Son yıllarda kanser görülme oranı hızla artarken, sürekli gelişen tedavi yöntemleri de kanserle yaşam kalitesini önemli ölçüde arttırıyor.
Erken evrelerde en etkili tedavi ameliyat olsa da, hastalığın tekrarlama riskini azaltmak için kemoterapi ve radyoterapi uygulanması da öneriliyor. Bu uygulama ileri evrelerde de devam ediyor. Ancak yan etkileri sebebiyle kişiler, kemoterapi sürecinden korkuyor. Kemoterapinin düşman değil, iyileşme sürecinde bir yol arkadaşı olduğunun unutulmaması gerekiyor. Kanserle mücadelede gerekli bir tedavi yöntemi olan kemoterapi hakkında bilgiler veren Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, bu süreci ve sonrasını kolaylaştıran önerilerde bulundu.
OLUMSUZ ETKİLER AZALTILABİLİR
Kemoterapi sürecinde tedavinin olumsuz etkilerini en aza indirgemek için önerilerde bulunan Doç. Dr. Üstün, “Evde sessiz ve sakin bir ortamda kalmak ve dinlenmek kemoterapinin yan etkilerini azaltmaya yardımcı oluyor. Bununla birlikte bu süreçte beslenme alışkanlıklarını da düzenlemek gerekiyor. Az yağlı ve az baharatlı yiyecekler yemek, asitli içeceklerden uzak durmak ve bitkisel destek ürünleri kullanmak kemoterapinin yan etkilerini azaltıyor” dedi.
Kemoterapi tedavisinin yan etkileri genellikle tedavi tamamlandıktan 3 hafta sonra kaybolmaya başlıyor. Tedavi sonrasında hastanın eski direncini yeniden kazanması için dinlenebildiği, iyi beslendiği, vücudunu yormadığı bir dönem geçirmesi gerekiyor. Dr. Üstün, bunların yanı sıra destekleyici bitkisel ürünlerin de kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak bazı durumlarda kemoterapinin neden olduğu sinir sistemi harabiyeti ve böbrek fonksiyon bozuklukları kalıcı olabiliyor. Bu gibi yan etkilerin evresini gözlemleyebilmek için doktor kontrolünde olmaya özen göstermek gerekiyor.
Kemoterapi sürecinde beslenme şeklinin önemine dikkat çeken Üstün, tüketilmemesi gerektiğini belirterek, “İlaç etkileşimi yüksek bir meyve olan greyfurt, bazı kemoterapi ilaçlarıyla da etkileşimi bulunduğundan bu süreçte tüketilmemesi gerekiyor. Asitli içecekler, yağlı ve baharatlı yemekler hastanın bulantısını ve kusmasını artırabileceğinden dolayı önerilmiyor. Bu süreçteki kişilerin en merak ettiği konulardan biri de tedavi sürecinde şeker tüketmelerinde bir sakınca olup olmadığı. Kanser hücrelerinin şekerle beslendiği doğru, ancak tamamen şekersiz bir diyet mümkün değil. Bu nedenle kontrollü tüketim en sağlıklı seçenek olarak görülüyor" şeklinde kaydetti.
KULLANILAN HER İLAÇTAN DOKTORUN BİLGİSİ OLMALI
Kemoterapi sürecindeki kişilerin kullandığı tüm ilaç ve bitkisel takviye ürünlerini doktoruna iletmesi önem teşkil ediyor. İlaçların kemoterapi sürecinde kullanımına ve dozuna mutlaka doktorun karar vermesi gerekiyor. Aksi takdirde kişinin önemsiz gördüğü bir vitamin bile süreci olumsuz bir biçimde etkileyebiliyor. Bunun yanı sıra kanser tedavisinde alternatif bitkisel yöntemlerin tedavi olarak kabul edilemeyeceğini belirten Doç. Dr. Üstün, “Kişiler tedavi sırasında veya sonrasında farklı bitkisel takviyeler kullanmayı tercih edebiliyor. Ancak bu yöntemlerin, yalnızca destek olarak kullanılabileceğinin kesinlikle unutulmaması gerekiyor. Kişi eğer tedavi amacıyla bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalığı yenmek için bitkisel alternatiflere yöneliyorsa bu durumdan mutlaka doktorun bilgisinin olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA