"Kanla birleşerek insanı zehirlemekte ve halsiz bırakarak ölümüne yol açmaktadır"
Başkan Çalışır, tüp gazın havadan ağır olduğu için yerde biriktiğini, doğalgazın ise havadan hafif olduğu için tavanda biriktiğinin altını çizdi. Çalışır, "Her ikisi de kokusuzdur ve sonradan kokulandırılmıştır. Bunlar sızması durumunda nezle değilseniz hissedilir. Bulunulan ortamı doldurmaya başladıklarında ortamdaki havayı kovarak boğulmaya neden olurlar. Bu da daha çok zaman alan bir süreçtir. Özellikle hava girişinin dolayısı ile oksijenin az olduğu ortamda, yanma sonucu meydana gelen baca gazındaki karbonmonoksit, şayet baca yolu ile tam atılamaz ve bulunduğunuz ortama yayılacak olursa çabucak kanla birleşerek insanı zehirlemekte ve halsiz bırakarak ölümüne yol açmaktadır. İnsan, zehirlendiğini anladığı anda halsizlik nedeni ile bulunduğu ortamdan çıkamamaktadır. Ayrıca ayran içilmesinin zehrin etkisini gidermeye bir faydası da yoktur" dedi.
"Senede en az 2 kere bacalar temizletilmelidir"
Soba gibi ısınma cihazlarının bulunduğu ortamların iyi havalanması gerektiğini belirten Çalışır, "Özellikle mutfakta bulunan havalandırma menfezlerinin, soğuk geliyor endişesi ile kapatılmaması gerekir. Yanma sonucu çıkan baca gazı, şofbenden geri tepme yoluyla mutfağa yayıldığı taktirde yayılan gaz karbondioksit ise daha geç zamanda boğulma olur. Karbonmonoksit ise, zehirleme yoluyla daha kısa sürede ölüme sebep olur. Baca ve bağlantılarının sızdırmadığından ve çekişin iyi olduğundan emin olunmalıdır. Güvercin, tuğla, kar, gibi şeylerin bacayı tıkamadığından emin olunmalı ve senede en az 2 kere bacalar temizletilmelidir. Odun veya kömürle çalışan her soba, oksijen alır ve tam yanma gerçekleşirse karbondioksit verir. Tıpkı insanlar gibi. Bir farkla ki ortamda oksijen azaldığında cihaz bu kez zehirli bir gaz olan karbonmonoksit vermeye başlar. Bacanın geri tepmesi, baca bağlantısının, sobanın veya boruların sızdırması ile karbonmonoksit bulunduğunuz ortama yayılır ve sizi zehirler. Bu gaz ortamdan yeterince uzaklaştırılırsa bu defa da yakıt tam yanmadan atıldığı için enerji boşa harcanmış olur, çevre kirletilmiş olunur" diye konuştu.
"Özellikle lodoslu havalarda yatmadan önce soba söndürülmelidir"
Aynı oda içerisinde yatan aile bireylerinin topluca ölümlerine sebep olan sobanın, yatarken söndürülmesinin daha akılcı olduğunu söyleyen Başkan Çalışır, "Eskilerin deyimi ile korkulu rüya görmektense uyanık yatmalı. Özellikle lodoslu havalarda yatmadan önce soba söndürülmelidir. Sobaya yanmakta iken özellikle yatarken yeni kömür atılmamalıdır. Linyit kömürü üstten, kok kömürü alttan yakılmalıdır. Sobanızın bacasının çektiğinden emin olunmalıdır. Bacalar en az 6 ayda bir temizletilmeli. Baca kapağı hep kapalı olmalı ve baca çatı en üst seviyesinden 1 metre üste kadar uzatılmalıdır. Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalıdır. Katalitik sobaları, Japon sobası denilen gaz sobalarını çok iyi havalanmayan yerlerde kullanmak doğru değildir. Binaların yangından korunması yönetmeliklerine mutlaka uyulmalıdır. TSE 4900 Türk Standartlı soba satın alınız ve sobanın hangi kömürle nasıl yakılacağına ilişkin bilgilendirme formu isteyiniz" ifadelerini kullandı.
"Şofbenin yeri banyo değildir"
Son olarak banyoda buharın oksijenin yerini aldığını ve dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Başkan Çalışır, "Banyolarda hacim genellikle küçüktür. Daha çok ısınmak için, içeri soğuk hava girmesi istenmez. Dolayısı ile içeride cihaz ile insanın oksijen alma savaşı başlar. Cihaz sizi düşünmeden yanması için gereken oksijeni alacaktır. Kendi havanızı sağlamadan, sağlama almadan banyoya girmeyiniz. Bu nedenle şofbenin yeri banyo değildir. Unutmayınız, evinizin nefes borusu da bacanızdır. Her ikisi de tıkalı olmamalıdır" şeklinde konuştu.