Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, mikrobiyota konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
İnsan var olduğundan beri bu mikroorganizmalarla birlikte yaşadığını belirten Prof. Dr. Dinleyici, “Mikrobiyota, bizimle birlikte yaşayan, içerisinde bakteri, virüs ve mantarların bulunduğu mikroorganizmaların tümüne verilen isimdir. İnsanoğlu var olduğundan beri bu mikroorganizmalar ile birlikte yaşamaktadır ancak uzun yıllar çalışmalar hastalıklara neden olan mikropların tanımlanması ve tedavisi üzerine yoğunlaşmıştır. 2000’li yıllardan itibaren mikroorganizmaları tanımlayan yeni test ve tekniklerin gelişmesi ile vücudumuzda başta bağırsaklarımız olmak üzere her yerde mikrobiyota elemanlarının bulunduğu anlaşılmıştır.”ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Dinleyici, sağlıklı bir yaşam için mikrobiyota elemanlarının sayısı, çeşitliliği ve zenginliği ile arasında bir ilişki olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Yaşam boyu bizimle birlikte olan mikrobiyota elemanlarının sayısı, çeşitliliği ve zenginliği ile sağlıklı yaşam arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Bizler için yararlı mikrobiyota elemanı bakteriler ve diğer mikroorganizmaların sayılarının ve çeşitliliğinin azalmasının da (disbiyozis) hastalıklar ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Mikrobiyota çeşitliliği ve zenginliğini koruyan ve bozan nedenlerin belirlenmesi de hastalıkların engellenmesinde ve tedavisinde yol gösterici olacaktır. Mikrobiyota çalışmaları mikroorganizmaların çeşitliliği ve zenginliği yanında, vücutta beyin-bağırsak, bağırsak-karaciğer, bağırsak-immün sistem gibi birçok bağlantının da daha iyi anlaşılmasına olanak sağlamıştır. Mikrobiyotanın başta sindirim işlevi olmak üzere, vücut savunma (immün) sistemin oluşumu ve gelişimi, beyin bağırsak aksı ilişkisi ve vücuda zararlı etkileri olan (patojen) mikroorganizmaların uzaklaştırılması gibi temel fonksiyonları bulunmaktadır. Bağırsak mikrobiyota elemanı bakteriler, safra asitleri, yağ, amino asitler, vitaminler ve kısa zincirli yağ asitleri dahil olmak üzere birçok besin ve metabolitin sentezi ve emiliminde önemli bir rol oynar.”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, mikrobiyota üzerine etkili olumsuz diğer faktörlerin şunlar olduğunu belirterek, cümlelerini noktaladı:
“Endüstriyel gıdaların yoğun tüketimi, sigara kullanımı, şehir yaşamı, endokrin bozucu kimyasallar sayılabilir. Erişkin dönemde beslenme alışkanlıkları, obezite, uyku düzeni, sigara, etnik köken, genetik yapı, egzersiz, yaşam tarzı, çevresel ve kimyasal maddelere maruz kalma antibiyotikler ve diğer ilaçlar mikrobiyota üzerinde belirleyicidir. Tüm bunlarla birlikte küresel ısınma, göç ve son olarak da COVID-19 Pandemisi’nde mikrobiyota kompozisyonu üzerine etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Son yıllarda tüm dünyada işlenmiş ve kalorisi yüksek gıdaların tüketimin atması, kırsaldan kente hızlı geçiş, sedanter yaşam ve yaygın sigara bağımlılığı metabolik sağlığın bozulmasına, obezite, alkolik olmayan karaciğer hastalığı, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların artışına ve bu hastalıklar ilişkili erken ölümlere neden olmaktadır. Araştırmalar bağırsak mikrobiyotasının bireyin metabolik sağlığına olumlu etkilerinin olduğunu, bununla birlikte beslenme bozuklukları, obezite, tip 2 diyabet, alkolik olmayan karaciğer hastalığı ve kardiyometabolik hastalıkların oluşmasında rolü olabileceğini göstermiştir.”