×

Aşırı terlemeniz varsa dikkat!

Doç. Dr. Orhan Yücel, çoğu kişinin günlük hayatını etkilese bile çok fazla önemsemediği ve doktora bile başvurma gereksinimi duyulmayan aşırı terleme veya el-ayak terlemesi sorunu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Sağlığımız için önemli olan terlemenin yanı sıra özellikle günlük hayatı etkileyen aşırı terleme ve el-ayak terlemesi ile ilgili BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Göğüs Cerrahisi Doç. Dr. Orhan Yücel bilgilendirmelerde bulundu. Tedavilerin kalıcı ve etkili olduğundan dolayı rahatsızlık yaşayan kişilerin yaşadığı sorunu ertelemeden doktora başvurması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Orhan Yücel uygulanan tedaviler hakkında da merak edilenleri yanıtladı. 
   
Öncelikli olarak terlemenin insan sağlığı için çok önemli olduğuna değinen Doç. Dr. Orhan Yücel, aynı şekilde normal olmayan terlemenin de rahatsız edici olduğunu söyleyerek, “Isı dengesini en mükemmel şekilde terleme yolu ile sağlamaktayız. Fakat terlemenin olmaması gibi aşırı terlemenin de olması çok ciddi sıkıntılara yol açabilmektedir. Kişiyi depresyona, yalnızlığa kadar itebilir. El ve ayak terlemesi de aynı şekilde çok ciddi sorunlara sebep olabilir. Çünkü insanlar artık daha dar bir alanda birlikteler ve elindeki ter yükünü atabileceği son derece sınırlı bir alanı mevcut. Daha önce insanlar doğa ile iççice olduğundan dolayı bu ter durumunu belki fazla hissetmiyorlardı. Fakat artık çok daha gözle görünür ve konuşulan bir sorun oldu” dedi. 
   
"GECE TERLEMESİ ÖNEMLİ BİR KRİTER"
Terleme sebeplerinin teşhisi hakkında da detaylandırmalarda bulunan Doç. Dr. Yücel, gece terlemenin önemli bir kriter olduğunu söyledi. Yücel açıklamalarına şöyle devam etti:  “Bizim için iki kritik durum söz konusudur, bu terleme sadece el, koltukaltı ve yüz bölgesi ile sınırlı ise ve geceleri olmuyorsa bu tip hastalarda cerrahi tedavi ile hem etkili hem de kalıcı bir tedavi sağlamış oluyoruz. Eğer gece terlemesi varsa bu başka bir rahatsızlıktan kaynaklandığını gösterir.  Genelde sebebi bilinmiyor. Sebebi bilinmiyorsa bizim çok ciddi faydamız olabiliyor. Ancak hormonsal veya başka bir hastalığa bağlı olduğu zaman sadece el, koltukaltı ve yüz ile sınırlı olmuyor vücudun geneli ile ilgili oluyor, böyle bir durumda da cerrahi tedavi yapmıyoruz. Terlemeye neden olan alt rahatsızlık giderildikten sonra zaten terleme sorunu ortadan kalkıyor. İlaç tedavisi de mümkün ancak tedavi sadece terleme ile ilgili etki etmiyor bunun yanında diğer sistemlere de etki ediyor. Buna bağlı olarak da kişilerde rahatsız olma durumu söz konusu. Bu yüzden genelde terleme ile ilgili tedavide sebebi de belli değilse eğer ilaç tedavisinden daha çok en iyi şekilde fayda sağlayan cerrahi yöntem tercih edilmelidir.” 

TEREDDÜT ETMEDEN TEDAVİYE BAŞLANMALI
Terleme sorunu için yapılan cerrahi müdahale ile ilgili merak edilenleri aktaran Yücel aynı zamanda tam teşekküllü ve güvenilir hastanelerde tedavinin yapılması gerektiğini de hatırlatarak, “Göğüs cerrahisi tabi ki de hiçbir zaman kolay değil ancak uzman bir hekim ve ekiple girildiği zaman son derece basit. Tolera edilmeyecek komplikasyonlar çok nadiren oluyor. Sinire yapılan hasarla ilgili olarak sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Sinire fazla hasar verildiğinde belki bunlar hayati tehlikeye yol açmıyor ama kişinin elindeki terleme geçse bile vücudun diğer taraflarında çok ciddi aşırı terlemeler söz konusu oluyor. Örneğin ‘elimde terleme var mı yok mu, ameliyat olayım mı olmayayım mı’ sorusu karşısında kişinin tereddüt etmemesi lazım, çünkü hayatını çekilmez hale getirebiliyor. Fakat cerrahi ile artık çok kolay kurtulabiliniyor” şeklinde konuştu. Ameliyattan sonra tekrar nüksetme durumunun olup olmadığı ile ilgili de Yücel, “Cerrahinin yetersizliği söz konusuna bağlı olarak maalesef tekrar etme durumu yaşanabilir. Anatomik sebeplerden sinire müdahale edemiyoruz. Zaten ameliyattan hemen sonra terleme devam edeceği için ameliyatın başarılı olup olmadığını anlarsınız. Terlemenin olduğu bölgenin sadece el, yüz ve koltuk altı olup olmadığına bakılmalı, eğer diğer bölgelerde varsa ameliyatımız olumsuz sonuçlanır” dedi. 

GENETİK FAKTÖR VAR MI?
 Son olarak da sorunun genetik bir alt yapısı olup olmadığı hakkında da konuşan Doç. Dr. Orhan Yücel,  “’Aileler soruyor bende varsa çocuğumda da aynı terleme sorunu var mıdır’ diye ve evet maalesef yüzde 50 oranında ailenin diğer fertlerinde de bunu görüyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.