Beyin ve Sinir Cerrahi bölümüne en sık başvuru sebeplerinin boyun ve bel fıtığı hastalıkları olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Hakan Bozoğlu, fıtık rahatsızlıklarının yüzde 5’inde cerrahi müdahale gerektiğini söyledi. Bel ve boyun fıtığı rahatsızlıklarının belirtileri hakkında konuşan Bozoğlu, “Boyun fıtığı, şiddetli boyun ağrısı, sırta vuran ağrı, kollarda ağrı ve uyuşma ile kendini belli ederken bel fıtığı ise her iki bacağa vuran ağrı, uyuşma ve yürüme zorluğu ile kendini göstermektedir” dedi.
“Yüzde 5’inde cerrahi müdahale gerekiyor”
Bel ve boyun fıtığının tedavisi hakkında da bilgi veren Bozoğlu, şunları söyledi:
“Her boyun ve bel ağrısı fıtık olmadığı gibi, her boyun ve bel fıtığının tedavisi de cerrahi değildir. Fıtıklı hastalarda cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyan hastaların oranı yüzde 5’i geçmemektedir. İlaç tedavisi, fizik tedavisi, istirahat, nöral terapi gibi birçok tedavi yöntemleri vardır. Bu tip tedavilerden fayda görmeyen, ilerleyici sinir hasarı gelişen, düşük ayak dediğimiz durumda olan, ayakta duramamaya varan sıkıntıları olan, kauda sendromu denilen idrar tutamamaya kadar giden hastalarımızda cerrahi müdahale gecikmeden yapılmalıdır. Cerrahi tedaviden bahsetmek gerekirse günümüzde şu an en çok uygulanan yöntem, mikro cerrahi dediğimiz tedavi yöntemi. Bu yöntemde yaklaşık 2 santim bir kesikten mikroskop yardımı ile sinire baskı yapan fıtık parçaları temizlenmekte, sinir rahatlatıldıktan sonra hasta ameliyattan çıkmaktadır. Ameliyat akşamı hastalarımızı yürütmeye başlıyoruz. Ertesi gün de eve gidecek duruma geliyorlar.”
Tek risk fıtığın tekrarlaması
Bozoğlu, hastaların fıtık ameliyatları sonrasında felç kalma endişesi yaşadıklarını söyleyerek, gelişen teknoloji ile bu oranın yok denecek kadar düşük oranda olduğunu söyledi. Bozoğlu, “Bu ameliyatlarda hastalarımızı en çok tedirgin eden konu felç olma, sakat kalma endişeler oluyor. Günümüzde mikro cerrahinin gelişmesi, teknolojinin ilerlemesinden dolayı bu tip endişeler artık yok denecek kadar azalmıştır. En sık karşımıza çıkan problem fıtıkların tekrarlama riskidir. Bu risk, tüm dünyada yüzde 5 ile 15 arasında değişmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrasında hastalarımızın ilk 1 ay ağır fizik aktivitelerinden uzak durmalarını, yürüyüş ve kas güçlendirici egzersizleri ile bu riskleri en aza indirmeyi amaçlamaktayız” diye konuştu.
Hastalara son bir uyarıda da bulunan Bozoğlu, “Ameliyat korkusu nedeniyle çevresinden duydukları değişik tedavi yöntemlerini denemek yerine, bütün rahatsızlıklarından uzman bir hekime başvurmalarında ciddi fayda vardır” dedi.