Üsküdar Üniversitesi'nden Ağız ve Diş Sağlığı Haftası dolayısıyla yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Günay, dişlerin önemli hayati organlardan biri olduğunu, bu nedenle diş ve ağız sağlığının korunması gerektiğini vurgulayarak, dişin beslenmedeki işlevinin yanı sıra konuşma, iletişim ve sosyal yaşamda da önemli role sahip olduğunu kaydetti. Bakımlı ağız, sağlıklı ilişkinin ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret eden Günay, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Mimiklerimizin vurgulanmasında, karakterimizin yansıtılmasında öneme sahiptir. Göz ardı edilmemesi gereken bir başka rolü de sağlıklı, itinayla bakımı yapılan bir dişin kimliğimiz üzerinde ifade ettiği anlamdır. Kendine bakan, ikinci şahıslar veya toplumla ilişkilerde ikinci şahısları, toplumu ciddiye alan ve ona saygı duyan bir insan kimliğimizi pekiştiren bir rolden de bahsedilebilir. Sosyal bir varlık olarak toplumla olan ilişkilerimizde dişlerimizin kişiliğimiz hakkında verdiği bilgi çok önemlidir. Bakımlı bir ağız, günümüzde sağlıklı bir ilişkinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmaya başlandı. Bu durum sevindiricidir."
Günay, yenilen gıdaların kalan parçaların uzaklaştırılmasının çok önemli olduğuna vurgu yaparak, "Çünkü bu bakiyeler ağzımızdaki mikroplar tarafından besi yeri olarak kullanılıyor ve hızla çoğalarak; salgıladıkları toksinlerle dişlerimizin minelerini, diş etlerini ve diş ile diş eti arasındaki boşlukların üzerinde bir takım yıkıcı rol oynuyorlar. Dişleri fırçalamakla mikropların konfor alanlarını, barınaklarını ağızdan uzaklaştırmış oluyoruz." dedi.
Diş fırçalama uygulamalarının insanlık tarihinde farklı malzemeler kullanılarak yapıldığını belirten Günay, "Dişleri temizlemek için lifli dallar, bitkilerle, misvak gibi kullanılarak bu amacı gerçekleştirmeye yönelik birtakım malzemelerin insanlık tarihi boyunca uygulandığı görülmektedir." ifadesini kullandı.
Günay, diş fırçalama alışkanlığının mümkün olduğunca erken yaşlarda kazandırılması gerektiğini belirterek şunlara vurgu yaptı: "Kimi zaman diş fırçalama alışkanlığı, kişinin dişleri ile ilgili çok yıkıcı bir tecrübe yaşaması sonucu başlıyor. Bir dişin kaybı, çekilmesi veya birden fazla dişin birden kaybedilmesinden sonra ortaya çıkan durumdan dolayı insanlar pişman oluyorlar ve dişlerini fırçalamaya başlıyorlar. Esas fırçalama alışkanlığının çok küçük yaşlardan itibaren belirli bir programa göre kazandırılması gerekiyor. Fırçalama alışkanlıklarının ilk süt dişinin ağızdan görüldüğü andan itibaren başlaması gerekir." Diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmasında anne ve babaya önemli görev düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Yumuşhan Günay, anne ve babanın belki de bir aile ritüeli olarak hep birlikte aynanın karşısına geçerek çocuklarını alıp bir eğlence, tiyatral gösteri şeklinde hep birlikte dişleri fırçalamasını tavsiye etti.
Günay, diş fırçalama alışkanlığının da zamanla çocuğun dünya algısının çeşitlenmesi ile birlikte daha güzel ve temiz dişlere sahip olmak, ağrının önlenmesi, sağlık kavramının bilincinin oturması gibi değişik algı kademelerine yönelik bir süreç şeklinde oturabileceğini söyledi. Günay, "Neticede 8-10 yaşından itibaren artık dişlerini fırçalayabilen ve sabah kalkarken veya akşam yatarken dişlerini fırçalama gerekliliği hisseden, yapmadığını huzursuzluğunu hisseden bir yaşama alışkanlığına dönüşüyor." ifadesini kullandı.
"ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ"
Bir çürüğün oluşmasında birçok değişkenin rol oynadığını o nedenle düzenli hekim kontrolünün önemine işaret eden Günay, şu değerlendirmede bulundu:
"Zaman zaman çocuğun dişlerinin bir uzman tarafından, en azından anne baba tarafından kontrol edilmesi gerekir. Dişin üzerinde herhangi bir renk değişikliği, çürük gibi bir şey ile karşılaşıldığında bir uzmana götürülmesi çok önemlidir. En ucuz ve psikolojik açıdan en az travmatik müdahale, en erken yapılan müdahaledir. Başlangıçta yakalanmış bir çürük çok küçük bir alet müdahalesi bazen hiç alet kullanmadan sadece bir dolgu ile bile büyük ölçüde engellenebiliyor. Olayı büyütmeden, ihmal etmeden çok basit müdahalelerle telafi edecek bir takip şarttır."