise il seçiminde tarafsız olmaya çalıştığını belirttiler.
Ben dahil pek çok kişi CHP’li iki belediye başkanın il başkanlığı yarışında farklı farklı isimlere destek vermelerinin doğru olmadığı düşüncesiyle eleştiriyorduk.
TV programında Kazım Kurt’a bunu da sordum. Verdiği cevabı programdan sonra da tekrar tekrar dinledim. Değerlendirmeye aldığımda da haklı olduğuna kanaat getirdim.
Kazım Kurt bu konuya şöyle cevap vermişti:
“Parti içi yarışlar ile partinin genel seçim yarışını bir birine karıştırmamak lazım. Aynı partinin belediye başkanlarının il seçimlerinde farklı adaylara destek veriyor olması farklı yollara gidiyorlar anlamı taşımaz. Seçimin yapıldığı akşam kazanan ile kaybedenleri yan yana getirir kucaklaştırır ve salondan öyle çıkarız. Nitekim şimdiye kadar ben çok seçim kaybettim. Hiçbir zaman küsmedim. Hiçbir zaman ‘buraya kadar, bundan sonra bek yok um’ demedim. Kazanana saygı göstermek gerekir. Benim parti terbiyem bunu gerektirir. Ben asla ve asla Ahmet abi (Ahmet Ataç) ile karşı karşıya gelmek pozisyonuna düşmem. Bu kongre süreçlerinde biz şöyle düşünüyoruz.”
DEDİKODU YAPANLARA KIZIYOR
Kazım Kurt’un programın ilk bölümünde ilçe ve il seçimleriyle ilgili değerlendirmeler yaparken zaman zaman istemeyerekte olsa sinirlendiğine şahit oldum.
Aslında hissettirmek de istemiyordu. Belki ekrandan izleyenler anlamış olurlar. Kendisini yakın tanıdığım için bunu ben hissettim.
Kime ve kimlere sinirleniyordu.
Onu şu sözlerle açıkladı:
“CHP içerisindeki bir gurup var. Geçmişte il başkanlığı, ilçe başkanlığı, yöneticilik yapmış kişiler bunlar. Bu arkadaşlarımız akşama kadar düşünüyorlar. Sabaha kadar tartışıyorlar, ertesi günde yazıyorlar. İşleri ne? CHP şunu-bunu yaptı diyerek dedikodu yapmak. Bu işleri geçeceğiz. Bu karın doyurmuyor. İlçe kongrelerinden önce de doyurmadı. İl kongresinde de doyurmayacak. Belediyeciler-Örgütçüler diye ayırım yapmaya çalışıyorlar. Bizde örgütün içindeyiz. Bizi örgütten saymazlarsa bu o zaman yanlış yapmış olurlar. Belediye Başkanları, İl Başkanı, İlçe Başkanları da, parti üyesi de örgütün içinde. Nitekim örgütün ne olduğunu ortaya koydu. O nedenle bu dedikodu yapan arkadaşlara karşı siyaset yapanlar kazanır. Nitekim bu arkadaşlar hiç kazanmadı, hep kaybettiler. Bu arkadaşların bir başka görevleri de oturdukları yerden partiyi dizayn etmek. Buna ne ben ne de benim gibi düşünen partililer izin vermeyiz.”
Bunlar parti için sorunlar. Ben de CHP üyesi değilim. Bir partinin iç işlerine karışmakta haddime değil. Şimdi birileri “sende köşe yazıyorsun. Meslektaşlarına bir belediye başkanı eleştiride bulunuyor. Sen de sessiz sedasız dinledin” diye düşünebilirler.
Kazım Kurt, ekmeğini gazetecilik yaparak kazanan, bu işi meslek edinmiş meslektaşlarımı eleştirmedi. Gazetelerde haftada bir veya iki gün köşe yazısı yazan, esas meslekleri gazetecilik olmayan ve de geçmişte CHP’de yöneticilik yapmış kişileri eleştirdi.
Bu nedenle sessiz kaldım. Bu bir anlamda parti içi tartışmasıydı.
Bunun böyle bilinmesini isterim.
*-*****
Protokolde Yılmaz Hoca’nın da imzası var
AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, 1 Kasım seçimlerinde milletvekili olduktan sonra basın mensuplarıyla tek başına ilk kez bir araya gelerek sohbet etti.
Toplantının asıl amacı elbette ki sohbet değildi. Bugünlerde Eskişehir’de en çok tartışılan ve yapımları durduğu iddia edilen iki önemli konu hakkında kamuoyunu bilgilendirmekti.
