Geçtiğimiz Çarşamba günü kaleme aldığım “Emirdağlılar Vakfı, uçurumun kenarında; ha düştü, ha düşecek” başlıklı yazım üzerine, Emirdağlılar Vakfı Denetim Kurulu Başkanı Mehmet Karatay aradı ve konuya ilişkin düşüncelerini açıklamak istedi.
*
Emirdağlılar Vakfına ilişkin kaleme aldığım yazının özeti şu: Vakfın kongre sürecinde gerçekleşen şaibeler, yükselen dedikodular ve usulsüzlük iddiaları… (Söz konusu yazıyı, www.anadolugazetesi. com adresinden okuyabilirsiniz.)
*
Şimdi, Mehmet Karatay’ın açıklamasının önemli bölümlerini okuyalım ve bu bölümü kapatalım…
*
- Vakfın o dönem Genel Sekreterliğini yapan Sibel Erenoğlu, nereli oldukları da meçhul kişileri üye yaparak karar defterine işledi, imza yetkisi olmadan yönetim kurulu başkanının imzasını taklit etti ve Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğüne götürerek onaylattı.
- Hazirun cetvelinin geç asılmasının nedeni de Sibel Erenoğlu’dur. Sibel Hanım, üyelerin bilgilerini bilgisayardan yok etti. Dolayısıyla biz, üyelerimiz ve üyelerimizin tüm bilgilerini, tekrar bilgisayar ortamına tek tek aktardık. Haliyle, hazirun cetvelini hazırlamamız gecikti.
- Divan Kurulu, yetkisi olmamasına rağmen vakfın üye kayıt defteri ile karar defterini istedi ve incelemek üzere el koydu. Ancak burada tek yetkili, Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğüdür.
- Hemşeri vakfımız bir takım siyasi ikbal kaygısında olan kişilerin istilasına uğramıştır. Biz, üyeler olarak buna kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
CHP’deki olağanüstü kongre tartışmalarına vatandaş ne diyor?
CHP’deki olağanüstü il kongresi tartışmalarına ilişkin, sırasıyla; Abdülkadir Adar, Gaye Usluer, Sinan Özkar, Yunus Emre Karabulut, Atilay Dalgıç, Rabia Akman ve Rahmi Çınar’ın açıklamalarına, MIH sütunlarında yer verdik… Peki, bu isimlerin açıklamalarıyla ilgili olarak, okurlarımız ne düşünüyor?
*
Bu bölümde, yukarıda sıraladığım isimlerin olağanüstü il kongresi tartışmalarına ilişkin açıklamalarına gelen okuyucu yorumlarından bazılarını paylaşacağım.
*
İşte, o yorumların bazıları…
*
Parti içi demokrasi, bir zamanlar haklı eleştirileri yüzünden parti dışı bırakılanlar, partinin belediyeye teslim edilmesi, aday listeleri ile meclis üyesi aday listelerinin hiçbir kritere dayanmadan hazırlanması, Eskişehir örgütünün tek sıkıntısı.
Göreve atanan Mustafa Taşlak, alenen AKP Adayı Burhan Sakallı’ya çalıştı. Kim atadı bunları kardeşim. Disiplin süreci başlamalı bu zat için.
Bu arkadaşlar neyin derdinde yahu? Anlamış değilim… Koskoca Eskişehir’de Abdülkadir Adar ve Sinan Özkar’dan başka kimse yok mu? İkisini de istemiyoruz kardeşim.
Sayın Sinan Özkar’ı destekliyoruz. Sinan Bey, yönetiminin başına tekrar gelmeli. Sinan Bey haklı. Sivrihisar’da güç kaybettik, Günyüzü’nde aday bile çıkaramadık. İl yönetimi değişmeli.
Yanlışlar vardır ve hep var olacaktır. Ama kimin ne kadar çalıştığını, neler yapıldığını biliyoruz ve yaşayarak da gördük. Önce bir nefes alalım, birbirimizi dinleyelim. Her şeyin bir zamanı vardır. Kongrenin de bir zamanı vardır ve mutlaka yapılacaktır. Ama birbirimizi kırmamamız lazım.
