Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler ES TV’de yayınlanan Eskişehir’in Nabzı programında Ali Baş ve Arif Anbar’ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Seçimler sonrası ekonomik durumu değerlendiren Güler, “2018’in 7’inci ayından itibaren olağanüstü durum var ekonomide. Bu olağanüstü durumu doğru analiz etmek lazım. Hem ülke içerisinde, hem şehrimizde olağanüstü durumlar oldu. Mesele yaşadığımız stresli ortamı nasıl yönetebileceğimizle alakalı da plan ve program dâhilinde hareket etmemiz gerekiyordu. Ekonomi ve iş hayatı boşluk tanımıyor maalesef. Kontrol edip planlayamadığınız ve akışı yönetemediğiniz sürece de sıkıntılar yaşatıyor size de. Tabi eğer kısa vade de gelişmeleri değerlendirirsek eğer geçirdiğimiz 10 aylık süreç çok ağır ve yoğun geçti bizim için. Hem yüksek kur, hem Türk parasının çok değerli hale gelmesi, bir yanda o kaos ortamı, ama biz bunların üstesinden gelebilecek bir ülkeyiz. Türk iş insanlarımız, girişimcilerimiz, vatandaşlarımız da bunun üstesinden gelebilir. Bu son hamleler de bunu ortaya koyuyor. Kamu bankalarının başlattığı 4.25’lik faiz indirimleri çok değerli. Kısa vadede faiz oranlarının daha da gerileyeceğini ifade edebilirim. Son dönemlerde kurda yaşanan bu değişim sürdürülebilirlik oranında bir umut aslında. Burada asıl önemli nokta özel sektörde kamu bankaları dışında ki bankaların da bu sisteme ayak uydurması gerekiyor, dövizde ki bu ateş söndü. Kısa vadede düşüşe daha da devam eder gibi gözüküyor. Faizler de gerilerse, düşük faiz, dövizde ki stabil durum sayesinde işletmelerimiz tekrar yatırım yapar diye umut ediyorum” ifadelerini kullandı.
MÜCADELE ALANI
Dünyada yaşanan gelişmelerden hem Türkiye’nin hem de Eskişehir’in büyük oranda etkilendiğini söyleyen Güler, “Artık dünya global. ABD’ de ki veya Avrupa’da ki bir durum bizi etkiliyor. Orada ki gelişmeleri ve dünyada ki konjektörü takip etme zorunluluğunuz var. Bunlardan uzak kalamazsınız. Tabi takip ediyoruz ve ona göre hamleler geliştirmemiz gerekiyor. Kendi bölgemizde etkili olmak zorundayız ki, dünya da söz sahibi olabilelim. Bu bir mücadele alanı. Herkes bu kocaman pastadan pay almaya çalışıyor. Ülkemizin kendi dinamikleri bunu aşmak için elinden gelen çabayı gösteriyor.” dedi.
EN BÜYÜK SORUN İSTİHDAM
Eskişehir de ki konut fiyatlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Güler, “Kamu banklarının duruşu bizim bu dönemi biraz daha rahat atlatmamıza sebep oldu. Hem Ziraat, hem Vakıf, hem Halk Bank bu süreci planlarıyla çok iyi yönetti. Birçok kentte şu anda aslında konut stoku var. Eskişehir’de buna dâhil. Şu anda diğer özel sektörde iş yapan kurumların ve bankaların da buna ayak uydurma zorunluluğu var yoksa bu pastadan pay alamazlar. Konut piyasasında hızlı bir gelişmeyi bundan sonra hissedeceğiz. Bizim ortalama 3 bine yakın inşaat sektöründe iş yapan üyemiz var. Son zamanlarda çok sancılı dönemler geçirdiler. Bu istikrarsız dönem de maliyetinin altında konut satışları gerçekleşti o dönemde. Fiyatlar