ESOGÜ Tiyatro Topluluğu, etkin olarak gerçekleştirdiği tiyatro çalışmalarına devam ediyor. Topluluk içerisinde oyunculuk yapan Damla Benuğur, tiyatro topluluğunun dününü bu gününü Anadolu Gazetesi’ne anlattı, sıradaki oyunları olan “AT”ı tanıttı
Tiyatrolarının, ilk olarak 1998 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü SKS Daire Başkanlığı yönetiminde öğrenci sosyal etkinlikleri topluluğu olarak kurulduğunu ifade eden tiyatro sanatçısı Benuğur, iki yıl süren yoğun eğitim süreci sonrasında 2000 yılında Haldun Taner’in kaleminden Prof.Dr.Feridun Akyürek yönetmenliğinde ilk oyunu Eşeğin Gölgesi ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun (ESOGÜTT) sahne serüveni başladı” diye konuştu.
TİYATRONUN SAHİBİ ÖĞRENCİLER
Tiyatronun tam anlamıyla öğrenciler tarafından yürütüldüğünü ifade eden Benuğur, şunları söyledi: “Üniversite tiyatrosu olmayı benimseyen ESOGÜTT öğrenciler tarafından yönetilen ve yürütülen bir öğrenci topluluğudur. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi çatısı altında, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nin dinamizmi ve felsefesi ışığında, üyelerine kişisel gelişim fırsatı tanımak üzere, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğrencilerine ve tiyatroyla bağı olan ya da bir bağ kurmak isteyen herkesin görev alabileceği ve izlenebileceği bir öğrenci topluluğudur. Bu amaçla, ESOGÜTT’ün amacı sadece her yıl bir oyun çıkartmak değil, yapılan tüm çalışma ve aktivitelerle bireylerin kişisel gelişimlerini ve bu yolla topluluğun kolektif gelişimini birikimli olarak sağlamak ve üyelerini hayata hazırlamaktır.”
“BU PERDE ASLA KAPANMAYACAK”
Tiyatronun, öğrenciler için oldukça faydalı özellikleri kazandırdığına da vurgu yapan Benuğur, şunları aktardı: “Yapılan tüm çalışma ve etkinlikler üniversite tiyatrosu anlayışı içinde yenilikçi, araştırmacı, özgür, deneysel ve yaratıcı bir şekilde oluşturulur. Bireylerin kişisel gelişimleri hedeflendiğinden, topluluk her türlü sorumluluk için, birikimlerin aktarılması yoluyla alanında yeti sahibi üyeler yetiştirir. ESOGÜ Tiyatro Topluluğu’nda çalışma birimlerinin paylaşımı bireylerin ilgisine ve emek verme isteğine göre seçimle saptanır. Bunlar teknik, organizasyon ve eğitim birimleri olarak ayrılır. Topluluk kurulduğu günden bu güne, usta-çırak ilişkisi içinde ve her sene yenilenen dinamik kadrosuyla aynı ilkelerle yoluna devam ediyor. Bu anlamda sloganımız ise şu: “Bu perde asla kapanmayacak”
SIRADAKİ OYUN: “AT”
Yakın tarihte sergilenecek olan “AT” isimli oyundan da bahseden Benuğur, şunları anlattı: “Gyula Hay'ın hemen hemen bütün dillere çevrilen oyunudur. Konusunu Roma imparatoru Caligula'nın, bir atı Romanın konsülü yapmasıyla, halkın bu durumu sorgulamadan bir ata itaat etmesini, hatta Roma’daki tüm kadınların bu atla evlenmek istemelerinden alır. Yazar, bu oyunda popüler kültürün, insanlar üzerinde nasıl değişimler yarattığını ve fikirleri nasıl kolayca etkilediğini,oyunda geçen at modası üzerinden, komik bir dille eleştirmekte ve geçmişten günümüze popüler kültürün, sadece araçlarının değiştiğini fakat amacının değişmediğini net bir dille anlatmaktadır.”
EVRENSELLİK VURGUSU
Oyunun yazarının evrenselliğine de vurgu yapan Benuğur, “Gyula Hay, tarihsel döneme ve gerçeklere bağlı kalmaktan çok, konuyu evrensel bir bakış açısıyla ve her dönemde günceliğini koruyacak şekilde kaleme alır. Çünkü oyunda insanların, kendilerini yönetenlerin fikirlerini sorgusuz benimsediği ve nasıl itaat ettikleri anlatılır. Kuşkusuz bu durum Dünyanın her köşesinde ve her döneminde yaşanmış ve yaşamaya devam etmekte” ifadelerini kullandı.
AT isimli oyun, 18-24-26 Nisan 2013 tarihlerinde, ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonu’nda saat 20.00’de sergilenecek. (HM)