Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde başlattığı tasarruf tedbirlerinin, özellikle yerel seçimlerde yaşadığı başarısızlıkların ardından belediyeleri cezalandırmayı amaçladığını ileri sürdü. Ataç, hükümetin kendilerini seçim başarısından dolayı cezalandırdığını belirterek, “Saray kendisi tasarrufa başlamadan, bizim çabalarımızın hiçbir anlamı kalmaz. Örneğin, bir kreşin maliyeti 3-4 milyon lirayı buluyor. Daha büyük projeler ise 10 milyon liraya kadar çıkabiliyor. Sarayın günlük masraflarının 1 milyar lirayı bulduğu söyleniyor,” şeklinde konuştu.
Sarayın Harcamaları ve Tasarruf Bahaneleri
Ataç, yakın zamanda Ankara’da Saray’ın gece ışıklandırmasının yoğunluğunu gözlemlediklerini belirterek, “Sarayda dakikada emekli maaşı kadar bir para harcanıyor. Bir yerden bir yere kaç araçla gidiliyor? Bu tür harcamalar büyük meblağlara ulaşıyor ve bunlar hakkında herhangi bir tasarruf önlemi alınmıyor. İller Bankası’ndan yapılan kesintiyi bile yüzde 50’ye çıkardılar ve aldığımız paranın yarısı kesiliyor. Bu tür adımlar, bahanelerle alınmış tedbirler,” dedi.
Sosyal Demokrat Belediyecilikte Eskişehir Modeli
Ataç, seçim sürecinde sıkça kullandığı “Türkiye Eskişehir olsa” ifadesinin önemini vurgulayarak, “Bu söylem etkili oldu ve sonuçlar ortada. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin bu başarısında Eskişehir’in büyük rolü var. 1999 yılında burada başladığımız çoban ateşi, 25 yıl boyunca dimdik durmamızı sağladı. Bu başarı, çevre illerdeki belediyelere de ilham verdi. Kütahya, Ankara, Bursa, Bolu, Bilecik ve Bozüyük gibi şehirlerde CHP’li belediyeler ortaya çıktı. Eskişehir’in başarısı, bu çevre illerdeki belediyelere de yansıdı. Vatandaşlar, daha ulaşılabilir ve samimi buldukları belediye başkanlarını destekliyor. Sosyal belediyecilik anlayışının Türkiye genelinde kabul gördüğünü ve bu anlayışın gelecekte de başarılı sonuçlar vereceğini düşünüyorum,” şeklinde konuştu.