Sayın Adar, bu yaştan sonra, kongre isteyen partililerimizi oyalamak için çelik çomak mı oynayacak? Tüzük neyi emrediyorsa onu yapacak.
Sayın Adar geçen hafta Oğuz Kaan Salıcı ile görüşmüş, durumu izah etmiş. Oğuz Bey ise durumu MYK’ya taşıyacağını ve o sürece kadar dilekçe sahiplerine herhangi bir resmi cevap verilmemesini istemiş. Olağan kongre sürecine kadar oyalayın demiş. Şimdi sorum şu: Sayın Adar, parti kültürünü bilen biri; kendi yönetiminde AKP Büyükşehir Adayı Burhan Bey’e çalışan Mustafa Taşlak’ı disipline verecek mi? Mecit Açıkgöz’ü disipline verecek mi? İl Danışma Kurulu yapacak mı?
Eyyy geçmiş ve gelmiş CHP il ve ilçe yöneticileri… Sokağa çıkın da halinizi vatandaşa sorun. Milletvekili seçimlerinde, iki milletvekili çıkarabildik. Hala konuşuyorsunuz. CHP’ye oy veren vatandaş olarak sizleri kınıyorum. Örgüt diye bir çabanız yok. Sadece birbirinizi yiyorsunuz. Böyle giderse bir dahaki seçimde tek vekil bile zor çıkartırsınız.
Sinan Özkar’a sormak lazım. 24 Haziran gibi baskın bir seçimde neden kişisel hedefleri için partisinin il başkanlığını bırakıp milletvekili adayı oldu?
Ne Adar, Ne Özkar, yeter artık, yeni bir yüz istiyoruz.
Kimsenin derdi partiyi bir yerlere getirmek değil. Aksine kendimi daha iyi nereye getiririm derdi var. Bunun için de partiyi basamak olarak görüyorlar. Örneğin İlçe Başkanı Akın Bey nerede? Daha kendini o koltukta ispatlamamışken, meclis üyesi olmak istedi, nitekim olamadı. Sinan Bey il başkanıyken, yapacağım daha çok iş var derken, bir baktık yapacağı işleri unuttu ve istifa edip milletvekili adaylığına başvurdu. Şimdi ise olağanüstü kongre talebinde bulunuyorlar. Bence şu an herkes yerini bilmeli. Gerçekten amacı partiyi iktidara taşımak olan kadrolar gelmeli.
Abdülkadir Adar, taaa Selami Vardar zamanından beri bu CHP’nin kaymağını yiyen kişidir ve kadrolu meclis üyesidir. Daimi olarak, aynı genetikteki ekibiyle de danışıklı dövüşür.
Siz, seçilmiş bir il başkanı dururken, istifa etmeden yerine genel merkezin gönderdiği yönetime niye itiraz etmediniz? Bir nedeni var… Belediye başkanlığı seçimi var ve birçok isim meclis üyesi adaylığı için müracaat etmiş; Hoca’nın ve Kazım Başkan’ın ağzına bakarak aday gösterilir miyim diye bekliyordu da ondan(!) Bir partili olarak hepinizi kınıyorum, kendinize gelince demokrasi, başkasına gelince tüzük. Kendinizi düşündüğünüz kadar partiyi düşünseydiniz, şimdi iktidar olur ve sorunlar çözülürdü... Unutmayın bir gün herkese adalet ve hukuk lazım olur.
Belediyelere eleştiri…
1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü öncesinde, bazı oda ve sendika temsilcilerini ES TV ekranlarında ağırlamıştık. O isimlerden TMMOB İKK Sekreteri Neşet Aykanat ile Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Akif Aladağ’ın belediyelerle ilgili yaptıkları eleştiri dikkatimi çekti.