kendi oluşuyor, bunu üretme şansımız yok. Artık eskiye değil, önümüze bakmak zorundayız. Aslında konut maliyetlerini en çok etkileyen şey arsa maliyetleri. Alanı genişletme zorunluluğumuz var. Şu anda sıkışmış durumda. Burada ki çalışmaları hızlandırmamız gerekiyor. Üretim sektörü hareketlenir. İstihdam en büyük sorunumuz şu an. Bu tekrardan canlanır. Tüketmediğiniz sürece üretemezsiniz. Eğer geleceğe umutla bakabilirsek bunu karşılayacak sistemler gelişmek zorunda, günlük ihtiyaçlarımızı karşılamada bile tereddüt eder hale geldik. Bu sistem oluştuktan sonra ekonomi kendi kendine hedeflere ulaşır diye düşünüyorum” diye konuştu Eskişehir’de kepenk kapatan dükkanlarla ilgili değerlendirmede Başkan Güler, “2018’in Ocakla temmuz ayını baz alırsak ortalama bin on civarında yeni açılan iş yerimiz var. 700 civarında ise kapanan iş yeri var. 2019 Ocak ile temmuz arasında ise açılan işyeri 800 civarında. Kapanan iş yeri sayımızda 900 civarında. Yüzde sekiz civarında kapanan iş yeri 2019’da fazlalaşmış durumda. Hizmet sektörü önemli bir yer alıyor. İnşaat ve sanayi bölgelerinde bir değişim görüyoruz şu an. Küçülmeler söz konusu. Geçtiğimiz bir yılda bunları gördük” dedi.
2020’DE 10 TANE FUAR
Eskişehir’de bir kongre turizmi yapmak istediklerini belirten Güler, 2020 yılında on tane fuar yapacaklarını söyleyerek şunları söyledi, “Önümüzdeki dört aylık süreçte dört tane fuarımız var. 5 bin civarında misafirimizi ağırlayacağız. Hem TÜYAP, hem de farklı firmaların talepleri var. Mesela raylı sistemler fuarını İstanbul ve İzmir yapar. Şu anda bizim çabamız raylı sistemler fuarının merkezini Eskişehir yapabilir miyiz. Buna çaba harcıyoruz. Eğer demiryolu faaliyeti yapılacaksa önce Eskişehir’de yapılmalı. 2020 yılında bu demir yolu fuarı olacak. Yurt dışı ve yurt içinden ana ve yan sanayilerimiz olacak. Hem TÜLOMSAŞ’la hem Ankara boyutuyla hem de uluslar arası firmalarla görüşüyoruz. Burayla adlandıracağımız birkaç fuar olmalı. Eskişehir demiryolunun merkezi konumunda şu anda. Fuar dönemlerinde orada ki otellerin doluluk oranlarına bakın. Burada fark ortaya artı oranda çıkıyor. Bu sosyal bir organizasyon. Maç gibi düşünün. Şehirde her türlü hizmet sektöründe çalışan insanların karı arttı. Binlerce insan fuar döneminde bu şehre geliyor. Bunun bir katma değer yaratmaması mümkün değil. Bu kent seviliyor ve ziyaret edilmek isteniyor. Mesela kongre turizmi. Anadolu’nun başka kentlerinde kongre yapmanız çok zor. Ama burada kolay çünkü eğer bir kentte sosyal donatı varsa bu olur ve oluyor. Hizmet sektörü bizim için çok önemli bir geçim kaynağı. Bunun sürdürülebilirliğini sağlayarak daha da güçlendirmemiz lazım. Eskişehir ismi zaten her alanda başarı sıralarına giriyor o yüzden bu ismin altını doldurmak çok daha kolay. Kongre turizmi çok pahalı bir fiyata geliyor ve bu bizim için daha da avantaj. Çağdaş, modern ve anlaşılır bir kent. Her türlü altyapısı var. Eskişehir bundan sonra ki süreçte her alanda daha da koşacağını düşünüyorum” İfadelerini kullandı.
