Eskişehir'de yaşayan Kırım Tatarı Kübra Köken, küçük yaşlardan beri evlerinde her zaman yapılan çiböreğin yapımını büyük bir tutkuyla sürdürürken, kültürüne düşkün olmasıyla ön plana çıkıyor. Köken, uzun yıllar Sakarya'daki iş yerinde çibörek yapan, daha sonra Eskişehir'e gelerek benzer işletmeyi burada açarak kardeşi ile birlikte çalışmaya başladı. Kübra Köken, Tatar ailelerin Mevlit okumalarından sonra çibörek yeme geleneğini dükkanında sürdürürken, bir taraftan da turistlere workshop düzenleyerek Tatar mutfağının bu geleneksel lezzetini tanıtıyor. Köken, çiböreğin tarihinin çok eskilere dayandığını belirterek “Eskilerimiz şöyle anlatır; Çibörek pişirilip, kağıtlara sarılıp askerlere yolluk olarak verilirmiş, içerisinde hava olduğu için kıyması asla bozulmazmış. Hamur hava almadığı için bir çeşit streç film görevi görüyor. Çiböreği patlatmadan pişirmek bu yüzden çok önemli, açılan patlayan olursa lezzetli olmaz. Bunun için özel materyalimiz var, ama eskiler bakır kazanlarında yaparlarmış. Bakır tencerelerin kenarlarıyla keserlermiş çibörekleri yapışsın ve kabarık olsun diye” dedi.
İşte Eskişehir'deki 150 yıllık kazanın hikayesi...
Eskişehir'in damak tadı olarak kabul edilen çibörek, Kırım Tatarı Kübra Köken'in ellerinde özel bir anlam kazanıyor. Köken, uzun yıllardır ailesinden gelen bu geleneği sürdürürken, atalarının göçlerinde yanlarında getirdikleri 150 yıllık bakır kazanı hala saklıyor
Kırım Tatarı bir aileden gelen Kübra Köken, yıllardır Eskişehir'de çibörek ustalığıyla damaklara hitap ederken, atalarının göçerken getirdiği yaklaşık 150 yıllık bakır kazanı hala saklıyor.
Eskişehir'de yaşayan Kırım Tatarı Kübra Köken, küçük yaşlardan beri evlerinde her zaman yapılan çiböreğin yapımını büyük bir tutkuyla sürdürürken, kültürüne düşkün olmasıyla ön plana çıkıyor. Köken, uzun yıllar Sakarya'daki iş yerinde çibörek yapan, daha sonra Eskişehir'e gelerek benzer işletmeyi burada açarak kardeşi ile birlikte çalışmaya başladı. Kübra Köken, Tatar ailelerin Mevlit okumalarından sonra çibörek yeme geleneğini dükkanında sürdürürken, bir taraftan da turistlere workshop düzenleyerek Tatar mutfağının bu geleneksel lezzetini tanıtıyor. Köken, çiböreğin tarihinin çok eskilere dayandığını belirterek “Eskilerimiz şöyle anlatır; Çibörek pişirilip, kağıtlara sarılıp askerlere yolluk olarak verilirmiş, içerisinde hava olduğu için kıyması asla bozulmazmış. Hamur hava almadığı için bir çeşit streç film görevi görüyor. Çiböreği patlatmadan pişirmek bu yüzden çok önemli, açılan patlayan olursa lezzetli olmaz. Bunun için özel materyalimiz var, ama eskiler bakır kazanlarında yaparlarmış. Bakır tencerelerin kenarlarıyla keserlermiş çibörekleri yapışsın ve kabarık olsun diye” dedi.
Eskişehir'de yaşayan Kırım Tatarı Kübra Köken, küçük yaşlardan beri evlerinde her zaman yapılan çiböreğin yapımını büyük bir tutkuyla sürdürürken, kültürüne düşkün olmasıyla ön plana çıkıyor. Köken, uzun yıllar Sakarya'daki iş yerinde çibörek yapan, daha sonra Eskişehir'e gelerek benzer işletmeyi burada açarak kardeşi ile birlikte çalışmaya başladı. Kübra Köken, Tatar ailelerin Mevlit okumalarından sonra çibörek yeme geleneğini dükkanında sürdürürken, bir taraftan da turistlere workshop düzenleyerek Tatar mutfağının bu geleneksel lezzetini tanıtıyor. Köken, çiböreğin tarihinin çok eskilere dayandığını belirterek “Eskilerimiz şöyle anlatır; Çibörek pişirilip, kağıtlara sarılıp askerlere yolluk olarak verilirmiş, içerisinde hava olduğu için kıyması asla bozulmazmış. Hamur hava almadığı için bir çeşit streç film görevi görüyor. Çiböreği patlatmadan pişirmek bu yüzden çok önemli, açılan patlayan olursa lezzetli olmaz. Bunun için özel materyalimiz var, ama eskiler bakır kazanlarında yaparlarmış. Bakır tencerelerin kenarlarıyla keserlermiş çibörekleri yapışsın ve kabarık olsun diye” dedi.