Huzursuz bacak sendromunun toplumda yaklaşık yüzde 3 ile 15 oranında görüldüğünü belirten Tosun, bu hastalığa sahip kişilerin ne gibi şikayetlerle karşı karşıya kaldığı hakkında konuştu. Tosun, “Huzursuz bacak sendromu bacaklarda güçlü ve engellenemez hareket etme isteğinin olduğu bir nörolojik bozukluktur. Şikayetler iki bacakta olabileceği gibi tek bacakta da olabilir. Hastalık ilerleyince hareket etme isteği, kollar, gövde ya da baş gibi diğer vücut bölümlerine de yayılabilir. Hasta bacaklarını hareket ettirmediğinde rahatsızlık hissi artar. Hastanın bacaklarında uyuşma, yanma, karıncalanma, ağrı gibi hisler olur. Hastadan alınan öyküde bacaklardaki hareket etme isteği istirahat ile ortaya çıkıyor ve ya artıyorsa, bacakları hareket ettirme ile azalıyorsa ve akşam ya da gece kötüleşiyorsa tanı konur. Ailede benzer hastalık olması, verilen tedaviye olumlu yanıt bu tanıyı destekler” dedi.
Bunlara dikkat edilmeli
Huzursuz bacak sendromunu ilerletecek ve olumsuz etkileyecek durumlardan söz eden Tosun, şunları söyledi:
“Demir eksikliği ile olan kansızlık, ağır derecede böbrek yetmezliği ve gebelikte huzursuz bacak sendromu gelişebilir. İleri yaş, kadın cinsiyet, Tip2 diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek vücut kitle indeksi (aşırı kilo) risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Fazla miktarda alınan, kafein içeren içecekler, alkol ve sigara bulguları kötüleştirebilir. Bazı ilaç türleri ile de yakınmalar artabilir. Huzursuz bacak sendromlu hastalarda Polisomnografi (uyku) incelemesi yapılması, bozukluğun tanımlanması ve tedavinin etkinliğini değerlendirmek için önemlidir.”
Tosun, “Benzer yakınmaları olan hastaların Nöroloji hekimine başvurması, yakınmalarını anlatması, gerekirse tetkik yapılması, daha rahat bir yaşam ve uykuya kavuşması için gereklidir” dedi.