Neydi bu iki konu?
Birincisi, yapımı üstlenen müteahhit’in kaçtığı gerekçesiyle çalışmanın durduğu iddia edilen TCDD tarafından yeraltına alınan bölgenin üzerinin peyzaj çalışması.
İkincisi ise, 1 Kasım seçimleri öncesi temeli atıldıktan sonra hiçbir çalışma yapılmayan ‘Şehir Hastanesi’.
Harun Karacan, kamuoyunda tartışıldığı gibi her iki projenin yapımının durmadığını, her iki projenin de gerçekleşeceğinin özellikle altını çizdi.
PROJEDE ÖDENEK BEKLENİYOR
“Konulara ilgisiz kalmadık, Eskişehir ile ilgili e harfi çıksa her konuya müdahil olurum. Muhatapları ile ilgili gerekli görüşmeler yaptım. Ulaştırma Bakanlığı, TCDD ile muhatabız bununla beraber Yüksek Planlama Kurulu, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı da devreye giriyor. Demiryollarının yeraltına alınması ile ilgili şunu söylemek istiyorum. Bu biraz geçiş projenin peyzaj çalışması Ankara-İstanbul’a kadar devam eden projenin içinde yer alıyor. Yaklaşık 9 milyon 400 bin liralık büyük bir proje bu. Projenin hayata geçtiği dönemdeki Genel Müdür Süleyman Karaman ve yardımcısı ön protokolü Büyükşehir Belediye Başkanına aktarmıştı, İlgili daire başkanlıkları 2014 yılı başında belediye yetkilileri ile görüşmüş ve projede mutabık kalınmış. Karşılıklı imza altına alınmış bir proje. DDY ve Büyükşehir Belediyesi hızlı trenin altından geçtiği bölgede neler yapılacağını bir protokolle belirlediler. Protokolde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de imzası var. Hocam burasının Bulvar olması açıklamasını okuyunca şaşırdım.”
Karacan, Bağlar Geçidi projesinin durmasının söz konusu olmadığını. Ödenek sorunun çözümü için Kalkınma Bakanı ile görüştüğünü, Ulaştırma ve Maliye Bakanı ile de görüşeceğini ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da bunu takip ettiğini, Şehir Hastanesindeki sorunun ise Yükseklik kodu olduğunun altını çizdi.
Bu sorunun çözümü için Ulaştırma, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlığının birlikte çalışma yaptığını hatırlattı. Söz konusu bu sorunların giderilince çalışma tamamlanacağını söyledi.
Harun Karacan’ı yakalamışken kendisine kafamızda oluşan soruları da sorma fırsatı bulduk. “Uçak Seferlerinin yeniden başlayıp başlamayacağı”, “Milletvekili buluşmalarının devam edip etmeyeceği” konuları gibi.
Uçak konusunda Valiliğin yaptığı anketin tamamlanmış. Eskişehirlilerin İstanbul, İzmir ve Antalya’ya uçak seferlerini istediklerini, İstanbul uçağının Avrupa yakasındaki Atatürk Havaalanına inmesi, Eskişehir’den kalkış saatinin ise 06.00 ile 07.30 arasında olmasını talep etmişler.
Milletvekili buluşmalarının devam edeceğinin, her ay bir milletvekilinin en sahipliği yapacağını, bu ayın ev sahibin ise CHP Milletvekili Gaye Usluer olacağının da bilgisini paylaştı Harun Karacan.
Karacan’ın,“Milletvekilliği adaylığı sürecimde ve seçildiğimde bir tek şey söyledim. Eskişehir halkından hiçbir konu saklanmayacak, her şey şeffaf olacak, Eskişehir’in istemediği bir proje olmayacak. Eskişehir hiçbir şey şekilde yanıltılmayacak. Bundan sonraki görevim sona erinceye kadar kendi açımdan böyle olacak” sözleri dikkat çekiciydi.
Ayrıca bir önceki dönemdeki Milletvekili Salih Koca gibi yapımına başlanan projelerin tamamlanma süreleri konusunda söz vermemesi de dikkat çeken başka bir nokta idi.
Harun Karacan Eskişehir çocuğu. Eskişehir’de doğdu, büyüdü. Bu şehri karış karış adımladı. Sorunlarını çok iyi biliyor. Bu Eskişehir adına büyük şans.
Bu nedenle şehrin sorunları AK Parti’nin diğer milletvekilleri Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ekonomi Başdanışmanı Emine Nur Günay ile birlikte daha çabuk çözüleceği kanaatin de olduğumu da sizlerle paylaşmak istedim.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...