YAZI VE FOTOĞRAFLAR: SADİ SEDA
Avrupa’nın göbeğinde 3 yıl boyunca büyük üzüntülerin yaşanmasına neden olan Bosna Savaşında binlerce masum insan katledilmiş, ağır işkencelere maruz kalmış, binlerce kadın ve kızlara tecavüze uğramış. Maalesef yaşanan bu zulümlere birçok Avrupa ülkesi sessiz kalmış ve adeta Bosnalılar kaderleri ile baş başa bırakılmış.
Avrupa’nın Kudüs’ü diye taçlandırılan Saray Bosna’da her ne kadar savaşın izleri hala ortadan kalkmamış da olsa, yaşadıkları o büyük travmaları ve acıları içlerine gömen Saray Bosna halkı, bugün dimdik ayakta ve yüzleri gülüyor. Avrupa’nın göbeğinde yıllar boyunca büyük zulmüne uğrayan Bosnalılar zor geçen yılların ardından toparlanmaya başlamış durumdalar.
Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında 5 bin öğrencinin ‘Türk Dünyası Ülkeleri’ ile buluşturma fikri tam olarak kimden çıktı bilmiyorum ama bana göre çok iyi düşünülmüş önemli bir proje.
Proje kapsamında Türk Dünyası ülkelerine gönderilen öğrencilerle birlikte bende Saray Bosna’ya gittim. Daha doğrusu bana ‘Kosova’mı, Saray Bosna’mı?’ diye sorduklarında tereddütsüz ‘Saray Bosna’ dedim.
Çünkü 1992 yılında başlayan 1995 yılına kadar süren savaşta, savaş demek belki biraz hafif kalır adeta katliamda Bosna'da, büyük çoğunluğu Müslüman olan toplam 312 bin kişi hayatını kaybetmişti. Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç de bugün barışın hâkim olduğu ülkesini böylesi bir şehrin en tepe merkezine çocuk parkının bozularak yapılmış şehitlikten seyrediyor.
İLK DEFA UÇAĞA BİNDİLER
İLK DEFA YURT DIŞINA ÇIKTILAR
Hoca Ahmet Yesevi Anadolu Lisesi ve 19 Mayıs Anadolu Lisesi öğrencileriyle birlikte Pazar gecesi saat: 03.00’de İstanbul’a yola çıktık. 3 öğretmen ve 50 kişilik öğrenci grubu ile sabah 08.00’de İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı önünde otobüslerden indik.
İlk defa uçağa binecek ve yine ilk defa yurt dışına çıkacak öğrencilerin pek çoğunun gözüne yaşayacakları heyecandan dolayı benim gibi gram uyku girmedi. Bir an evvel uçağa binmek ve çok merak ettikleri Saray Bosna’ya varmak istiyorlardı.
19 Mayıs Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Ali Şahin Yıldız, turun sorumlusu olduğu için öğrencileri Sabiha Gökçen Havaalanı içerisinde bir köşeye topladı. Öğretmenler ve öğrencilerle ilk kez yüz yüze geldik. Onlara kendimi tanıttım. Gezi boyunca birlikte olacağımızı söyledim.
19 Mayıs Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Ali Şahin Yıldız ile birlikte aynı okuldan Müdür Yardımcısı Mehmet Kocatorun ve Hoca Ahmet Yesevi Lisesi Müdür Yardımcılarından Özlem Sarankök’de Bosna Hersek’e gidecek öğrencilerin başlarında görevlendirilmişlerdi.
Pasaport kontrolünden geçip havaalanına adımımızı atar atmaz bizi bekleyen otobüslere binerek Bizi Saray Bosna’ya götürecek Pegasus Hava Yolu Şirketine ait uçağın başına geldik. Uçağa binerek birçok öğrenciyi bir başka heyecan, kimilerinin ise az da olsa içlerinde bir korku vardı. Uçağa binmeden önce bir gurup öğrenciyi toplayarak uçağın önünde fotoğraflarını çektim.
VE SARAY BOSNA’DAYIZ
1 saat 30 dakika süren uçak yolculuğumuz sona ermek üzere idi. Saray Bosna’nın üzerine geldiğimizde uçağımızın kaptanı az sonra Saray Bosna (uluslar arası dildeki adı Sarajova) Havaalanına ineceğimizi anons ettiğinde, cam kenarında oturduğumdan aşağıya baktığımda ilk dikkatimi çeken cami minareleri oldu.
Sarajova Havaalanı, Sabiha Gökçen Havaalanın nerede ise çeyrek büyüklüğünde. Uçaktan inip Sarajova Havaalanına ayak bastığımızda, yorgun ve uykusuz olmalarına rağmen öğrenci kardeşlerim Saray Bosna’yı gezmek için sabırsızlandıkları dikkatimi çekti. Havaalanında pasaport kontrol işlemlerinden sonra bizi alan dışında bekleyen bize rehberlik edecek Saray Bosna’lı Boşnak Haris Purişeviç ile buluştuk.
Bavullarımızı üç gün boyunca bizi gezdirecek otobüse yerleştirdikten sonra hiç vakit geçirmeden rehberimizin önderliğinde ziyaretlerimize başladık.
