Prof. Dr. Ergün, yaptığı açıklamada, çalışmalarının ısıyı algılayan termal bir dedektör olduğunu kaydetti. Bugüne kadar bilinen termal dedektörlerin dışında, son 10 yılda süper örgü dedektörleri üzerinde çok çalışıldığını anlatan Ergün, bunların da kendi içinde şekillerine göre M, Omega (W) ve Pİ olarak üç alt gruba ayrıldığını belirtti.
Ergün, tasarımıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
"Biz de yeni bir dedektör tipi oluşturduk. Şekli benzediği için "N-structure" adını verdik. Dünyaya, bu, daha yüksek sıcaklıkta ve daha iyi bir şekilde çalışır iddiasında bulunduk. Biz 10 yıla yakındır tipik örgü dedektör sistemleri üzerine çalışıyoruz. Bu konu üzerine uluslararası patentimiz de mevcut. Şimdi bunu üretime geçirmek ve görüntü almak üzerine iki yıldır çalışmalarımız devam ediyor. Geliştirdiğimiz kameralardan biri sıcaklığa duyarlı bir kamera. Çok hızlı hareket eden cisimleri, özellikle göğüs kanserindeki hücre bozulmalarını algılamaya yarayan, çatlak kontrollerini tespit etmeye yarayan bir dedektör tipi. Dünyada yeni geliştirilen ve hızla yayılmaya başlayan bir teknoloji. Biz de bunu ülkemize kazandırmaktan dolayı son derece mutluyuz."
- "Biz işin sağlık boyutundayız"
Ergün, bu alanda hazırlanan projelerin yüksek maliyetleri olduğunu ifade ederek, "Bu projeler aslında 100 milyon dolarlık projeler. Biz bunu çok düşük maliyetle çözüme kavuşturduk. AÜ ve TÜBİTAK kaynaklarının desteğiyle proje hayata geçti. Süper örgü sisteminin orijinal fikri tamamen bizlere ait. Adını bizim koyduğumuz bir dedektör şu anda dünya literatürüne girdi." değerlendirmesinde bulundu.
Projenin başlatılma sebeplerinden en önemlisinin yüzeysel meme kanseri hücrelerinin tespiti üzerine olduğunu aktaran Ergün, şöyle devam etti:
"Dokuya, deriye çok yakın kanser hücrelerini vücudu tahrip etmeden, zarar vermeden algılayabilen bir sistem bu. Fakat 'Bunun dışında nerede kullanılabilir' diye soracak olursanız, askeri alanda zaten çok fazla kullanım alanı var. N tipi termal dedektörler, denizde kaybolan bir geminin bulunması, bu gemiden dağılan insanların gece toplanabilmesi, ormanda kaybolan birinin belirlenmesi, askeri birliğin karşısındaki insanların gece vakitlerinde bile gözlemlenebilmesi gibi amaçlarla kullanılabildiği gibi meme kanseri ile binaların eskime oranlarının tespitinde de bundan yararlanılabiliyor. Uzaydan bakılarak tarım girdilerimizin tespitini belirleme alanında da kullanılabilir. Yine uzaydan görüntülemelerle yeraltı kaynaklarımızın tespitleri yapılabilir. İklim değişiklikleri gözlenebilir. Biz işin sağlık boyutundayız. Yarış atlarının kemik kırıklarının tespitinde de kullanılabilen bir teknoloji."
- "Fay hatlarının sıcaklıklarını tespit edebiliriz"
Depremlerin izlerinin takiplerinin de bu teknolojiyle izlenebileceğine vurgulayan Ergün, fay hatlarının sıcaklık ölçümlerinin tespit edebileceğini belirtti.
Ergün, "Bence depremle ilgili kısım için bu sistemin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Hatta geç kaldığımızı düşünüyorum bu anlamda. Kişi başına düşen gelirimizi 10 bin doların üzerine çıkartmanın yolları ancak böyle mümkün olabilir. Eğer yeni ve faydalı şeyler üretebilirsek o zaman bir marka olabiliriz. Yaptığımız projeyi az harcama çok emekle gerçekleştirdik. Çalışmalarımızda hep yanımızda olan Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve AÜ'ye şükranlarımı sunuyorum." değerlendirmesinde bulundu.