Özellikle sahil kesimlerinde yapılan yoğun olta balıkçılığı hakkında konuşan Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aysun Altunkaş, O sırada sahilde yürüyen, spor yapan insanlar ve etrafta hayvanlar olabiliyor. Balık tutarken olta ucundaki iğnelerin ya da ağırlıkların sahilde yürüyüş yapan, oradan geçen insanlara ya da hayvanlara çarparak onlara zarar verebildiğini görüyoruz. Bazı örneklerini de daha önceden haberlerde gördük" açıklaması yaparak durum değerlendirmesinde bulundu.
"‘Aman canım onlar dikkat etsinler’ diye düşünürseniz ‘kasten yaralamadan’ sorumlusunuz"
"Ceza kanunları kapsamında balıkçılık faaliyetini gerçekleştiren kişinin kusuruna bağlı olarak farklı suç tiplerinden sorumluluklarının gündeme gelebileceğini söyleyebilirim" diyen Doç. Dr. Altunkaş, "Bunlar; kasten yaralama, taksirle yaralama olabilir. Burada ‘nasıl ayrımda bulunabiliriz’ derseniz gösterilmesi gereken özenin, dikkatin gösterilmediği hallerde kusurun türünün ‘ basit taksir’ olduğunu kabul ediyoruz ve taksirle yaralamadan sorumluluğun doğacağını söylüyoruz. Kişi, oltayı atarken arkadan koşan, oturan kişiye ya da yolda yürüyen bir yaraya zarar verebileceğini öngörmüş. ‘Aman canım onlar da dikkat etsinler, burada balıkçılık yapıyoruz. Onlar gerekli tedbirleri alsınlar, hatta yapmasınlar’ gibi bir düşünceyle "olursa olsun" diyerek ya da "göze alarak" bu davranışı gerçekleştirmişse ‘olası kastla yaralama’ suçundan sorumluluğunun doğacağını söyleyebiliriz" dedi."Cezanın ağırlaşma ihtimali var" diyen Doç. Dr. Altunkaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha önce de basına yansıyan örneklerinden gördüğümüz kadarıyla oltanın kişilerin gözlerine saplanabilmesi, olta ucundaki ağır kısmın kişilerin kafasına gelip ağır kafa travmalarına neden olması gibi örneklerle karşılaşabiliyoruz. Burada işte taksirle yaralama ve kasten yaralama suçları bakımından cezanın ağırlaşması mümkün olabiliyor" dedi.