Dr. Yolaçan, "Öksürük, süresine göre; akut, subakut, kronik şeklinde sınıflandırılıyor. 3 haftadan kısa süren akut öksürüğün nedenleri arasında nezle, grip, üst solunum yolu enfeksiyonları, sol kalp yetmezliği, pulmoner emboli gibi nadir görülen hastalıklar bulunuyor. Subakut öksürük ise 3-8 hafta arası sürüyor. Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, astım, sinüzit gibi hastalıklar ya da alerjen veya irritan maddelere maruziyet etken olarak gösterilebiliyor. Kronik öksürük de 8 haftadan uzun süren sürüyor ve kişinin yaşam kalitesini düşüren önemli bir sorun olarak değerlendiriliyor. Üstelik sık görülüyor. Öyle ki her yüz yetişkinden 30 ile 40’ı kronik öksürük ile yaşıyor. Göğüs hastalıkları, poliklinik başvurularının yüzde 10-38’i yine aynı sorunla başvuruyor. En yaygın nedeniyse sigara kullanımı. Sigara içen erkeklerin yüzde 30’u, kadınlarınsa yüzde 25’inde kronik öksürükten şikayet ediyor" dedi.
Bu hastalıklar öksürük yapıyor
Hastalıklara göre öksürüğün de değişkenlik gösterdiğini aktaran Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hülya Yolaçan, "Sigara içmeyen erişkinlerde kronik öksürüklerin yüzde 25-35’inin astıma bağlı olduğu biliniyor. Astımda öksürük çoğu zaman kuru ve geceleri oluşuyor ve astım hastalarının yüzde 7-11’inde öksürük, tek şikayet. "Bir kez ortaya çıkan ve tekrarlayan hışıltılı solunum atağı öyküsü var mı? Geceleri öksürük şikayeti var mı? Alerjen madde, hava kirliliğine maruziyet, egzersiz sonrası öksürük ya da hışıltılı solunum görülüyor mu? Soğuk algınlığı hemen göğse iniyor mu ya da iyileşmesi 10 günden uzun sürüyor mu? Şikayetler astım tedavisiyle düzeliyor mu?" sorularına verilen evet yanıtı, uzmanları çoğunlukla astım tanısına yaklaştırıyor. Erişkinlerde kronik öksürüğün en sık görülme nedenlerinden biri de postnazal akıntı sendromu. Bu sendrom burun ve sinüslerden gelen sekresyonun boğaza akması sonucu oluşuyor. Bu tabloyu genellikle bakteriyel sinüzit, alerjik fungal sinüzit, enfeksiyon sonrası rinit, alerjik rinit veya mesleksel rinit oluşturuyor. Gastroözafagial reflü hastalığı ise kronik öksürük yakınması ile başvuran hastaların yüzde 5-41’inde saptanıyor. Günde 10-15 kere olmak üzere yemek sırasında, yemek sonrasında ve uykuda görülebiliyor. Bu rahatsızlığa yol açan neden; küçük miktarlarda mide içeriğinin aralıklı olarak ses telleri ve boğaz bölgesine ulaşması ve o bölgeyi tahriş etmesi. Yemek borusu alt ucunun geçici olarak gevşemesi, karın içi basıncının artması, ve yemek borusu alt basıncının devamlı olarak düşük olması gibi farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor" ifadelerini kullandı."Çocuklar öksürmeyi alışkanlık haline getirebiliyor"
Diğer nedenlere de değinen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Yolaçan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Angiotensin converting enzyme (ACE) ise etken maddesi içeren tansiyon ilaçlarına bağlı kronik öksürük, yüzde 2 civarında görülüyor. Öksürük tipik olarak kuru vasıfta, irrite edici, gıcıklayıcı olarak veya boğazda kaşınma şeklinde tarif ediliyor. Öksürüğün ilaç alındıktan sonraki 17 ila 20'nci günlerde görüldüğü, ilaç bırakıldıktan sonra 24 ila 27'nci günlerdeyse kaybolduğu biliniyor. Kronik psikojenik öksürük, esas olarak çocukluk çağında ortaya çıkıyor. Çocuk öksürmeyi bir alışkanlık geliştirebiliyor ya da tik oluşturabiliyor. Kronik akciğer hastalıkları ise Kronik bronşit; birbirini izleyen 2 yıl ve daha fazla sürede, her yıl en az 3 ay devam eden öksürük ve balgam çıkarma yakınmalarıyla kendini belli ediyor. Bu yakınmalara neden olabilecek bir hastalığı bulunmayan fakat irritan tozlara, duman veya sigaraya maruz kaldığı bilinen hastalarda da kronik bronşitin akla gelmesi gerekiyor. Kronik öksürük şikayeti aynı zamanda bronşektazi tüberküloz, bronşiolit, interstisyel akciğer hastalığı (akciğer sertleşmesi), akciğer kanseri gibi hastalıklarda da görülüyor. Nadir nedenler de kalp yetmezliği, dış kulak yolu hastalıkları, diyafragma irritasyonu, periton diyalizi, laringeal duyu nöropatisi, trakea arkasındaki kitleler, bazı kalp ritim bozuklukları gibi hastalıklarda da kronik öksürük gelişebiliyor."