*
Eskişehir’de meydan eksikliğine vurgu yapan, şehrimizdeki bazı kavşaklara meydan denildiğini ifade eden Neşet Aykanat, “Eskişehir’de biz, 1 Mayıs’ları, meydan dediğimiz kavşaklarda kutluyoruz maalesef. Eskişehir’de meydan yok. Odunpazarı meydanı dediğimiz yer de, aslında daracık bir sokak” diye konuştu.
*
Aykanat’ın belediyelere olan eleştirisi, bununla da sınırlı değil. Belediyelerle diyalog kurma anlamında zorlandıklarını söyleyen Aykanat, şu ifadeleri kullandı: “Belediyelerimizle bazı konularda diyalogda sıkıntı yaşasak da, bazı konularda uyum içerisinde çalışıyoruz. Diyalog sorununun, önümüzdeki dönemde çözüleceğini düşünüyorum.”
*
Gelelim Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Akif Aladağ’ın belediyelere yaptığı eleştirilere… Aladağ, belediyelerin gerçekleştirdiği sağlık çalışmalarının yetersiz, Tabip Odasıyla da iletişimlerinin zayıf olduğunu savunuyor ve diyor ki:
HERKES FAYDALANABİLSİN
“Belediyelerin sağlık çalışmaları çok palyatif. Yani pansuman niteliğinde… Bana göre çok güçlü sağlık çalışmaları ne yazık ki yok. Nereden biliyoruz? Yani bizim gibi sağlık meslek örgütleriyle irtibatları genelde zayıf. Ha, mesela Tepebaşı Belediyesi’nin Alzheimer Merkezi, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi var ama bunu tüm kentin geneline yaymak ve tüm kentin insanlarının faydalanabileceği bir konuma sokmak çok daha önemli.
KİŞİSEL ŞEYLERİ AŞMAK LAZIM
Üç belediyenin ortak çalışabileceği sağlık projeleri geliştirilebilir. Burada belediyeler bir araya gelmelidir. Yani burada, kişisel bir takım şeyleri aşmak lazım diye düşünüyorum. Önemli olan yaşadığın toplumun mutluluğu, huzuru, refahı ve sağlığı... Bunun için çok farklı fikirde insanlar bir araya gelir, gelmelidir. Zaten modern toplumlar böyle yapıyorlar. Parti, fikir, düşünce, vesairenin bir önemi yok.”
*
Evet, iki önemli ismin belediyelere ilişkin eleştirilerini okudunuz. Tabii ki, belediye yetkilileri de okudu! O halde belediyecilerin ne yapmaları lazım? Söz konusu eleştirilere kulak verip, eksik olan yönlerini tamamlamaları lazım!
CHP’li kadınlar haklı çıktı!
31 Mart yerel seçimlerinden önce Emek Mahallesine gitmiş ve mahallede seçim çalışması yapan CHP’li kadınlarla karşılaşmıştım. Kadınlar, Emek izlenimlerini şöyle anlatmışlardı: “2014 yerel seçimlerinde bizim yüzümüze bakmayanlar, evinin kapısını dahi açmayanlar, şimdi bizi gördüklerinde, kendileri davet ediyorlar. Yine oy vermeyebilirler belki, ama bu bile bizim için büyük bir gelişme. CHP için umut veren bir gelişme.”
*
Ben de, kadınların bu değerlendirmesi üzerine, şöyle bir yorum yapmıştım:
“CHP’li kadınların izlenimi doğruysa, bu tablonun oluşmasında, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un önemli payı olmalı. Tabi, CHP’li kadınların bu izleniminin ne kadar doğru olup olmadığını, 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.”
*
Ve gördük! Kazım Kurt, 2014 yerel seçimlerinde, Emek’ten, 4 bin 259 oy almış; 2019 yerel seçimlerinde ise 7 bin 695 oy almış. Buna göre Kurt, Emek’teki oyunu, 3 bin 436 arttırmış.
*
Kısacası, CHP’li kadınlar haklı çıktı!