Her insanın günde en az 23 bin defa yaptığı basit ve doğal bir eylem olarak tanımlanan nefes alışverişinde doğru bilinen çok fazla yanlışın olduğuna dikkat çeken Kaliteli Yaşam Eğitmeni Emel Çekici, nefes alırken dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi.
Nefes alıp verebilmek sağlıklı insanlar için her zaman yapılan kolay bir aktivite gibi görünse de, canlıların hayatta kalabilmesi için istem dışı yaptığı bir eylemdir. Yapılan araştırmalara göre sağlıklı bir insan günde ortalama 23 bin defa nefes alıp veriyor. Birçok insanın nefes alışverişi yüzeysel ve çabuk olduğu için akciğerler tam kapasitesiyle kullanılamazken, nefes terapisi de nefesin insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkisini merkeze alan geniş yelpazede tedavi yaklaşımlarını içermektedir. Rixos Termal Eskişehir Otel’de nefes terapisi eğitimi veren Kaliteli Yaşam Eğitmeni Emel Çekici, nefesin ilk andan son ana kadar olan önemine dikkat çekti.
“Bu yaşamda nasıl nefes aldığımız çok önemli”
Nefesin yaşam, sağlık ve mutluluk demek olduğunu ifade eden Çekici, ilk nefes ile son nefes arasında geçen zamanda nasıl nefes alındığının çok önemli olduğunu söyledi. Basit bir eylem olarak görülen nefes alırken bile yapılan hatalara dikkat çeken Çekici, “Bugün burada nefes terapisi eğitimi veriyoruz. Nefes yaşam demek, nefes sağlık, nefes mutluluk demek. Bu yaşamda nasıl nefes aldığımız çok önemli. Aslında doğru bildiğimiz çok fazla yanlışlıklar var. O yüzden nefes alıp verirken dikkat etmemiz gerekiyor. Doğru nefes diyafram kası denilen kasa uygulanan, o bölgeye derin nefesler alarak sanki bir balon varmış gibi o bölgenin şişirilmesidir. Burada ben alt karını çok önemsiyorum çünkü birçok kişi alt karın nefesi almıyor. Alt karın nefesi çok önemli. Alt karın nefesiyle dünyaya bağlanıyoruz. Geçmişe ait negatif duygu ve düşünceleri bedenimizden, ruhumuzdan ve zihnimizden uzaklaştırıyoruz. O yüzden nefesimizi indirebildiğimiz kadar aşağıya indirmemiz lazım. Nefes terapisi de buna yarıyor ve o bol oksijenle yapacağımız nefeslerle bedenimize o hücreler arası mutluluğu yaşatmış oluyor. Aldığımız ilk nefes ve son nefes arasında birçok nefes alıyoruz. Ama o kaliteli nefesi nasıl alabiliriz? Nefes terapisiyle bilinçaltında yaşanan negatif o duygu ve düşüncelerden uzaklaşarak dediğim gibi o yeni bir ben ve bedeni oluşturabiliyoruz” dedi.
“Travmatik acılar ve üzüntüler doğru nefes aldırmıyor”
Nefes terapilerinden sonra yeteneklerde son derece artışlar meydana geldiğine dikkat çeken Kaliteli Yaşam Eğitmeni Emel Çekici, terapilerden sonra inançların arttığını ve nefesin fark edilmeye başlandığını bildirdi. Travma, üzüntü, acı gibi duyguların nefes alıp vermeyi etkilediğini belirten Çekici, “İlk doğduğumuz an yani bebekken doğru ve kaliteli nefes alıyoruz. Daha sonraki travmalar, üzüntüler, acılar, korkular, yüklenen negatif duygular bizim nefesimizi baskılıyor. Baskılanan nefesle tamamen o döngü tam olarak dengeli bir şekilde çalışmıyor. Bir acı, üzüntü veya sıkıntı anınızda ya da bir travma anımızda doğru nefes alamayız. Nefesimiz hep baskılanır. Kişiler hep söyler, ‘İçime bir fenalık geliyor’, ‘Nefes alamıyorum’ gibi. Çünkü o anda alveollere kadar inmemiş, baskılanmış bir nefes vardır. Çünkü bilinçaltım hep o negatif duygudadır. Mutlu anımızda ise doğru nefes alıyoruzdur. Ama travmatik acılar, üzüntüler, sıkıntılar benim nefesimi baskılıyor ve o özgür nefesi bedenim yapamıyor. O yüzden bunu öğrenmemiz gerekir. Bu duygulardan da özgürleşerek bebek nefesi dediğimiz, orijinal, fabrika ayarlarındaki nefese geçiş yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA