Sigara, kanser, kalp ve akciğer hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununun başlıca nedenlerinden biri olma özelliği taşıyor. Özellikle kanser ile sigara bağımlılığı arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 35’i, kadınlarda ise, yüzde 15’inin nedeni sigara olarak kabul ediliyor. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise yüzde 90’ının temelinde sigara yatıyor. Özellikle sigara ile doğrudan ilişkili olan akciğer kanseri, kanser nedenli ölüm oranında 1’inci sırada.
Sigaranın bırakılması ile birlikte koroner hastalık riskinin hızla düşerek 2-3 yıl sonra akciğer kanseri riskinin de yaklaşık 10-15 yıl sonra tütün kullanmayanlarla eşitlendiği belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle tütün ve mamullerini kullanmanın verdiği zararları ve bırakma yöntemlerini anlattı.
Her 4 kişiden 1’i sigaradan hayatını kaybediyor
Kalp-damar hastalıklarının oluşması ve iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin sigarayla büyük bir ilişkisi olduğunu, sayısız bilimsel araştırmalarla ortaya konulduğunu söyleyen Dr. Çetingüç, “Kalp-damar hastalıklarından hayatını kaybeden 35-69 yaş grubu hastaların yüzde 25’inde etkenin sigara olduğu varsayılıyor. Sigara içenlerde kalp enfarktüsü daha fazla bulunuyor. Bunun yanı sıra sigarayı bırakmakla koroner hastalık riskinin hızla düşerek 2-3 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin de yaklaşık 10-15 yıl sonra tütün kullanmayanlarla eşitlendiği de önemli tespitler arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
“En etkin yöntem davranış tedavileri ilaçlarla birlikte kullanıldığında daha iyi sonuçlar alınıyor”
Sigarayı bırakma veya bıraktırmayı özendirme tedavilerinin çok çeşitli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çetingüç, “Bunlar bireysel, davranış ve grup psikoterapileri yanında ilaç tedavileri olarak sıralanıyor. En etkin yöntem olan davranış tedavileri ilaçlarla birlikte kullanıldığında daha iyi sonuçlar alınıyor. ABD’de her yıl 50 milyon içicinin 20 milyonunun sigarayı bırakmaya çalışıyor ancak uzun vadede bunların yüzde 6’sının başarılı olabiliyor. Sigarayı bırakan kişilerin yüzde 70-80’ni 6-12 ay içinde tekrar sigaraya başlıyor. Etkili bir irade savaşı ve iyi bir tedavi ile bırakmayı başaranların yaşam kalitesi ve süresinin artıyor” şeklinde konuştu.
“Sigara bırakıldığında nikotinin vücuttan çekilmesiyle başlangıçta ciddi semptomlar görülüyor”
Prof. Dr. Çetingüç, tütün ve mamulleri hakkında bilgiler vererek, “Tütün; tar, nikotin ve karbonmonoksit olmak üzere 3 ana toksik madde içeriyor. Tar, boğaz ve akciğer kanserine, nikotin damar hastalıklarına, karbon monoksit ise yaşamsal doku ve organlarda oksijenizasyon yetmezliğine neden oluyor. Sigara bırakıldığında nikotinin vücuttan çekilmesiyle başlangıçta ciddi semptomlar görülüyor. Bu semptomlar içerisinde becerilerde azalma ve zihinsel performans düşüklüğü, ilk sıralarda yer alıyor. Sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra bilişsel işlevlerde ve reaksiyon zamanında belirgin şekilde azalma, sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon bozukluğu yaşanıyor. Oruç tutan veya uçak gibi yasaklı ortamlarda sigara içemeyen tiryakilerde kavgacılık, dürtüsellik ve konfüzyon da görülebiliyor” diye belirtti.
“Bırakmanın ilk döneminde tekrar içme olasılığına karşı etkin olduğu kadar, yan etki riskinin de az olması dikkat çekiyor”
Ayrıca nikotin bandı, nikotin sakızı gibi replasman tedavilerin yanı sıra ilaçla tedavinin de mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, sigarayı bırakma yöntemleri hakkında ise “Yerine koyma dediğimiz nikotin replasman tedavisinde sigara ile alınan ve bağımlılık yapan nikotini kontrollü biçimde ve daha az dozda vücuda vermek esas alınıyor. Özellikle bırakmanın ilk döneminde tekrar içme olasılığına karşı etkin olduğu kadar, yan etki riskinin de az olması dikkat çekiyor. Diğer yöntemlerden 2 kat fazla etkinliğe sahip olan nikotin replasman tedavisinin yanı sıra, ilaçla tedavi alternatifleri de bulunuyor. Sigarayı bırakmak için kullanılan ilaçların yan etkileri, replasman tedavisindeki seçeneklere oranla daha sık görülüyor. Nikotin bandı, cilde nikotinli bant yapıştırmak suretiyle, hem sigarayı bırakma sonrası görülen yoksunluk semptomları hem de sigara içme arzusu bastırılıyor. Yapışma bölgesinde alerjik reaksiyonlar görülme oranı yüzde 20 iken, bu sorun lokal krem kullanımı veya bandın yerinin değiştirilmesiyle çözülebiliyor. Nikotin sakızı, şekeri, pastilleri, farmakolojik olarak etkisiz ve ilaç olmayan bir maddeyle (plasebo) karşılaştırıldığında yüzde 40-60 oranında etkili olduğu gösterilen nikotin sakızları, bant alerjisi olanlarda tercih ediliyor. Günde içilen sigara sayısı kadar kullanılması, ağızda yanak içinde tutulması öneriliyor. Tat ve kokusunun kötü olduğu, bazı kişilerde de bulantı ve baş dönmesi yaptığı biliniyor. Nefes yoluyla verilen nikotin (Nikotin inhaler), ağızdan içe çekildiğinde nikotinli buhar veren, sigara şeklinde plastik apareylerin burun spreyi tipinde olanları da bulunuyor. Ciddi boyutlara ulaşmamakla birlikte öksürük, boğaz ve burun tahrişi yaptığı biliniyor. İlaçla tedavi, sigarayı bırakmaya yardımcı ilaçlarda pek çok alternatif bulunuyor. Ancak uyku bozukluğu, bilinç kaybı gibi birtakım yan etkiler sebebiyle bu ilaçların çoğu pilotlar ve araç sürücüleri için sakıncalı sayılıyor” dedi.