Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla yeni bir döneme giren ve o tarihten günümüze kalan en özel ve nadide miraslardan biri olan çini sanatı, hala değerini koruyor. Genelde cami ve türbelerin duvarlarında karşılaşılan bu süsleme sanatı aynı zamanda fayans, porselen tabak, seramik gibi eşyaların süslenmesinde de kullanılıyor. İnce detaylar ile işlenen ve işlenen objelere hayat veren çini sanatı, günümüze kadar değerinden bir şey kaybetmeden geldi. Genelde seramik yüzeylerde görülen bu sanata farklı bir bakış açısı getiren Eskişehir Anadolu Lisesi 9’uncu sınıf öğrencileri Melike Cirit, Merve Köseoğlu, Bera Özdamar ve Dilay Yucaltı, öğretmenleri Arzu Tunca Yağız eşliğinde çini sanatını zımpara kağıdı üzerine işledi. Genelde kullanılan özel çini boyaları yerine pastel ve kuru boyalarını tercih eden öğrenciler, geçmişteki kültürü farklı bir uygulama ile günümüze yansıtmaya çalıştılar.
“BİZ GEÇMİŞTEKİ KÜLTÜMÜZÜ GÜNÜMÜZE YANSITMAK VE YENİDEN CANLANDIRMAK İSTEDİK”
“Zımparada hayat bulan çini” ismini verdikleri eserleri hakkında bilgi veren Eskişehir Anadolu Lisesi 9’uncu sınıf öğrencisi Bera Özdamar, daha önce hiç yapmadıkları çini sanatını bu uğraşlarıyla öğrendiklerini belirtti. Yapılan motifleri kısa sürede öğrendiklerini aktaran Özdamar, “Biz geçmişteki kültümüzü günümüze yansıtmak ve yeniden canlandırmak istedik. Zaten bu kültür aslında toprağın pişirilmiş hali. Ona şekil veriliyor ve yapılıyor. Biz de dedik ki ‘Bunu başka bir türlü yapalım’. Hani günümüzdeki malzemelerden yararlanalım istedik. Bunda da zımpara kullandık. Pürüzlü bir yüzü var, yapılması zor. Bizi biraz uğraştırsın istedik. Daha sonra bunu pastel boyayla yaptık. Zımparayı biraz farklı karşıladılar. Zımparaya yapmak gerçekten çok zor. Biz çizerken beyaz kuru boya kullandık çizerken. Bir gün çiziyoruz, ama ertesi sabah geldiğimizde kayboluyor. Bu yüzden bize ‘Uğraşmayın, A4 kağıtlarına yapmayı deneyin’ dediler. Ama biz devam edip farklı bir şey ortaya çıkarmak istedik ve bunu yapmaya devam ettik” dedi.
“HİÇBİRİMİZ ÖNCEDEN ÇİNİ İLE UĞRAŞMIYORDUK”
Pürüzlü yüzey üzerine çini sanatını yapmanın çok zor olduğunu ifade eden Özdamar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaparken ellerimiz falan yara oldu hep. Zımparaya sürekli eliniz sürtüyor ve sürtmemesi gerekiyor. Çünkü boya dağılıyor ve boyanın dağılmaması gerekiyor. Boya dağıldığında tekrar zımparaya başlamanız gerekiyor. Bunlar çok zor olduğu için biraz zorlandık tabii ki. Hiçbirimiz önceden çini ile uğraşmıyorduk. Zaten hepimizin burada okuma amacımı ileride farklı meslek sahibi olmak. Ama hiç daha önce çini yapmamıştık. Ama bizim için çok eğlenceliydi.”