ESKİŞEHİR'DEN BAŞKA YERDE ÜRETİLEMEZ
11’inci Kalkınma Planı kapsamında yer alan URAYSİM projesiyle ilgili konuşan Güler, “İkisi ayrı proje bence. Şimdi Siz bu merkezi buraya taşıyın, çok kısa sürede bunun çarpanlarının bu kente ekonomik olarak artısı olacak. Eğer Türkiye’de milli hızlı tren üretilecekse Eskişehir’den başka yerde üretilemez. Bunu her zaman söylüyorum. Dünyadaki hızlı tren üreten kentleri inceleyin geçmişinde hep demir yolu var. Bunun bir hikayesi yoksa ortaya çıkmıyor. TÜLOMSAŞ’ı bırakıp bunu, sıfırdan başka bir yerde üretmeye kalkarsanız hem zaman kaybı, hem de ekonomik kayıp. URAYSİM olsun, milli hızlı treni sahaya indirelim, organize bu şekilde gelişsin. Eskişehir hem çok göç alır, hem de ekonomik olarak kısa sürede çok gelişir. Ama altyapısıyla hazır olmamız gerekiyor. İlgililerin de olduğu bir toplantıda bundan bahsettim. YHT neden burada yapılmalı diye elimizde uzmanlar tarafından belirlenmiş hiçbir veri yok. TÜLOMSAŞ bunu yaptı fakat üçüncü gözle bir araştırma yapılmasını ortaya koyacağımız bir rapor lazım. Bence Eskişehir en kısa zaman da bunu halletmeli. Şu anda üzerinde çalışıyoruz” dedi.
MESLEK KOMİTELERİ DAHA AKTİF OLMALI
Meslek komitelerine dair değerlendirmede bulunarak, vatandaşlara anlatılması gerektiğini ifade eden Güler, “Bizim kuruluş tüzüğümüzde meslek komitelerimiz hep var, olmak da zorunda çünkü sistem böyle çalışıyor. Öncelikle meslek komiteleri oluşuyor bunların içinde meclis üyeleri oluşuyor, meclis üyeleri kendi içinde yönetimi ve başkanı seçiyor. Ben de komite üyesiyim önce seçilmem yani liste de ismim olması gerekiyor. Burada 40 tane meslek komitemiz var bizim. Hepsi farklı iş kollarından oluşmuştur. Altında da 400’e yakın farklı sektörlerde iş yapan üyelerimiz vardır. Mesele benim 2006-2020 stratejik planım da aslında meslek komitelerinin daha aktif hale getirilmesi var. Komiteler öncelikle kendi sektörlerinin planlamalarını yaparlar. Onlar bazı kararlar alır. Bizim de yönetim kurulu olarak görevimiz burada alınan kararları ilgili yerlerle çözmeye çalışırız. Bütün bilgi akışı bize oradan gelir. Daha aktif olabilmeleri için bu toplantılarda aldıkları kararları kendilerinin ilgili kurumlara aktarmaların sağladık. Çünkü onların sorunlarını ben onlardan daha iyi bilemem ki. Tek adamlık yapmıyorum, görev dağılımı ve demokrasi bu aslında. Şimdi biz 2023’ü planlama içerisindeyiz. Bunu planlarken de bu arkadaşlar sayesinde yapacağız bu işi. Biz de herkes gönüllü çalışıyor. Eğer siz o aidiyet duygusunu hissederseniz o kuruma karşı daha da verimli oluyorsunuz. Biz kurumsal olarak bunu daha da anlaşılır hale getirmeye çalışıyoruz. Kongre tüzüğünü çok önemsiyorum ben. Hemen bunla ilgili bir planlama yapılması lazım” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
OLAYLARA TERSTEN BAKIYORUZ
Son dönemde Eskişehir’de sürekli maden arama yapılmasıyla ilgili konuşan Güler, “Biz olaylara bazen tersten bakıyoruz galiba öyle değerlendiriyorum. Bir şey yaptıktan sonra önümüze geliyor ondan sonra algı yaratmaya çalışıyoruz. Bu bölgeye ÇED raporu alınmış. Bunun bölge halkına ne gibi zararları olacağını doğru analiz etmek lazım. Fiziki alana bakmak lazım. Tarım arazisi mi verimli bir alan mı buna bakmak gerekir. Sonuç olarak yer altı madeniyse ve kıymetliyse bunu da çıkarmak lazım. Bunun çevreye etkilerini, değerini vs. belirleyip kamuoyuna aktarmak lazım. İşler tersten başladığı için bu gibi polemiklere neden oluyor” dedi.
