Ayaş, geyik boynuzunu işlemeye tespih yaparak başladığını belirterek, bir gün yakınına konan bir kartalı incelerken heykele yöneldiğini söyledi.
Kartalın heykelini ilk başta mermerden yapmaya çalıştığını anlatan Ayaş, "Ancak bunu birçok kişi yapıyordu. Mezopotamya uygarlıklarına da adeta hayranım. Orada heykelleri fil dişinden yaptıklarını okudum. Ben de elimde bulunan geyik boynuzundan kartal heykeli yapmaya başladım." dedi.
Figürleri belirlediğini ancak bu kez yapıştırmak için gerekli malzemeyi bulamadığını dile getiren Ayaş, şöyle devam etti:
"Daha sonra araştırmalarım sonucu Danimarka'dan özel bir yapıştırıcı getirterek geyik boynuzundan ilk heykelimi tamamladım. Kartaldan sonra insan figürlerine yöneldim. Zamanla hayal ürünü heykeller yapmaya başladım. Hayallerimi maddeye çevirdim. Geyik boynuzundan heykel yapmak bana mutluluk veriyor. Şu ana kadar sayısı 500'ü aşan heykelim var. Heykelleri gören herkes şaşırıyor."
Ayaş, geyik boynuzundan heykel yapmanın sabır gerektiren bir iş olduğunu vurguladı.
Geyik boynuzu keserken zorlandığını aktaran Ayaş, "El testeresi ve eğeyle işlerken de zorluklar yaşıyorum. Dış yüzeyini yakması çok zor. Boynuzun dış yüzeyine şekil çizmek için bakırı 300-400 santigrat dereceye kadar ısıtmak gerekiyor. Figürleri tamamen ortaya çıkarmak için bir hafta ile bir ay arasında uğraşıyorum." ifadelerini kullandı.
Ayaş, boynuzları köylülerden aldığını bu nedenle de boynuz bulmakta zaman zaman sıkıntı yaşadığını belirtti.
Heykelleri muhafaza edecek korunaklı yerinin bulunmadığına dikkati çeken Ayaş, geyik boynuzu heykeller için kendi imkanlarıyla yangından etkilenmeyecek bir yer yapmaya çalıştığını aktardı.
Ayaş, elindeki çok sayıda heykeli azaltmak istediğini kaydederek, "Özenle yaptığım ve korumaya çalıştığımı geyik boynuzundan yapılmış heykellerimi satarak elimden çıkarmak istiyorum. Koleksiyonerlerin heykellerime ilgi gösterebileceğini umuyorum." diye konuştu.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...