Soğuk havaların kalp damar hastaları veya yüksek tansiyonu olanları olumsuz etkileyebileceğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Avcı, “Kış mevsiminde tansiyon seviyelerinde yükselme meydana gelebileceği için bu durum kalp krizi riskini arttırmaktadır. Kişinin zaman zaman tansiyon değerleri ölçülmeli. Eğer bir düzensizlik varsa bu durumda hastane kontrollerini yaptırmamız gerekiyor. Yine tansiyondan korunabilmemiz için, özellikle bu dönemde çok fazla tüketilen turşu, tuzlu, salamura ve konserve gibi gıdalardan uzak durmamız gerekli. Bu sebeple yüksek riskli hastalarımız kış dönemine girmeden önce zatürre ve grip aşılarını yaptırmaları gerekmektedir” diyerek tavsiyelerde bulundu. Soğuk hava vücut ısısının düşmesine neden oluyor. Bu nedenle kalp vücut ısısının düşmemesini, vücut ısısının yüksek kalmasını sağlayabilmek daha fazla çalışmak zorunda kalıyor, böylelikle kan basıncı ve nabız sayısı artıyor. Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Avcı, soğuk havaların kalp damar hastaları veya yüksek tansiyonu olanları olumsuz etkileyebileceğini söyleyerek kalp sağlığını korumak için önemli tavsiyelerde bulundu.
BESLENMENİZE DİKKAT EDİN
Kalp sağlığını korumak için beslenme önerilerinde bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Avcı, “Kış mevsiminde kalp ve damar hastalıklarının seyrinde kötüleşme görülebilmektedir. Bunun da en önemli sebebi soğuk havanın etkisiyle kalp ve vücut damarlarımızda meydana gelen daralma etkisidir. Ayrıca aynı dönemde biyokimyasal ve hormonal değişiklikler sebebiyle damarlardaki kanda koyulaşma görülür ki bu durum kalp krizi ve inme ile ilişkili bir durumdur. Bunun dışında kış mevsiminde hava kirliliğindeki artış, beslenme düzenindeki bozulmalar, hekim kontrollerinin aksatılması, tansiyon seviyelerindeki yükselme, özellikle solunum yollarına bağlı meydana gelen enfeksiyonlar kalp sağlığını olumsuz etkilemektedir. Beslenme düzenini sağlamamız gerekiyor. Kış aylarında soğuk havanın etkisiyle artan enerji ihtiyacı yüksek kalorili beslenmeye yol açmaktadır. Bu durum istenmeyen kilo artışına, aynı zamanda kötü huylu kolesterol seviyesinde artışa sebep olmaktadır. Genel hatlarıyla yüksek glisemik indeksi yüksek, doymuş yağ oranı yüksek ve tuzlu gıdalardan uzak durmamız gerekiyor“ dedi.
“KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR”
Kış döneminde kalp krizi riskinin arttığını belirten Doç. Dr. Avcı, “Kış mevsiminde özellikle yaşlılarımızın evde daha çok vakit geçirmesi sebebiyle, fiziksel aktivitelerde bir azalma meydana gelmektedir. Fiziksel aktiviteler hastanın yaşına ve hastalığın derecesine göre değişebileceği için hekim tavsiyesiyle yapılmalıdır. Egzersiz öncesinde yeterli miktarda ısınmak ani ve ters hareketlerden kaçınmak, soğuk ortamlarda egzersiz yapmamamız gerekiyor. Kış döneminde yine tansiyon seviyelerinde yükselme meydana gelebileceği için, ki bu durum özellikle inme ve kalp krizi riskini arttırmaktadır. Zaman zaman tansiyon değerleri ölçülmeli. Eğer bir düzensizlik varsa bu durumda hastane kontrollerini yaptırmamız gerekiyor. Yine tansiyondan korunabilmemiz için, özellikle bu dönemde çok fazla tüketilen turşu, tuzlu, salamura ve konserve gibi gıdalardan uzak durmamız gerekli. Uyku düzeni de çok önemlidir. Hastalarımız 7,8 saat kaliteli ve düzenli uyku önermekteyiz. Özellikle gece horlaması olan kişilerin uyku apne sendromu açısından göğüs hastalıkları polikliniklerinde muayenelerini önermekteyiz. Kış döneminde özellikle solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artış meydana gelmektedir. Zatürre gibi, gribal yolu enfeksiyonları, vücutta enflamasyona sebep olarak, özellikle kalp damarlarının içerisindeki yağ plaklarının yumuşamasına, yırtılmasına ve pıhtılaşmasına sebep olabilir. Bu durum kalp krizine sebep olabilir. “ diye konuştu.
AŞILAR ÖNEMLİ
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Avcı devamında, “Yüksek riskli hastalarımız kış dönemine girmeden önce zatürre ve grip aşılarını yaptırmaları gerekmektedir. Yine bu dönemde eğer böyle bir hastalıkla karşılaşırlarsa mutlaka hastanede doktor gözetiminde tedavi görmelerini önermekteyim. Buradaki önemli diğer bir nokta ise hastalık oluştuktan sonra mutlaka yeterli miktarda dinlenilmeli. Mevsime özgün taze sebzeler tüketilmeli ve sıvı tüketimi de yeterli miktarda olması gerekir. Soğuk havaların etkisiyle birlikte kalp damarlarımızda bir büzülme, bir daralma meydana gelmektedir. Özellikle kalp hastalığı, koroner kalp hastalığı olan kişilerde oksijen ve yetersiz olması onların göğüs ağrılarının sıklığı ve şiddetinde artışa sebep olur. Hatta normal kişilerde bile kalp krizi riski meydana gelebilmektedir. Bu sebeple özellikle ev içi ortamlarda ısı seviyesi stabil seviyede tutulmalı. Odalar arasında ısı farklı oluşturulmamalı. Sıcak bir ortamdan soğuk bir ortama geçtiğimizde göğüs bölgesini koruyucu kıyafetler kullanmalıyız. Sokağa çıktığımızda göğüs bölgemizi soğuktan ve rüzgardan koruyabilmek için göğüs kafesini koruyucu atkı, bere ve eldiven kullanımına özen göstermeliyiz. Beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. Özellikle burada lif oranı yüksekli kepekli tahıllar tüketilmeli. Ekmek tercihinde bulunacaksa tam buğday çavdar ekmekler tüketilebilir“ ifadelerini kullandı.