Doç. Dr. Evrim Metcalfe, kanserin dünyada ve Türkiye'de giderek arttığını belirtti. Kanserin en önde gelen ölüm nedenleri arasında bulunduğuna da dikkat çeken Metcalfe, "Kanserle Savaş Haftası’nda düzenlenen panel, sempozyum ve sosyal organizasyonlar aracılığıyla halkımızın kanser ve kanserden korunma yolları ile erken tanı ve farkındalığın artırılması amaçlanmaktadır. Kanser vücudumuzdaki organ ve dokulara ait hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıdır. Kanser hücreleri normal hücrelerden farklı olarak, sürekli bölünme ve ölümsüzleşme özellikleri nedeniyle organ ve dokularımızda kötü huylu kitlelere yol açtığı gibi, vücudumuzda bu anormal hücreleri yok eden koruyucu mekanizmaları atlatır. Bunun sonucunda, lenf ve kan dolaşımına, komşu lenf bezelerine veya başka organlara da sıçrayabilmektedir. Bu özellikleri nedeniyle genel olarak 1 ile 4 arasında evrelenen kanserlerde evre 1-2 kanser; daha sınırlı, fazla yayılmamış, daha uzun yaşam beklentisi olan evreler iken, evre 3-4 kanser; daha yaygın, çevre doku, lenf bezesi veya başka organlara yayılmış, tam olarak yok edilmesi çok daha zor, yaşam süresi erken evrelere göre daha kısa kanseri anlatmaktadır. Bu nedenle ‘Erken Teşhis Hayat Kurtarır’ diyoruz" ifadelerine yer verdi.
Teknolojik ve bilimsel yeniliklerle beraber, kanserin tanı ve tedavisi geçmiş yıllara göre çok daha geliştiğine değinen Doç. Dr. Metcalfe, mesajını şu şekilde sürdürdü;,
"ESOGÜ Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nın 2015 yılında gerçekleştirdiği teknolojik yenilenme sonrası, hastanemizde en yeni radyoterapi yani ışın tedavisi cihazlarıyla hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Radyoterapi merkezimizde en son teknoloji ve tekniklerle hastalarımıza şifa dağıtmaktayız. Ancak bilinmelidir ki kanser tedavisi kadar önem taşıyan bir diğer kavram da kanserden korunmadır. Korkulanın aksine, kanserin ailesel geçiş riski, çevresel faktörlerle kıyaslandığında çok daha az olup yüzde 10 civarındadır. Ailesinde çok genç yaşta kanser tanısı alanlarda, önceki kuşakta üçten fazla kanser vakası bulunanlarda ve aile bireylerinden birinde iki veya daha fazla farklı tip kanser tanısı olanlarda genetik geçişten şüphelenilebilir. Oysa ki sigara alışkanlığı, obezite, dengesiz beslenme, sporsuz yaşam ve güneş ışınlarına aşırı maruz kalma gibi çevresel faktörler kanser sebeplerinin yüzde 90'ını oluşturmakta olup çoğu önlenebilir faktörlerdir. Özellikle sigara; başta akciğer, gırtlak, yutak, idrar kesesi ve rahim ağzı kanseri olmak üzere pek çok kanserde başlıca sebeptir. Tanı ve tedavi sürecinde; kadınlarda mamografi meme kanserinin, smear testi rahim ağzı kanserinin ve erkeklerde PSA kontrolü prostat kanserinin taramasında önerilmektedir. Ayrıca dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi kalın bağırsak kanserinin, şüpheli cilt değişikliklerinin takibi ise cilt kanserinin erken tanısında önemlidir. Lif açısından zengin gıdaların tüketilmesi ve düzenli beslenme ile birlikte sağlıklı kilonun korunması, düzenli fiziksel aktivite ve güvenli cinsel yaşam kanserden korunmada en önemli yaşam alışkanlıklarıdır. Kansersiz yaşam, vücudumuza iyi bakmakla mümkündür."