SARAY BOSNA, BOSNA HERSEK’İN BAŞKENTİ
Bosna Hersek’in başkenti olan Saray Bosna aynı zamanda ülkenin en büyük şehri. Saraybosna’nın İngilizce başta olmak üzere birçok dilde karşılığı Sarajevo’dur. Osmanlı zamanında Saraybosna yıllar boyunca Bosna Saray ve Saray Ovası olarak adlandırılırmış, bu nedenle bu tarihten sonra birçok dilde şehir Sarajevo olarak bilinmiş. Saray Bosna merkez nüfusu yaklaşık 600 bin civarında. Son yıllarda sayım yapılmadığı için tam rakam bilinmiyor.
ESKİŞEHİR’E BENZİYOR
Milijacka Nehri’nin çevresine kurulu Saraybosna’da yüzyıllar boyunca Müslümanlar, Katolikler, Ortodoklar ve Musevîler bir arada sorunsuz bir şekilde yaşamışlar. Bu yönü ile şehir Avrupa’nın Kudüs’ü olarak da biliniyor. Saraybosna’da başta Boşnakça olmak üzere Sırpça ve Hırvatça da konuşulmakta. Türkçe ise başta Türk Çarşısı olan Baş Çarşı olmak üzere bazı kesimlerde anlaşılmakta ve konuşulmaktadır. Saraybosna ve Bosna Hersek ile ilgili son yıllardaki en önemli olay ise tabi ki 1992 yılında çıkan Bosna Savaşı (katliamı) ve Bosnalı Müslümanların yaşadıklarıdır. Avrupa’nın göbeğinde yıllar boyunca büyük zulmüne uğrayan Bosnalılar zor geçen yılların ardından toparlanmaya başlamış durumdalar. Avrupa’nın Kudüs’ü diye taçlandırılan, geçirmiş oldukları 2 savaşa rağmen Saraybosna’da her ne kadar savaşın izleri hala ortadan kalkmamış da, halk yaşadıkları o büyük travmaları ve acıları içlerine gömerek dimdik ayakta ve yüzleri gülüyor. Ben Saray Bosna’yı daha çok Eskişehir’e benzettim. Şehrin ortasından geçen Milijacka Nehri, kaldığımız otelin 200-300 metre arka sokağında bulunan birahaneleriyle de Barlar Sokağını andırıyordu. Yine şehrin ortasından geçen Yugoslav döneminden kalma eski ve yeni tramvaylar. Üstü açık Baş Çarşı. Baş çarşıdaki bakırcılar, kuru kahveciler, hediyelik eşya ile forma, çocuk giysileri satan dükkanlar. Türkçe ise başta Türk Çarşısı olan Baş Çarşı olmak üzere bazı kesimlerde anlaşılmakta ve konuşulmaktadır.
BOSNA HERSEK HAKINDA GENEL BİLGİLER
BAŞKENT: Sarajevo (Saray Bosna)
NÜFUS: 3.981.239
YÜZ ÖLCÜMÜ: 51.129 km2
PARA BİRİMİ: Konvertibli Mark (KM)
TELEFON KODU: +387
YÖNETİM BİÇİMİ: Federal Demokratik Cumhuriyet
ÖNEMLİ ŞEHİRLERİ: Saraybosna, Tuzla, Mostar, Banja Luka, Zenica, Doboj
KOMŞU ÜLKELERİ: Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ
EKONOMİ VE GELİR KAYNAKLARI: Çelik, Kömür, Demir, tekstil, Orman Ürünleri, Tarım, Hayvancılık, Turizm.
DİL: Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça.
DİN: Müslüman(%40), Ortodoks(%31), Katolik ,(%14) Diğer
İKLİM: Karasal iklim hâkimdir. Genelde 4 mevsim bol yağış alan ülkede en yağışlı ay Haziran, en kurak ay ise Aralık’tır.
Ülke, hem Akdeniz hem de kıtasal iklimin etkisi altında olan bir coğrafyada bulunur.
Bosna Hersek tarihteki yerini Roma İmparatorluğu döneminde Ban adı verilen beylikten almıştır.
1180 ile 1463 yılları arasında bağımsız krallık, 1580 ile 1878 arasında Osmanlı’nın bir eyaleti, 1878 ile 1918 yılları arasında Avusturya- Macaristan İmparatorluğu yönetimi altında bulunmuş 1945 ile 1992 yılları arasında sosyalist Federal Yugoslavya olarak tarihte yerini almıştır. Bosna Hersek son 800 yıllık tarihinin sadece 650 yılı boyunca haritalarda Bosna adıyla yer almıştır. 1463 yılında Osmanlı İdaresine geçene kadar Boşnaklar, Bogomil’ler olarak bilinirdi. Osmanlının Bosna Hersek’i Fethinden sonra Anadolu’dan gelen dervişlerin ve Bogomil inancının İslamiyet’e yakın olması sebebiyle guruplar halinde Müslüman olmuşlardır. Müslümanlığı kabul etmeyen diğer Milletler için Fatih Sultan Mehmet Han isteyen kendi inancını dini vecibelerini yerine getirebilir diye Ferman buyurmuştur. Fermanın aslı Bosna Hersek’in Fojnica kasabasında Franka Hristiyan kilisesinde bulunmaktadır. Osmanlı idaresi Bosna topraklarında inşa ettiği Hanlar, Hamamlar, Camiler, Medreseler ve Külliyeler ile Boşnakların gelenekleri ile kültürüne de etki etmiştir, başta Saraybosna, Mostar ve Travnik olmak üzere birçok şehir Osmanlı döneminde gelişmiş ve imar edilmiştir.1878 yılına kadar devam eden Osmanlı idaresi altında pek çok Boşnak Osmanlı idaresinde devlet yönetiminde görev yapmıştır.
