Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi.
Pankreas kanseri ile mücadelede erken teşhis büyük önem taşıyor!
Pankreas kanseri, genellikle ileri evrelerde tanı konan ve oldukça agresif seyrinden dolayı yüksek ölüm oranlarına sahip bir hastalıktır. Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, bu kanserin erken dönemde belirti vermediğini, ancak bazı risk faktörlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Dr. Büyükçelik, pankreas kanserinin erken teşhisi i
Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, pankreas kanseri tanılarının genelde ileri evrelerde karşılarına çıktığını söyleyerek, “Pankreas kanseri yerleşim yeri itibarıyla erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor” dedi.
Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi.
Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi.