9. İşçi Filmleri Festivali kapsamında ‘Nasıl Bir Kent, Yaşanılabilir Kentler İçin Mücadeleler ve Eskişehir İçin Kent Meydanı’ isimli panel düzenlendi.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen panele İstanbul Kent Savunması’ndan Çiğdem Çidamlı, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Karademir ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ünal katıldı.
LALE İHRAÇ EDİLİRDİ
Eskişehir’deki Sıhhiye Meydanı’ndan örnekler vererek konuşmasına başlayan Hakan Ünal, Kentsel Dönüşüm’den ve Kentsel Dönüşüm sonrasında meydana gelen kent kültüründen bahsetti. Ünal, meydanın fotoğraflarını katılımcılarla paylaşarak, “Sıhhıye Meydanı’nın 20- 30 yıl öncesine gittiğiniz zaman kamuya ait bir park, küçük bazı ardiyeler ve çok büyük bir lale bahçesiyle bir yazlık sinema bulunurdu. Her yıl nisan ayında açan laleler toplanır ve Hollanda’ya ihraç edilirdi. Bizler çocukluk dönemimizde o parkta oynardık. Park çevresinde bulunan dikenleri tellerin izleri hala vücudumuzda duruyor. Ben o iz yüzünden diyebilirim ki Eskişehir benim her yerime işlemiştir. Bu kentin bir bireyi olarak, benim bu kentin geleceğini belirleme de söz hakkım olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
KAVŞAKLARA MEYDAN DENMEZ
Eskişehir’de bir meydan olmadığını söyleyen Hakan Ünal, “Bizim kavşaklara meydan demekten vazgeçmemiz gerekiyor. Burası meydan değildir. Aynı şekilde bizim gezi direnişinde direniş meydanı dediğimiz meydan da meydan değildir, bir kavşaktır. Örneğin bizim çevre yolu dediğimiz yol da çevre yolu değildir. Orası şu anda kimsenin kullanamadığı üst geçitlerle dolu, yaşlıların, hamilelerin, çocukların karşıdan karşıya geçerken telef oldukları, hızlanma şeritleri olmayan bir bulvardır” şeklinde konuştu.
SIHHİYE RANTA AÇILDI
Sıhhıye Meydanının zamanla ranta açılan bir yer haline geldiğini söyleyen Ünal, bölgenin zamanla kültürünü, tarihini ve özelliğini yitirdiğinden bahsederek, “Bu belirli bir dönemde olmamıştır. Burada birçok belediyenin sorumluluğu vardır. Aynı zamanda o meydanlara sahip çıkamamış olan kentteki herkesin katkısı vardır” dedi.
HALKIN ORTAK ALANLARI
Kent meydanlarının kentin mücadeleleriyle, tarihiyle mühürlendiğini söyleyen Ünal, şimdiye kadar çoğunlukla Avrupalı zengin ülkelerin meydanlarından örnekler verildiğini belirterek, dünyanın en yoksul ülkelerinden Küba’daki kent meydanından örnekler vererek, “Kent meydanları halkın ortak alanlarıdır. Herkes bu meydanlara rahatlıkla ulaşabilmeli ve günün 24 saati halka açık olmalıdır” dedi.
RANTSAL PROJELERE EVRİLDİ
Ünal kentlerin meydanlarında, o ülkenin tarihi boyunca neler yaşadığını, nasıl mücadeleler geçirdiğini o meydanlar sayesinde anlaşılabileceğini, Küba’nın kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmadığı ülkelerden biri olduğunu söyledi. Hangi ülkede kentsel dönüşüm başladıysa, o ülkenin rantsal projelere evrildiğini belirten Ünal, “Türkiye’de de bu böyle başladı ve Gezi Direnişi’yle kentsel dönüşüm lafından çok bahsedilmemeye başlandı, ancak zeytinliklerin katliamıyla rantsal dönüşümünler devam etmektedir” şeklinde konuştu. (İHA
Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen panele İstanbul Kent Savunması’ndan Çiğdem Çidamlı, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Karademir ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ünal katıldı.
LALE İHRAÇ EDİLİRDİ
Eskişehir’deki Sıhhiye Meydanı’ndan örnekler vererek konuşmasına başlayan Hakan Ünal, Kentsel Dönüşüm’den ve Kentsel Dönüşüm sonrasında meydana gelen kent kültüründen bahsetti. Ünal, meydanın fotoğraflarını katılımcılarla paylaşarak, “Sıhhıye Meydanı’nın 20- 30 yıl öncesine gittiğiniz zaman kamuya ait bir park, küçük bazı ardiyeler ve çok büyük bir lale bahçesiyle bir yazlık sinema bulunurdu. Her yıl nisan ayında açan laleler toplanır ve Hollanda’ya ihraç edilirdi. Bizler çocukluk dönemimizde o parkta oynardık. Park çevresinde bulunan dikenleri tellerin izleri hala vücudumuzda duruyor. Ben o iz yüzünden diyebilirim ki Eskişehir benim her yerime işlemiştir. Bu kentin bir bireyi olarak, benim bu kentin geleceğini belirleme de söz hakkım olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
KAVŞAKLARA MEYDAN DENMEZ
Eskişehir’de bir meydan olmadığını söyleyen Hakan Ünal, “Bizim kavşaklara meydan demekten vazgeçmemiz gerekiyor. Burası meydan değildir. Aynı şekilde bizim gezi direnişinde direniş meydanı dediğimiz meydan da meydan değildir, bir kavşaktır. Örneğin bizim çevre yolu dediğimiz yol da çevre yolu değildir. Orası şu anda kimsenin kullanamadığı üst geçitlerle dolu, yaşlıların, hamilelerin, çocukların karşıdan karşıya geçerken telef oldukları, hızlanma şeritleri olmayan bir bulvardır” şeklinde konuştu.
SIHHİYE RANTA AÇILDI
Sıhhıye Meydanının zamanla ranta açılan bir yer haline geldiğini söyleyen Ünal, bölgenin zamanla kültürünü, tarihini ve özelliğini yitirdiğinden bahsederek, “Bu belirli bir dönemde olmamıştır. Burada birçok belediyenin sorumluluğu vardır. Aynı zamanda o meydanlara sahip çıkamamış olan kentteki herkesin katkısı vardır” dedi.
HALKIN ORTAK ALANLARI
Kent meydanlarının kentin mücadeleleriyle, tarihiyle mühürlendiğini söyleyen Ünal, şimdiye kadar çoğunlukla Avrupalı zengin ülkelerin meydanlarından örnekler verildiğini belirterek, dünyanın en yoksul ülkelerinden Küba’daki kent meydanından örnekler vererek, “Kent meydanları halkın ortak alanlarıdır. Herkes bu meydanlara rahatlıkla ulaşabilmeli ve günün 24 saati halka açık olmalıdır” dedi.
RANTSAL PROJELERE EVRİLDİ
Ünal kentlerin meydanlarında, o ülkenin tarihi boyunca neler yaşadığını, nasıl mücadeleler geçirdiğini o meydanlar sayesinde anlaşılabileceğini, Küba’nın kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmadığı ülkelerden biri olduğunu söyledi. Hangi ülkede kentsel dönüşüm başladıysa, o ülkenin rantsal projelere evrildiğini belirten Ünal, “Türkiye’de de bu böyle başladı ve Gezi Direnişi’yle kentsel dönüşüm lafından çok bahsedilmemeye başlandı, ancak zeytinliklerin katliamıyla rantsal dönüşümünler devam etmektedir” şeklinde konuştu. (İHA