×

Burası cazibe merkezi Alpu

Şehir merkezine 40 kilometre uzakta olan, tarihi M.Ö. 2000’lere dayanan lületaşı cenneti Alpu, turistik yerleri ve doğasıyla cazibe merkezi olmaya devam ediyor.

Porsuk Çayı’nın ilçeyi ikiye böldüğü, savat sanatının yaşatıldığı, içerisinde 28 ayrı şelalesi bulunan Deredop Kanyonu’yla Alpu’yu daha yakından tanıyalım.

Alpu ilçesi içerisinde bulunan höyüklerden bölgenin ilk çağlardan beri yaygın bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmakta. M. Ö 2000 yıllarında doğudan gelen Hititler bu çevreyi kendi topraklarına katar. Daha sonra Hitit egemenliğine son veren Frigler Alpu’nun da içinde bulunduğu Eskişehir ovasına yerleşerek bir krallık kurar. M.Ö 116 yılından sonra bütün Frigya Roma idaresine geçince Roma-Frig paylaşarak bu yöreye hükmeder. 1071 Malazgirt Muharebesi’nden sonra Anadolu’ya giren Türkler 1074 yılında bu yöreye de hakim olur. İlçenin en önemli arkeolojik kalıntısı Büyük Kızlar Höyüğü’dür. Frig ve Roma dönemine ait höyük 1972’de sulama kanalı yapılırken tesadüfen bulunmuş.

ŞİFA VEREN HAMAM
Altın ziynet eşyaları, fil dişi kabartmalar bulunuyor. Çıkarılan bu eserler Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Büyük Kızlar Höyüğü’nün üç kilometre doğusunda küçük bir gölün tam ortasında yükselen Küçük Kızlar Höyüğü mevcut. Zamanında dolup taşan, hastalarına şifa veren virane Uyuzhamam köyündeki Osmanlı döneminden kalan Uyuz Hamam tarihimizin geçmişten gelen bir sureti adeta. Kalsiyum ve magnezyumu bol, kükürt kokulu gazlı suyunun deri hastalıklarına iyi geldiği bilinen hamam gürül gürül akan sularıyla ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.

LÜLETAŞI CENNETİ
İlçede bir zamanlar önemli bir geçim kaynağı olan gümüş işlemeciliği atölyelerde sürdürülüyor ve Alpu’ya özgü Savat sanatı yeni nesle öğretiliyor. Gümüş üzerine siyah savat çamuruyla yapılan süsleme tekniği Osmanlı motifleriyle birlikte 200 yıllık bir zevki yansıtıyor. Bu atölyede kemer, bilezik, kolye gibi eşyalar yapılmakta ve süslenmekte. Günümüzde ilkel yöntemlerle köylüler tarafından yerin metrelerce altından çıkarılan lületaşı Alpu’nun önemli geçim kaynaklarından bir tanesi. En kaliteli lületaşı sadece bu topraklardan çıkarılıyor ve beyaz altın olarak nitelendiriliyor. Ocaklardan çıkarılan lületaşı yine Alpu’daki atölyelerde işleniyor.

DOĞA SEVERLERİN
UĞRAK NOKTASI
İlçe topraklarının dörtte üçlük bir bölümü düz Alpu Ovası’ndan oluşuyor. Bu nedenle tarım ilçe ekonomisinin temelini oluşturmakta. İlçede buğday, mısır, pancar ve çeşitli sebze ve meyveler yetiştiriliyor. Ayrıca ovada büyükbaş hayvancılık, arıcılık, dağlık bölgelerde ise küçükbaş hayvancılık yapılıyor. Sündiken dağlarının ortasında, Sakarya Nehri üzerinde kurulan Gökçekaya Barajı bölgenin enerji ihtiyacını karşılarken, köyleri ve toprakları sular altında kalan Gökçekaya köylüleri barajın nimetlerinden balıkçılık yaparak geçimlerini sağlıyor. Ayrıca bölge doğa tutkunlarının da vazgeçilmez mekanları arasında. Çatacık Orman içi dinlenme yeri de doğa severlerin gözde mekanlarından. Kent yaşamından biraz uzaklaşıp güzel bir hafta sonu geçirmek isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. İçersinde bir tane de geyik üretme çiftliği bulunan Çatacık Ormanı hayvan severlerle dolup taşmakta. Zamanla insanlara alışan geyiklerle dostluk geliştirmeniz de mümkün. Zengin ekosisteme sahip bu ormanda kuş gözlemleri de yapılabiliyor.  

28 AYRI ŞELALE
İlçede bulunan Deredop Kanyonu (Saklı Kanyon) Karacaören Köyü’nün 1,5 km kuzeydoğusundan başlayarak yaklaşık beş km uzunluğunda devam eder. İçerisinde, aralarında 40 metreyi aşan muhteşem 28 ayrı şelale ve bu şelalelerin oluşturduğu küçük göletler bulunur. ‘Saklı’ kanyona dışarıdan bakıldığında  görülmesi çok zor. Ulaşım orman yolu ile sağlanmaktadır. Geniş bir alanı kaplayan derin bir vadi olup dağcılık ve extrem su sporları için kullanılmaktadır.