Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fatih Demirci’nin de katıldığı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Nuray Karaca ve Prof. Dr. Şükrü Torun’un öncülüğünde düzenlenen müzik terapisi farkındalık etkinliğinde pek çok davetli yer aldı.
“Müzik terapisinin gelişmesine katkı sağlayacağız”
Açılış konuşmasında müzik terapisi hakkında düşüncelerini belirten Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Müzik terapisinin ulusal ve uluslararası boyutlarda nasıl işlendiği, bu konuda ne tür çalışmalar yapıldığı ve üniversitemizin neler yapabileceği hakkında konuşmalar yaptık. Bu konuyu daha sonra merak edip bireysel olarak da araştırdım. Yaptığım incelemeler sonrasında müzik terapisinden çok etkilendim ve çeşitli okumalar yapmaya devam ettim. Müziğin ne derecede şifa dağıttığını, çok eski bir tarihi olduğunu daha iyi anladım. Eski Yunanda ve Anadolu topraklarında hüküm süren bütün medeniyetlerde bu konunun ele alındığını net bir şekilde fark ettim. Edirne’deki Sultan II. Beyazıt Külliyesinde müziğin ve su sesinin hastalara şifa sağlamak için kullanıldığını, İbni Sina'dan Farabi'ye; Selçuklulardan Osmanlılara uzanan köklü bir anlayışla, müziğin hastalıkların tedavisinde başarı ile uygulandığını biliyoruz. Günümüzde bu uygulamaların bu alanda yetiştirilecek müzik terapistleri tarafından bilimsel yöntemlerle yapılması gerekiyor. Bu anlamda biz de Anadolu Üniversitesi olarak bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da bu tür gelişmelere her türlü desteği vereceğiz ve müzik terapisinin bilimsel bir çerçevede gelişmesine katkı sağlayacağız” dedi.
“Üniversitemizde müzik terapisi konusunda büyük potansiyel var”
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fatih Demirci, Fakülte olarak bilimsel veriler doğrultusunda müziğin sağlığa faydalarını daha detaylı çalışmak istediklerini söyleyerek “Ülkemizde bu alanın gelişmesini Sağlık Bakanlığı da destekliyor. Çalışmalarımıza çok titiz bir şekilde başladık ve devam ediyoruz. Üniversitemizde müzik terapisi konusunda büyük potansiyel var. Bu potansiyeli görmek bizi mutlu ediyor, geleceğe yönelik düşüncelerimizi zenginleştiriyor. Bizzat Rektörümüzün de bu konudaki desteklerini samimi bir şekilde hissedebiliyoruz. Başta Şükrü Torun hocamız olmak üzere emeği geçen, destek veren herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Müzik, eşi bulunmaz bir terapi aracı”
Müzikle insan birlikteliğinin çok eski tarihlere dayandığını belirten Prof. Dr. Şükrü Torun ise, konuşmasında müziğin, beynimizin tümünü kapsayan yaygın ve çok büyük sinir şebekelerinde işlendiğini, unutkanlıkla seyreden Alzheimer hastalığında bile müzik belleğinin göreceli olarak korunduğunu ve bu nedenle müziğin unutulmadığını anlattı. Müzik-beyin ilişkilerini esas alan yöntemlere dayanan Nörolojik Müzik Terapi uygulamalarından örnekler de veren Prof. Dr. Şükrü Torun, müzik terapisinin yalnızca hastalara müzik dinletmekten ibaret olmadığını, öngörülen eğitimlerin yetkili müzik terapistleri tarafından uygulanması gerektiğini ve sadece Alzheimer hastalığında değil, birçok sistemik, nörolojik ve psikiyatrik bozukluğun rehabilitasyonunda da yararlı olduğunu belirterek şunları ekledi:
“Sağlıklı bireyler dâhil bütün insanların müzikten faydalanması gerekiyor. Çocukların gelişim ve eğitim süreçlerinde, duyu-hareket entegrasyonunun desteklenmesi için de müzik eşi bulunmaz bir nimettir. Müzik terapisi, halen ilaçla tedavi olanakları kısıtlı olan Alzheimer hastalarına iyi geliyor. Çalışmalarımız, hastaların beyinlerinde depolanmış olan müzik dağarcığının bozulmadığını gösteriyor. ‘Birlikte söyleyelim’ performansımızda, bir çeşit unutkanlık hastalığı olan Alzheimer hastalığında bile müziğin unutulmadığına tanıklık edeceğiz.”
Prof. Dr. Torun organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek konuşmasını sonlandırdı.
Etkinlik, Alzheimerlı hastalara yapılan müzik terapisinin ardında son buldu.