Sarı Nokta Hastalığı'nın kuru ve yaş tiplerde görülebileceğini aktaran Dr. Zeki Ermiş, yaşlıların durumdan daha fazla etkinlendiğini ifade etti. Dr. Ermiş, "Dünyada ve Türkiye’de ortalama yaşam beklentisinin daha da uzayacağının öngörüldüğü bir ortamda, bu hastalığın giderek daha ciddi bir klinik tablo oluşturacağını tahmin etmek zor değildir. Sarı Nokta Hastalığı'nda erken teşhis, tedavi ve düzenli kontrol, görmenizin korunması ve iyileştirilmesi açısından çok önemlidir. Makula; gözün arkasında retinanın merkezinde yer alan, gözün ayrıntılı ve merkezi görmeden, dolayısıyla okuma, araba kullanma, yüzleri tanıma gibi görevlerinden sorumlu kısmıdır. Sarı Nokta Hastalığı iki farklı şekilde görülebilir. Kuru tip: Hastalığın sık görülen formudur ve bu durum yavaş, ancak ilerleyen görme bozukluğuyla sonuçlanır. Fark edilmeksizin ilerleyebilen bu hastalık Sarı Nokta Hastalığı'nın yaklaşık yüzde 85-90’ını oluşturur. Yaş tip: Hastalığın daha ciddi bir şeklidir ve hızlı ilerler. Bu hastalık ileri yaşlardaki görme kaybının başlıca sebebidir ve Sarı Nokta Hastalığı'nın hastalarının yaklaşık yüzde 10-15’inde görülür. Gözün arka tarafındaki kan damarlarının anormal gelişimiyle meydana gelir. Bu kan damarları kan ve sıvı sızıntısına neden olabilir ve merkezi görmenizde kayıp oluşmasına neden olabilir. Bir fotoğrafa bakarken ya da otobüsün numarasını okurken olduğu gibi, hem yakın hemde uzağı görebilme yetisini etkileyebilir" dedi.
"KADINLARDA DAHA FAZLA RİSK TAŞIYOR"
Kuru tip Sarı Nokta Hastalığı'nın yaş tipe dönüşme riskinin de bulunduğunu dile getiren Dr. Ermiş, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;
"Böyle bir ihtimal önceden öngörülemese de gerçekleşebilir. Kuru tipin zaman içinde ilerleyerek, yaş tipe dönüşmeden görme kaybına yol açması da olasıdır. Diğer taraftan Sarı Nokta Hastalığı'nın erken evresinde bile kuru tip aniden yaş tipe dönüşebilir. Bunun olup olmayacağı veya olacaksa ne zaman gerçekleşeceği de önceden öngörülemez. Sarı Nokta Hastalığı'nın sıklığı ilerleyen yaşa paralel olarak artar. Yapılan araştırmalar Sarı Nokta Hastalığı'nın 65-74 yaşlarında yüzde 15, 75-84 yaşlarında yüzde 25, 85 yaş ve üzerindeki kişilerde ise yüzde 30 oranında görüldüğünü ortaya koymuştur. Bilinen risk faktörleri ise şunlardır; 75 yaşın üzerindeki her üç kişiden birinde sarı nokta hastalığı görülmektedir, genetik faktörler ailesinde Sarı Nokta Hastalığı bulunan kişilerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir, sigara kullanımı Oksidatif mekanizma üzerine olan olumsuz etkileri ve serum antioksidan seviyesini düşürüp kan akımını bozması sebebiyle sigara kullanımı hastalığın görülme olasılığını arttırmaktadır, vitamin eksikliği Antioksidan vitaminlerin diyetle yetersiz alımı ya da plazma konsantrasyonlarının düşük olması da sarı nokta hastalığına sebep olabilmektedir. Olası risk faktörleri ise; Cinsiyet kadınların sarı nokta hastalığı için aynı yaştaki erkeklere kıyasla daha fazla risk taşıdığı öngörülmektedir, açık renk göz, kardiyovasküler hastalıklar Şeker Hastalığı, kolesterol, yüksek tansiyon, damar sertliği, kalp büyümesi ve benzeri, obezite klinik çalışmalar erken ve ara evre sarı nokta hastalığının ileri evreye ilerlemesi ile obezite arasında bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. Hareketsizlik, güneş ışığına aşırı maruz kalma ve özellikle ultraviyole ışığı Sarı Nokta Hastalığı'ndan korunmak için erken yaşlardan itibaren yüzde 100 ultraviyole korumalı güneş gözlükleri kullanılmalıdır."