1929 yılında kurulan Yugoslavya krallığı tekrardan eski banlık sınırlarını, etnik ve tarihi sınırlara geri çevirmiştir. 1939 yılında yanı 2. Dünya savasına yakın bir tarihte Cvetkovıc- Maçek anlaşması ile Hırvat Banlıyı Bosna’yı Hırvatlar ve Sırplar arasında bölmüştür. 1941- 1945 yılları arasındaki 2. Dünya savası sırasında Naziler Yugoslavya’yı işgal ederek Slovenya’yı Almanya’ya, Hırvatistan’ı İtalya’ya ve Makedonya’yı Bulgaristan’a bağladı ve bu sure zarfında Bosna Hırvat yönetimi altında kalmıştır.
YILLARCA BİR ARADA YAŞAMIŞLAR
Milijacka Nehri’nin çevresine kurulu Saraybosna’da yüzyıllar boyunca Müslümanlar, Katolikler, Ortodoklar ve Musevîler bir arada sorunsuz bir şekilde yaşamışlar. Bu yönü ile şehir Avrupa’nın Kudüs’ü olarak da biliniyor. Saraybosna ve Bosna Hersek ile ilgili son yıllardaki en önemli olay ise tabi ki 1992 yılında çıkan Bosna Savaşı (katliamı) ve Bosnalı Müslümanların yaşadıklarıdır. Avrupa’nın göbeğinde yıllar boyunca büyük zulmüne uğrayan Bosnalılar zor geçen yılların ardından toparlanmaya başlamış durumdalar.
II. DÜNYA SAVAŞI'NDAN SONRAKİ EN BÜYÜK SOYKIRIM YAŞANDI
Üç gün boyunca bize rehberlik yapan 4 yıl Türkiye’de Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde eğitim gören Boşnak Rehberimiz Haris Purişeviç’in anlattıklarını duyunca benim, öğretmen arkadaşlar ve öğrencilerin tüyleri ürperdi. Boşnak’ların bu acılara nasıl dayandıklarını düşündük. Hatta Boşnak’ların yaşadıkları zülüm ve işkenceleri duyan ve öğrenen bazı öğrenciler duygularına hakim olamayarak ağladılar.
Bosna'daki savaş 1992 yılının ilkbaharında başladı. Bosna'nın kuzeyini hedef alan saldırıların amacı bu bölgelerden Boşnak ve Hırvatları uzaklaştırarak Sırp devletini kurmaktı. Sırpların bu saldırıları bölgedeki diğer etnik gruplar için tam bir felakete dönüştü. Kuşatma altındaki şehirler ve mülteci kamplarında pek çoğu öldürüldü ve işkenceye uğradı. Savaşın ilk aylarında askeri olmayan doğudaki pek çok Boşnak şehri Sırpların saldırıları sonucu kolayca düştü. Ancak şehri çeviren tepelerinde yardımıyla Srebrenitsa saldırılara karşı kendisini başarıyla savundu. Boşnaklar silahsız ve yalnız bırakılmışlardır. Temmuz 1995'te General Mladic komutasındaki Sırp güçleri Srebrenitsa'daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçleriyle anlaşarak şehri hedef aldı. Yaklaşık 25 bin Boşnak Sırp tehdidi üzerine şehri terk ederek bir başka güvenli bölge olan Potocari'ye ulaştı. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş olan erkekler otobüslere bindirilip kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürülmüşler. Bosna’da yaşanan Savaşı, Saray Bosna’lılar II. Dünya Savaşı'ndan sonraki bu en büyük soykırım olarak değerlendiriyorlar. Bu katliamda 10-15 bin Boşnak'ın katledildiği söyleniliyor. Srebrenitsa Katliamı'nın ardından o güne kadar olaylara kayıtsız kalan batı kamuoyunda Sırplara karşı baskılar arttı ve 1995 yılı sonlarında savaş son buldu.
SARAYBOSNA BUGÜN
1400 günlük kuşatmayı sona erdiren Dayton Barış anlaşması imzalandıktan 10 yıl sonra Saraybosna şimdi Avrupa’nın en hızlı değişen şehri haline gelmiş. Yeniden yapılandırma çalışmalarının çoğu tamamlanmış ve şehir geleneksel yapısını ve ruhunu koruyor. Modern Avrupa tarihinde en uzun süren kuşatma altında kalan şehrin, bugünkü hale gelmesi gerçekten şaşırtıcı.
DEVAM EDECEK