MADENCİLİKTE BİR İLK
Türkiye’de madencilikle ilgili ilk kuruluş olan MEDSEN’ le ilgili konuşan Güler, “Biz madencilik sektöründe bir ilki hayata geçirdik. Bu bizim vaat ve projemizdi. Bu şirket Türkiye’de madencilik sektöründe standartları belirledi. Türkiye’de standart oluştu ama zorunluluk yok. Madencilik sektöründe böyle bir zorunluluk olduğu sürece ETO madencilik sektöründe bu sertifikayı verecek tek yer. Program ve yapı bize ait. Ama tabi kanun ve kuralları var. Bizim verdiğimiz sertifika bu anlamda o kişiye artık bu işi yapabilir anlamında akredite olduğu anlamına gelir. Biz 40 sektörde belge veriyoruz. Eğer bunları vermesek daha büyük şehirlere gidip bu belgeyi alacaklardı. Örneğin ben ikinci el araç satacağım, galeri açacağım diyorsanız belgesini almak zorundasınız başka türlü çalışamazsınız bu sektörde. Eğer bir kişi örneğin mesleki olarak usta belgesi alamadıysa o işi yapamaz artık. Bunun cezai müeyyidesi var. O yüzden biz bu yatırımı yaptık. Bakanlık bizim standartlarımızı aldı ve ben bunu uygulayabilirim dedi kabul etti. Aksi takdirde TÜKAK’ta almazdı. Başka bir kurumda bunu bizim gibi başvurup yapabilir. Ama biz Eskişehir artık bu konuda söz sahibi olmuş durumda. Türkiye’de bununla ilgili zorunluluk geldiği anda herkes Eskişehir Ticaret Odasına koşacak. Firma kendi çalışanını daha nitelikli hale getirmek istiyor ve geliyor eğitimini ve sertifikasını alıyor, koyuyor dosyasına” İfadelerine yer verdi.
HER ŞEY HAZIR UÇUŞ YOK
Eskişehir de yeni uygulamaya konulan otellere bisiklet tahsis etme projesine dair değerlendirmelerde bulunan Güler, “Bisiklet tüketimi dünyanın her yerinde çok yoğunlaştı. Bunun iki tarafı var, bir tarafı özel sektör, buradan belediye başkanımıza da çağrı olsun. Bisiklet yolu metrajımızı arttıralım. Ama Eskişehir’in de fiziki bir gerçekliği var. Merkezde yoğunluk var. Bizim baktığımız nokta şu: oteller bundan verim alsınlar ki 700 tane alalım. Bu da bir pazarlama taktiği ve satış politikası oldu aynı zamanda. Proje şu anda iyi çalışıyor. Katkı sağlama noktasında yapılmış bir organizasyon. Porsuk çayı etrafında set yollarımız var, mevcut. Ama yeterli değil. Bisiklet sayısı artarsa belediyelerimizin bununla ilgili hazırlık yapması lazım zaten. Hem sağlık açısından hem de ulaşım açısından çok kıymetli” dedi. Bölge illerini kapsayan bir kalkınma projesi olan BEBKA’Yla ilgili konuşan Güler, “BEBKA Eskişehir, Bursa ve Bilecik’te planlanmış kalkınma ajansı. Valiler, oda başkanları, il genel meclis başkanları yer alıyor. Her sene farklı çağrılar yapılıyor. Şu anda 2020 planlanıyor. BEBKA’da para kalmıyor çünkü fazla projeye çağrıda bulunuluyor. Ajans sayesinde birçok firma kendi eksikliklerini tamamlıyor. Doğru yere kullanılıyor şu an orada ki paralar” ifadelerini kullandı. Kuzey çevre yolunun çok acil yapılması gerektiğini belirten Güler, “Bir de yurt dışına uçamadığımız bir hava alanımız var. İç hatları açmalıyız. Bu iş tek ayaklı olmaz. Eskişehir’in bir aktarma istasyonu olması gerekiyor. Her türlü yatırım var. Bazen ben özel sektör mantığıyla verin burayı ben işleteyim diyorum. Daha rahat kullanılabilir bir duruma gelmeli. Her şey hazır ama uçuş yok. O yatırım oraya yapıldı. Biz bunu geliştireceğiz” dedi.